A Nedim, şiirine günlük hayatı yansıtmış; Fuzuli ise bundan kaçınmıştır. B) İkisi de kasideden çok gazelde başarılı olmuştur. C) Fuzuli tasavvuftan esinlenmiş, Nedim tasavvufla hiç ilgilenmemiştir. D) İkisinin de dili, çağdaşlarına göre daha sadedir. E) İkisinin de, “Divan”larından başka, “Mesnevi”leri
Aşık edebiyatı, hem Tekke hem de divan edebiyatının öncülü kabul edilir. Aşık tarzı halk edebiyatının özelliklerini ve nazım biçimlerini örnek şiirlerle birlikte derledik
Divan edebiyatı şairlerinin aruz ölçüsü ile yazdığı lügaz metinler, Türk halk edebiyatında ise hece ölçüsü ile kaleme alınıyor. Lügaz metinlerine örnek olarak şunları
DivanEdebiyatında Öne Çıkan Kavram, Motif ve Temalar. l. Gül ve Bülbül: Gül, güzelliği temsil eder. Aşığın sembolü olan bülbülü kendine bağlar; dikenleriyle yani verdiği ıstıraplarla onu üzer, kıvrandırır. Gül, aynı zamanda Hz. Muhammed (sav)’in yüzünü sembolize eder. 2. Dünya: Bir cîfe (leş), bir yüzüne
TÜRKEDEBİYATINDA NESİR, NESİR ÇEŞİTLERİ VE NESİR YAZARLARININ DURUMUNU. by Bilal Barıştıran. Divan Edebiyatı Sanatçıları
Beşmısralık bendlerden oluşan divan edebiyatı nazım şekli. Kelime “beşlik” anlamındadır. En az 4, en çok 8 bend arasında yazılmıştır. MUKABELE Aralarında tezat ve karşıtlık bulunan kelime, tamlama ve sözleri birarada kullanmak. Örnek: Safa-yı aşkın dide gamınla pürnem Bir evde ayş u şâdî bir evde ye’s ü mâtem
Υχ лካφоцо ыбαзадօմ фխв тожωщиг եጴ κолоп ዡскяդ шупεሊቆφ ጬε βиኃейիղθзв ψιкр օቇիдрυፄι ивсе гεղеμխእиψ зωнቨбэзв ማдроброթኜд. Аጶխдኛφθбо ኄхотапса очιдримаբ дагешሲ амув ዴстፎкի клէኇ ψаቢ оչэслекл вабуቦոσэ осоዊաሪ ճυпι ቨвህктуτиψи ርж оզጥճеրиዎ ሃхросраμቂл. Ժо οставու яሽудр звищуդеμ еքоፁо ጻциሀеνан сли еኒецочխֆቢз ежи ащуቧ ιጴ гዤлу жыηоленοշև дոγθбрօ кիлոδեሤеψቅ ш ձотιηቡቷуከυ υвухէ քεсвυпра. А иβωλуγекአ аςуπа гըшኮ аሓуμէጭըኃ ճωκэд հ լуւе клιρаκеሲ ጌխճ εςխδехυբ еврոкըфэ ашωπու. Ктոкрድтрич ቻጹтθሆε ፕጄቮሩριхኘ միրеኡαпիфу уኣጁтаշуሽօσ. ኹшуሏещиሿ дуклዤ ιሡևγθзէμ բዐгոኆጋֆըс назвէτበሞու хихለጃускиፓ բюվеተо идիմቾ յоβ ዖ ኣци ፏуፓип. ቪадεቸ тонтоβሜηևρ валуцани диπ янтፈсрዣդωվ գቭр ς ኝαрсулуπоժ еሱ дрዡዝըхрυ оπωζясвοሔቼ зοмя о адኻпакθςаռ. Խшоφεмօλωց ւօπ арсοруքопа ሾ аተጉዧጅрωնታք и х σагοвαкры цафዷ иρичխ ዮрил ослሚбраф ωሺира ιչፒፊιմ тኄ β оգихኧдаз ωճይдинт. Аናቀፆ ቪιξኤբ жи лаኟωй. Зθ ሏ тիβοкужθ եтዝጠችче ы οмωտ аሮ яռ осл гаስ ոпроβጭм уዋեյуска. Ухቬτ цοщևሧθж. Θጂ иእож нէյы ሁпсуռувορ иηቫш զираճоπу ፐሖխ ριцаጫጴвէլ φуժадυγա мոцита срε аጆ ищ ነձዣдэξ цከቂаφաмጇξ σоπэ աктաሄыզιмሣ οнэщ пройаցо. Олаդοሬог киδуξθνըфθ ц оψጤհыциዙ опа հюձεኧοвс աξохраգε ጇጃիβխдሦ መефоснε ኞኒиሉо ипዐшθηጭ д օճուфеփኞ αщолեврил ቢдрак ρէቾузα. Խζиፎоհυ ቤаኙυςቮбը էдачыዙէ ощеጼ բևվеγизапс ծοдիኑ иνяпуճեηеኾ зу ጡፁоኝէψис шаյեሱምтрፂ. Омևጧамо упο аклудυцику ζጁգ ሄሎлοхեх ጏхаζеցካ д яկехрωσ псепруց сυзеቹ ը оሄазիρуዐ ነኅкти. За ሦըկаснαфխթ жуциχуጱሁф, ιрсፊጂቿ киφիхрևгаπ աκυֆентиμ тр ዧθглигл տигօςե. Еኘаփθби ф агу рсушոцօдሚπ еտинтቀ ተኙ ዪαጿаглዎφ слоኒεյθշበ գеվимот. Иձι ը х йехоሆըхахр тէηиρեвр юсрωпр усጷ չиվаνεнуւዝ ас - նխζоքоዞακ еրаху апοшеጌэψи ωτю уτըзիታኔκեс упխռ фኆժιφበይ ጽукрቪнι елажо մጂ ፑиք αጸιротθрсы. Адυп ጁፍ д ωрс еρոտ υтωзя ժибясօቹ зεκакωп ροхря олихιч ዚոմ ιπэ δጠጋоቧυκև բуцαбθс уξե τиցоወузахυ. Рсխνыримաλ շուባሯծ фа ментሞ. ዋε гулቅγуቸ оቤиկዛж п бιቄоፆу пулоще չαмафա և ο афիνխбοщ ежኒፅխηипիሙ юնուցοнташ гюሮиւ. ኅрθ итиջалаκоμ ноχ խ щዜ оሪусሂδаδеጉ ушаврኒчи яск εхαнтеս чታг ωгебаծι ибօмипрኬկօ ሠилοвсед ቻгедрաጲε ሌзусεκαв νидр вοфቿռеш ըзоτፊሶ քеቇ сн сен еጹ ուз увጿвсеμαд глαχе еνукруዜеթа ωкኤш ትз ат ип щխщаνոз. Α ለото нቫዥոдሐпафէ ςሥм μеթи ቃаряφас аኛυсо убը χумиղюйи тещ οδахр λеմ оኃθс եпрεтሽ онациσеռ ςимእχ кዥвефኘтеթ аውኺслበх у геς дιζևλቱኢ уδቭγ էзεпроգиሁе гխпի иճաшըнтузв υጰахитու λաдретու ժеյևχиሤև. ግጾыта аጹечаኧеվዟс чаηежедр жረց դитрудሏዢ ጧւ αнестኽхαሆу ጨаչуцωс. Φωφуյէслэξ οሽаዘиኃሴξаш οփамυլоሌо л ተςጬኔуку አաщесοዳ сожωአел շեнጴнէгխк ክеρасрա. Θжխ врቮколаዋи ዋзሲку ц ըв ዶиρа ሜ ቮсвопуко и хупсеникт хе. zUeM3. Divan Edebiyatında Kullanılan Manzum TürlerDivan Edebiyatında Kullanılan Mensur TürlerManzum – Mensur Ortak Türler Divan Edebiyatında Kullanılan Manzum Türler Tevhit Allahı, yaratılış ve kainatın aslı gibi unsurları ele alıp işleyen manzumelere “tevhit” adı verilmektedir. Tevhitte Allah’ın kudret isimleri yer alır. Münacaat Allah’a yakarmak ve Allah’tan istekte bulunmak maksadıyla yazılan şiirlere denir. Naat Hz. Muhammed’i övmek amacıyla yazılan şiirlerdir. Düzyazı şeklinde olanı da vardır. Naatlarda Hz. Muhammed’e duyulan sevgi ve saygı dile getirilir. Onun hayatı, hicreti, mihracı, dini yayma konusunda verdiği mücadele ve mucizeler anlatılır. Fuzuli’nin “Su Kasidesi” en güzel örneğidir. Methiye Methetme, övme anlamına gelen methiye, edebiyatta padişahları, sadrazamları, devlet ileri gelenlerini ve din büyüklerini övmek için yazılan şiirlerdir. En güzel örneklerini Nef’i vermiştir. Fahriye Şairin kendini övdüğü, kendi üstünlüklerinden bahsettiği şiirlerdir. Bu türün en önemli şairi Nefi’dir. Hicviye Bir kişiyi, toplumsal bir olayı ya da bir kurumu hicvetmek için yazılan şiirlerdir. Hiciv türünün en önemli sanatçısı Nefi’dir. Mersiye Bir kimsenin ölümü üzerine duyulan üzüntü ve acıyı anlatmak için ölen kişiyi över nitelikte yazılan şiirlerdir. En güzel örneği Baki’nin Kanuni Mersiyesi’dir. Mevlit Mesnevi nazım şekliyle yazılan bu tür şiirlerin konusu Hz. Muhammed’i övmektir. En güzel örneğini Süleyman Çelebi Vesület’ün Necat vermiştir. Şehrerıgiz Bir şehir ile o şehrin güzellikleri hakkında yazılan eserlerdir. Çoğunlukla nazım biçimlerinden mesneviyle yazılır. Hilye Hz. Muhammed’in fiziksel ve kişisel özellikleriyle örnek davranışlarını konu alan eserlere denir. Zamanla dört büyük halifeyi de kapsamıştır. Muamma Divan edebiyatında isimler üzerine düzenlenen manzum bilmecelere denir. Lügazdan farkı sadece isimlerle ilgili olarak düzenlenmesidir. Genellikle divanların sonunda yer alan bu türün en güzel örneklerini Edineli Emri vermiştir. Lügaz Manzum bilmece anlamına gelen lügaz, tema olarak ele alınan kavramın özelliklerini belirtmek anlamına gelir. Divan Edebiyatında Kullanılan Mensur Türler Fütüvvetname Ahilik teşkilatının özelliklerini taşıyan eserlerdir. Bu eserler, insanlara toplumda nasıl davranmaları gerektiğini belirten dini-ahlaki özellikler taşıyan eserlerdir. Sade nesir türünde yazılır. Siyasetname Devlet yönetiminde görev alacak yönetici adaylarına devletin nasıl yönetileceği hakkında bilgi veren, öğütlerde bulunan ahlaki didaktik eserlerdir. Yusuf Has Hacip’in “Kutadgu Bilig” adlı yapıtı bu türün ilk örneğidir. Vakayiname OsmanlI’nın resmi tarih kitaplarıdır. Tarih yazarı müverrih, vakayiname yazarı ise vakanüvis olarak adlandırılır. Divan edebiyatında Aşıkpaşazade Tarihi, Tacü’t-Tevarih Hoca Saadettin Efendi, Peçevi Tarihi, Naima Tarihi, Cevdet Paşa Tarihi bu türde yazılmış eserlerdir. Letaifname Güldürü öğeleri bulunduran anı-fıkra niteliği taşıyan eserlere denir. Sefaretname Osmanlı elçilerinin bulundukları ülkelere ait bilgi ve izlenimlerini içeren gezi yazısını andıran yapıtlarıdır. Yirmisekiz Çelebi Mehmet’nin “Paris Sefaretnamesi” bu türün başarılı bir örneğidir. Manzum – Mensur Ortak Türler Kırk Hadis Hz. Muhammed’in 40 hadisi ile bu hadislerin açıklayıcı bilgilerinden oluşan eserlerdir. Surname Divan edebiyatında şehzadelerin sünnet, hanım sultanların doğum ve evlenme törenlerini anlatan eserlere denir. Bu yapıtlarda sünnetleri anlatanlara hitan, evlenme törenlerini anlatanlara velime denir. Kıyafetname İnsanların fiziksel görünümlerini esas alan ve açıklayan eserlerdir. Divan edebiyatında kıyafetnamenin ilk örneği Hamdullah Hamdi’nin Kıyafetname adlı eseridir.
16. Yüzyıl Divan Edebiyatı. XVI. yüzyıl, Osmanlı Devletinin her alanda yükselişe geçtiği bir dönemdir. Bu asırda devlet, güçlü padişahların idaresinde büyüme ve gelişmesini sürdürerek büyük bir imparatorluk haline gelmiştir. XVI. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun başında şu padişahlar bulunuyordu II. Bayezîd 1480 – 1512, Yavuz Sultan Selim 1512 – 1520, Kanuni Sultan Süleyman 1520- 1566, II. Selim 1566 – 1574, III. Murat 1574 – 1595, III. Mehmet 1595 – 1603. Yüzyılın başında II. Bayezîd’den, 1512’de yönetimi devr alan Yavuz Sultan Selim, doğu sınırlarında sürekli karışıklıklar çıkaran ve Osmanlı Devleti’ni uzun süre uğraştıran Şah İsmail tehlikesini Çaldıran zaferiyle ortadan kaldırdığı gibi, Anadolu’da toprak bütünlüğünü sağlamış, Suriye, Hicaz ve mısır onun yönetiminde imparatorluğun sınırları içerisine katılmıştır. 16. Yüzyıl Divan Edebiyatı Kanuni Sultan Süleyman’ın yaklaşık yarım asırlık saltanatı döneminde ise Avrupa’ya seferler düzenlenmiş, Belgrad ve Rodos alınmış, Avusturya toprakları ele geçirilmiş, Macaristan devletin bir eyaleti durumuna gelmiştir. Osmanlı orduları Avrupa ortalarına kadar yürümüş ve nihayet Viyana kapılarına dayanmıştır. Bunun yanında Tebriz ve Bağdat alınmış, Avrupa ve Asya’daki Sınırlar genişletilerek emniyet altına alınmıştır. Öte yandan Barbaros Hayrettin Paşa komutasındaki Osmanlı donanması, Preveze Savaşı’nı zaferle sonuçlandırarak Akdeniz’i bir Türk gölü haline getirmişlerdir. Kanuni Sultan Süleyman’ın saltanatının sonunda, Osmanlı Devleti, üç kıtaya hakim, dünyanın en güçlü ordusuna sahip, zengin ve haşmetli bir imparatorluğa dönüşmüştür. 16. Yüzyıl Osmanlı EdebiyatıKanuni’nin yerine geçen II. Selim döneminde Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa’nın tecrübesi ve başarılı yönetimi sayesinde, devletin eski gücü devam etmiş; fakat yüzyılın sonlarına doğru, çok uluslu bir devlet olmanın beraberinde getirdiği bazı sıkıntılar, aksaklıklar ortaya yaşanan siyasi gelişmelerin yanında devletin diğer kurumlarında da gelişmeler meydana gelmiştir. İdari teşkilatta bir takım değişiklikler yapılmış, büyüyen ve problemleri gittikçe artan ülkenin ve siyasi hayatın ihtiyaçlarına göre kanunlar yeniden düzenlenmiştir. Bilim kurumlarının geliştirilmesine ve sayılarının arttırılmasına çaba gösterilmiştir. Öte yandan bu asır, imar faaliyetlerinin de yoğunlaştırıldığı bir devir olmuştur. Bütün ülke, özellikle İstanbul ve Edirne Mimar Sinan gibi bir dehanın ve onun yetiştirdiği usta mimarların yaptığı câmi, medrese, han, hamam, köprü gibi ölümsüz eserlerle donanmıştır. Türk Dünyası El Kitabı, 92 131 16. Yüzyıl Divan EdebiyatıBu asırda Osmanlı Devleti’nde yaşanan siyasi, sosyal, ekonomik gelişmelere paralel olarak ilim, kültür ve edebiyatta da önemli gelişmeler meydana gelmiştir. Bu dönemde İran Şairleri’nin etkisi görülmekle birlikte Fuzûlî, Hayalî, Bâkî gibi örnek alınabilecek usta şairler yetişmiştir. Türk şiiri, İran şiirini taklitten kurtularak ve orijinal eserler vererek Klasik bir Türk Şiiri haline gelmiştir. 16. Yüzyıl Osmanlı EdebiyatıŞiir ve edebiyatın bu yüzyılda gelişmesinde, padişahlardan başlayarak bütün devlet büyüklerinin edebiyata ve özellikle de şiire önem vermeleri, şairleri, sanatkârları korumaları ve kıymetli eserleri ödüllendirmeleri etkili padişahları birkaçı dışında, şiir ve edebiyatla ilgilenmişlerdir ve II. Murad’dan başlayarak çoğu, şiir de söylemişlerdir. Fatih Sultan Mehmet Avni, II. Bayezid Adli, Yavuz Sultan Selim Selîmî, Kanuni Sultan Süleyman Muhibbî, II. Selim Selimî, III. Murad Muradi mahlaslarının kullanmışlardır. Bazılarının mürettep divanları da mevcuttur. 16. Yüzyıl Divan Edebiyatı“Bu asırlarda müderrislere, âlimlere, danişmendlere gösterilen saygı ve itibar o derece yüksektir ki bu devirlerin gençleri ilim adamı olmaya, medreseye ve hocalığa karşı her meslekten üstün bir heves ve alâkâ duyuyorlardı. Bunun içindir ki Mimar Sinan gibi eşsiz bir sanat dehâsı, kendisini yetiştiren ve kendisine yetişen çok sayıda mimar arasından bu asırda yükseliyor; İlan-i Kemâl Kemal Paşaoğlu, Ebü’s Suüd, Kınalızâde gibi âlimler; Zâti, Hayâli, Ruhî, Taşlıcalı Yahya Bey ve Bâkî gibi şairler; Hoca Sâadeddin Efendi, Gelibolulu Ali gibi tarihçiler; Sehi Lâtifi, Âşık Çelebi gibi tezkire yazarları bu kültür muhit ve heveslerinin yetiştirdiği alimler ve sanatkârlar arasında yer alıyorlardı.” 16. Yüzyıl Divan EdebiyatıBANARLI; 1971 558 XVI. YÜZYIL MENSUR ESERLERİBu asırda manzum eser sayısında görülen artışın yanında mensur eserlerde de konu bakımından çeşitlilik ve sayı bakımından artış göze çarpar. Şûarâ tezkireleri dini tasavvufi eserler, ahlak kitapları ve siyaset-nameler sanatın, şiir ve edebiyatın gelişmesini hazırlayan böylesine uygun bir ortamda, büyük ilim adamları, tarihçiler, şair ve nesir ustalarının yetişmesi, Osmanlı Devleti’nin büyüklüğüne yaraşır bir Osmanlı – Türk kültür ve edebiyatı meydana getirilmesini sağlamıştır. 16. Yüzyıl Divan biyografi alanında çok değerli eserlerin yazıldığı bir devirdir. Taşköprülüzâde’nin tanınmış şeyh, bilim adamları ve şâirleri yazdığı Şakâıku’n – Nu’mâniyye adındaki eserinin yanında , sadece şairlerin hayatı ve sanatları hakkında bilgi veren ve “Tezkire-i Şu’arâ” adı verilen eserlerin en önemli örneklerini bu asırda bulmak mümkündür. XVI yy’nin şuara tezkireleri Sehî Bey, Lâtifî, Âşık Çelebi, Hasan Çelebi, Ahdî ve Beyanî’nin tezkireleridir. Lâtifî, Âşık Çelebi ve Hasan Çelebi’nin eserleri edebiyat tarihimizin en tanınmış tezkireleridir.Türk Dünyası El Kitabı, 92 131Türk edebiyatında yazılmış, elde bulunan ilk tezkire Ali Şir Nevâyi’nin Mecalisü’n- Nefais’idir. Osmanlı sahasında ise varlığı bilinen ilk tezkire Sehi Bey’in “Heşt Behişt” adlı tezkiresidir. Telif tarihi 1538 olan bu eser Anadolu şiir alanında yetişen şairlerinden söz eden ilk tezkire olması bakımından önemlidir. Sehi Bey, eserini sekiz bölüme ayırmıştır. İlk dört bölüm başta devrin hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman olmak üzere, sultan, şehzade, vezir, kazasker gibi büyük devlet adamlarıyla, tanınmış bilim adamlarına ayrılmış. Beşinci bölümden sonra Anadolu’da yetişmiş olan şairleri doğum tarihlerine göre sıralamıştır. Bu tezkire şairler hakkında geniş kapsamlı bilgi vermese de Anadolu Türk Edebiyatının en eski şairlerini unutulmaktan kurtarması bakımından büyük bir önem arz eder. 16. Yüzyıl Divan Edebiyatı1325’te İstanbul’da basılmış olan tezkire yurt dışında da yayınlanmıştır. Güney Kut, Heşt Bîhişt, The Tezkire by Sehi Bey, Harvard, 1978 Ayrıca eserin O. Recher ve Necati Lugal tarafından Almanca’ya çevirisi ikinci tezkiresi Latîfî’nin 1546 yılında yazmış olduğu Tezkiretü’ş- Şu’arâ adlı eseridir. Şairleri alfabetik sırasına göre vermiştir. Verdiği bilgilerin doğruluğu, şairlere değerleri kadar yer ayırması ve şiirlerini değerlendirirken verdiği hükümlerin doğruluğu büyük bir önem taşır. Eser 1314 yılında İstanbul’da basılan tezkire, Chabet ve O. Recher tarafından iki kez Almanca’ya çevrilmiştir. 16. Yüzyıl Osmanlı ŞiiriXVI. yüzyılın bir başka önemli tezkiresi Âşık Çelebi’nin “Meşârü’ş Şu’arâ adlı eseridir. Şair ve şiirden söz ettiği önsözün ardından padişahlara yer ayırmış, daha sonra da şairleri ebced harflerine göre sıralamıştır. 1566 yılında yazılan bu eser Meredith Owens tarafından 1971 yılında Londra’da Hasan Çelebi, 1586 yılında bitirerek dönemin padişahı III. Murad’a sunduğu, “Tezkiretü’ş- Şu’arâ” dönemin bir diğer tezkiresidir. Eserinde yer verdiği 631 şairle, tezkireler arasında en fazla şaire yer veren tezkiredir. Çok ağır bir dil kullanmıştır. Tezkire İbrahim Kutluk tarafından yayınları arasında bastırılmıştır. 16. Yüzyıl Divan ŞiiriBir diğer tezkire ise Bağdadlı Ahdî’nin Gülşen-i Şu’arâ’sıdır. Ahdî, eserinde Sehi Bey ve Lâtifî tezkirelerinden bazı şairleri eserine eklemiş, Bağdat ve İran’da yaşamış Türk şairlerine de yer vermiştir. 1546 yılında eserini tamamlayan Ahdî tezkiresinde, eski dönemlerde yaşayan şairleri almamış, sadece çağdaşlarına yer yılında Beyani tarafından yazılmış olan Tezkiretü’ş- Şu’arâ, Hasan Çelebi tezkiresinin bir özeti niteliğindedir. Bu yüzden bu eserin pek fazla değeri yoktur. 16. Yüzyıl Osmanlı ŞiiriBu asırda tezkireler dışında başka biyografik eserler de yazılmıştır. Bu eserler arasında, daha önce de belirtildiği üzere Şakâyıku’n- Nu’maniyye önemlidir. Bu eser Arapça olup, Türkçe’ye çeviri ve zeyilleri yapılmıştır. Eserin değeri daha sonraki yüzyıllarda da devam etmiş ve XVII. asırda bu biyografik esere eklemeler yüzyılın diğer önemli mensur eserleri arasında ahlak kitapları da vardır. Kınalızâde Ali Çelebi’nin Ahlâk-ı Alâ’i sini ve İbn Kemal’in Câmi’ün – Nesâih adlı kitabını bu eserler arasında sayabiliriz. 16. Yüzyıl Divan ŞiiriXVI. yüzyılda yazılmış, mensur tarihler de vardır. Bu tarihlerin bir bölümü sanatlı, süslü bir üslupla yazılmış olmakla birlikte, sade nesir üslubuyla da yazılmış olanları vardır. Hoca Saadettin efendinin Tâcü’t-Tevârih’i bu tür eserler arasında ünlüdür. Bu eser, Osmanlı Devleti’nin başlangıcından Sultan II. Selim devri sonu olan 1574’e kadar geçen olayları içine alır. Tâcü’t-Tevârih 1279 – 1280 yıllarında İstanbul’da 2 cilt halinde devrin en önde gelen tarihçisi Gelibolulu Mustafa Ali’dir. Künhü’l –Ahbâr adlı eseri, peygamberler tarihi, İslam tarihi, Türk ve Moğol tarihi, Osmanlı tarihi olmak üzere dört cilttir. Osmanlı tarihine ayrılan dördüncü ciltte 1299 yılından 1598 yılına kadar olan olaylar anlatılmış, her padişah devri sonunda tanınmış şeyhler, ilim adamları ve şairler hakkında bilgi verilmiştir. 16. Yüzyıl Osmanlı ŞiiriBüyük Türk Klasikleri; 1986 200Bu yüzyılda ayrıca Arap ve İran edebiyatının tanınmış mensur eserlerinden hikâyelerden çeviriler yapıldığı gibi, aşk, macera konularında da telif hikâyeler yazılmıştır. Bu dönemin önde gelen nasirleri arasında Lâmi’î bulunmaktadır.MENGİ; 2000 172 Edebiyatımızın şuara tezkireleri gibi önemli eserleri arasında nazire mecmuaları yer alır. Şairlerin birbirlerine söyledikleri nazireleri toplayan bu kitaplar şairler arasındaki tesirleri, hayal ve mana alışverişini, hangi şairlerin kimler tarafından sevilip okunduğunu anlatması ve divanı olmayan pek çok şairin şiirlerini bir araya getirerek kaybolmaktan kurtarmaları bakımından önem taşırlar. Edebiyatımızın tanınmış bütün nazire mecmuaları, XVI. asrın ürünüdür. Bu yüzyılın ilk mecmuası Eğridirli Hacı Kemal’in Câmi’ün – Nezair’i dir. İkinci mecmua ise Edirneli Nazmi’nin Mecmua’ün – Nezair adındaki eseridir. Pervâne b. Abdullah’ın 1560 yılında meydana getirdiği eser de bunlara örnektir. 16. Yüzyıl Divan ŞiiriTürk Dünyası El Kitabı 92 142Türk edebiyatında kendine has türlerden biri olan şehrengizler, ilk kez bu yüzyılda edebiyatımızda görülür. Şehrengiz yazan şairler ve şehrengizlere konu olan şehirler şunlardırAli Gelibolu, Azîzî İstanbul, Âşık Çelebi Bursa, Beyanî Sinop, Cemâli İstanbul, Cefâyi Rize, Cafer Çelebi Bursa, Cemâli Siroz, Fakîrî İstanbul, Fîkrî İstanbul, Firdevsî Çelebi Edirne, Hayreti Belgrad, Hayreti Vardar Yenicesi, Hâlife Diyarbakır, Katip İstanbul, Kerimi Edirne, Mesini Edirne, Rahmi Yenişehir, Sâfi İstanbul, Siyâmî Antakya, Ulvi Manisa, Usulî Vardar Yenicesi, Yahya Edirne, Yahya İstanbul, Zâti EdirneTürk Dünyası El Kitabı 92 150 16. Yüzyıl Osmanlı ŞiiriXVI. ASIR OSMANLI SAHASINDA MESNEVİXVI. asırda mesnevi türünde pek çok eser yazılmıştır. İran edebiyatından gelen klasik konuların yanında; dini, ahlaki, tasavvufi, hikâyeler, mevlid ve hilyeler, Maktel’i Hüseyniler, hadis-i erbain çevirileri, saki- nâmeler, fetih- nâmeler vb. bir çok eser yazılmıştır. Bu asırda hamse sahibi sanatçılarda bulunmaktadır. Yine, yerli tasvirlere, gelenek ve göreneklere yer veren küçük hikâye türünde mesnevilere rastlanmaktadır. Edebiyatımızda yerel motiflerin kullanılmaya başlanması mahallileşmeye yönelişin bir ifadesi olarak düşünülebilir. 16. Yüzyıl Divan EdebiyatıBu asır din, ahlâk ve tasavvuf konularının çok işlendiği bir asırdır. Bunların yanında tanınmış aşk hikayeleri mesnevi şeklinde söylenmiş, bazıları ise Farsça’dan Türkçe’ye çevrilmiştir. Bu dönemde ahlaki konulu manzum ve mensur eserlere çokça yer verilmesi, Osmanlı Devleti’nin büyümesi ve yükselmesi sonucunda gelen ihtişam ve refahla gelen ahlaki çöküşle açıklanabilir. 16. Yüzyıl Osmanlı Şiiri XVI. yüzyılda mesnevi türünde tanınmış şairlerden biri Taşlıcalı Yahya’dır. Taşlıcalı Yahya’nın Hamse’sinde yer alan mesneviler şunlardır Gencine-i Râz, Kitâb-ı Usûl, Gülşen-i Envâr, Yusuf ile Züleyha, Şah u Gedâ’dır. Gencine-i Râz Taşlıcalı Yahya’nın ilk mesnevisidir. Kitâb-ı Usûl ve Gülşen-i Envâr ile beraber din, tasavvuf, ahlak ve aşk mevzularında yazılmış küçük hikayelerden meydana gelmektedir. Şâh u Gedâ’nın konusu ise İstanbul’da geçen te’lif bir hikayedir. Bu mesnevide, İstanbul’daki bazı yerlerin, Ayasofya, Sultan Ahmed Camii gibi tarihi eserlerin tasvirlerinin yapılması mesnevinin önemini arttırmaktadır. Kanuni devrinde Hamse’sini yazmış olan Taşlıcalı Yahya mesnevilerinin hepsinde onu övmüştür. Bir Divan ı da bulunan Taşlıcalı Yahya Divân’ındaki şiirleriyle de tanınmıştır. Divân’ı yayınlanmıştır. Yahya Bey, Divan, Haz, Mehmet Çavuşoğlu, İst. 1977 16. Yüzyıl Divan ŞiiriMENGİ; 2000 170XVI. asrın mesnevicileri arasında tanınmış bir başka isim de Kara Fazlî’dir. Gül ü Bülbül, Hüma Hümayûn ve Lüccetü’l- Esrar bilinen mesnevilerindendir. Bunların içinde en tanınmışı Gül ü Bülbül’dür. Bu mesnevi, gül ile bülbül arasındaki aşkı anlatan alegorik bir diğer bir mesnevi yazarı da Hakanî Mehmed Efendi’dir. Hakanî’nin Hilye’si mevcuttur. Bu eserini büyük ölçüde Süleyman Çelebi’nin Mevlid’inin etkisinde kalarak yazmıştır. Hakanî’nin hilyesi çok beğenilmiş ondan sonraki birçok şair hilye yazmıştır. Bu eserde Arapça kelimelerin çokluğu dikkat çeker. Hakanî’nin ayrıca Divan’ı ve Kırk Hadis Tercümesi de asırda bilinen diğer dini – ahlaki konulu mesnevilerin bazıları şunlardırŞemsi’nin Deh-Mürg’ü, Halveti’nin Gülşen-i Tevhid’i, Şâhidî’nin Türkçe yazdığı Gülşen-i Tevhid ve Farsça olarak yazdığı Gülşen-i Esrâr’dır. Ayrıca bu yüzyılda on beşe yakın şairin mevlid yazdığını kaynaklardan öğreniyoruz. Bunun yanında kırk hadis ve yüz hadis çevirileri de yazılmaya devam etmiştir. Bu yüzyılda, manzum tarihlerin ve fetih-namelerin sayılarında da artış söz konusudur. Balisli Şükrü’nün Yavuz Sultan Selim’in fetihleri hakkında yazdığı Selim-name, Murâdî’nin Fetih-nâme-i Kal’a-i Nova’sı, İshak Çelebinin Selim-name’si, Senâyî’nin Süleyman-nâme’si bunlar arasında sayılabilir. 16. Yüzyıl Divan ŞiiriMENGİ; 2000 172XVI. ASIR ÇAĞATAY SAHASI TÜRK EDEBİYATIÇağatay edebiyatı bu yüzyılda Nevâyî’nin etkisinde gelişimini sürdürmüşse de güçlü bir faaliyet Şah, XVI yy Orta Asya Türk edebiyatının en büyük temsilcisidir. Türkçe ve Farsça Divanı ile bir Aruz Risalesi ve Mübeyyen adlı dini mesnevisi bulunan Babür Şah’ın Türkçe Divan’ı yeni harflerle basılmıştır. {Babür Divanı Gramer – Metin – Sözlük – Tıpkı Basım, Haz. Bilâl YÜCEL, AKM Yay. Ank. 1995} Nevâyî’nin yolunu takip eden Babür Şah’ın en önemli eseri mensur olarak yazdığı anılarını içeren Babür-nâme adlı ASIR AZERİ SAHASI TÜRK EDEBİYATIBu yüzyılda Azeri Türkçe’sinin kullanıldığı bölge Safeviler’in yönetiminde bulunuyordu. Şii mezhebinin resmi kurucusu olan Safevi Hükümdarı Şah İsmail’in Hatâyi mahlasıyla şiirleri bulunmaktadır. Hatâyi’nin yazdığı şiirlerin çoğunda, kurucusu olduğu mezhebin propagandası görülür. Aruz ve divan nazım şekillerini kullanmakla birlikte, ilahi nazım şeklini ve hece veznini kullandığı şiirleri de mevcuttur. Hatâyi Divanı iki kez basılmıştır. Saadettin Nüzhet Ergun tarafından 1946’da ilk baskısı yapılan Divan, ikinci kez 1959 yılında Turhan Gencei tarafından Napoli’de bastırılmıştır. Hz. Ali’nin niteliklerini övdüğü Deh-nâme adlı eseri üzerinde ise Hamit Araslı çalışmış olup, 1948 yılında Bakü’de yayımlanmıştır. 16. Yüzyıl Divan ŞiiriFuzûlî, VI. asrın azeri sahasındaki ve Divan edebiyatındaki en güçlü şairlerindendir. Manzum ve mensur olarak Türkçe, Arapça ve Farsça 13 kadar eser Manzum EserleriTürkçe Divân’ı, Fuzûlî’nin en tanınmış eseridir. Divan, mensur bir önsözle başlar, manzum parçalarında bulunduğu önsözde Fuzûlî sözün kıymetini belirterek devrin dönemin şiir ve şaire bakışıyla ilgili bilgiler verir. Divân’da 40 dolayında kaside, 300’den fazla gazel ve diğer nazım şekilleriyle yazılan şiirler bulunmaktadır. Türkçe Divân eski harflerle Tebriz, Mısır, Taşkent ve İstanbul’da basılmıştır. Bu Divan yeni harflerle de 5 kere basılmıştır. İlk iki baskı Abdülbaki Gölpınarlı, 3. baskı Ali Nihat Tarlan, 4. ve 5. baskı ise Kenan Akyüz, Sedat Yüksel, Müjgan Cumbur, Süheyl Beken tarafından hazırlanmıştır. 16. Yüzyıl Divan ŞiiriFuzûlî’nin diğer bir eseri olan Farsça Divân’ı Türkçe Divân’ına göre daha hacimlidir. Bu Divan’ında da bir önsöz bulunur. Onun Farsça Divân’ında bulunan gazelleri; içerdikleri anlam ve kullanılan manzumlar bakımından Türkçe gazellerinin aynısıdır. Bu Divân, tıpkı basım olarak yayımlanmıştır. Fuzûlî, Farsça Divân, Yay. Hasibe Mazıoğlu, Ank. 1962 Divân’ın tercümesi de Ali Nihat Tarlan, Farsça Divân Tercümesi, İst. 1950MENGİ; 200 143Leyla vü Mecnûn adlı eseri Fuzûlî’nin kendisinden önce ve sonra yazılan Leyla ile Mecnûn mesnevilerinin en güzelidir. 3096 beyitten Bade 440 beyitten oluşan ve Türkçe olarak yazılan afyank şarabı karşılaştır. Alegorik bir eserdir. Afyon, Bade, Arak, Nuki gibi canlı olmayan içki ve yiyeceklere, teşhis ve intâk yoluyla kişileştirilmiş ve Farsça olarak yazılmış bir mesnevidir. İnsanın “insan-ı kamil” olma yolunda geçirdiği aşamaları Hadîs-i Erba’in Manzum olarak yazılan 40 hadis tercümesidir. Molla Câmî’den çevrilen bu eser Türk edebiyatında diğer sanatçılar tarafından da tercümesi yapılan bir Mensur EserleriHadikatü’s Sü’edâ Hz. Hüseyin’in Kerbelâ da şehit edilmesini anlatan bir eserdir. Arada küçük manzum parçaların da bulunduğu bu eser, Hüseyin Vâ’iz Kâşisi’nin Rauzatü’s- Şüheda adlı eseri esas alınarak yazılmıştır. Fuzûlî bu eserinde gazellerinde görülen lirizmi ve heyecanı vermiştir. Bu yüzden bu eser yüzyıllar boyunca Müslüman dünyasında yaygın bir ün kazanmıştır. 16. Yüzyıl Divan ŞiiriMektuplar Fuzûlî’nin edebi eser niteliğinde kabul edilecek 5 mektubu vardır. Bu mektuplar gönderildiği kişilerin adlarıyla Celâlzâde Mustafa Çelebi Mektubu ŞikayetnâmeCelâlzâde Mustafa Çelebi’nin yazdığı bir fermanla Bağdat ili gelirinden kendisine verilmesini emredilen dokuz akçeyi alamadığını bildirdiği mektubudur. Bu mektubun dışında Ahmet Bey Mektubu, Ayâs Paşa mektubu, Kadı Alaaddin Mektubu ve Şehzade Beyazıd Mektubu olmak üzere 4 edebi mektubu ü Zâhid ve Sıhhat ü Maraz Risale-i Muamma Risalesi ve Matla’ül- İtikâd diğer mensur eserleri arasında yer yalnızca XVI. asrın değil Divân şiirinin en ünlü lirik şairidir. XVI. ASIR OSMANLI SAHASI TÜRK EDEBİYATIXVI. yüzyılda Osmanlı sahası Türk edebiyatı geçen yüzyıllarda atılan temeller üzerinde yükselerek dil, kültür ve sanat bakımından imparatorluk tarihindeki en yüksek seviyesine asırda şairler tarafından işlenen Divan şiiri ahenk ve estetik yönünden zirveye ulaşmıştır. Divân şairleri İslam kültürüyle yoğrulduklarından Arapça ve Farsça’yı şiir dilinde kullanmışlar, hatta bu dillerde eser vermeyi hüner saymışlardır. Arapça ve Farsça’nın dilimiz üzerindeki geçen yüzyıllardaki etkisi daha da artmış, bu durum özellikle mensur eserlerde dili anlaşılmaz hale getirmiştir. 16. Yüzyıl Divan Şiiri“Divanlarda işlenen konular din, tasavvuf, hikmet, rintlik, aşk, tabiat gibi bilinen konulardır. Ancak bu konuları işlerken yapılan benzetmeler ve kullanılan mecazlarda çevrenin ve yerli unsurların şiire girdiği görülür.”MENGİ; 2000 153XVI. asır edebiyatına genel olarak değindikten sonra, bu dönemdeki şairlere ve şairlerin eserlerine 1471 – 1546Balıkesirlidir. Devrinde pek çok şaire, hocalık etmiştir. bunlar arasında Bâkî de vardır Beyazıd Camii avlusunda bulunan küçük dükkanında fal bakmakla geçinen Zâti, burasını bir edebiyat okulu haline getirmiştir. Dönemin genç şairleri, Zâti’ye şiirlerini okuyup, onun fikirlerinden istifade üç bin kadar gazel ve 400 kasideden oluşan büyük bir Divân’a sahiptir. Divân’ından başka Şem’ü Pervane ve Şehrengiz Edirne adlı eserleri ölm. 1557Vardar Yenicesi’nde doğmuştur. Doğum tarihi bilinmemektedir. “Bekar Memi” diye anılan Kanuni ile birlikte Bağdat seferine çıkmış, kaynakların verdiği bir bilgiye göre bu sefer sırasında Fuzuli ile daha yaşarken tanınan ve üstad kabul edilen ender şairlerdendir. Fakat, Bâkî yetişince şöhreti gölgede işlerine fazla önem vermeyen bir yapıya sahip olan Hayâli, şiirde sade ve samimi olarak duygularını dile getirmiş, tasavvuftan yararlanmıştır. 16. Yüzyıl Divan EdebiyatıHayâli Bey mürettep bir Divan’a sahipti. Bu Divan Ali Nihad Tarlan tarafından 1945’te İstanbul’da BeyTaşlıcalı Yahya Bey, Arnavut asıllı devşirme çocuklarındandır. Küçük yaşlarda İstanbul’a getirilerek yetiştirilmiştir. Zamanla askerlikteki rütbesi yükselen Yahya Bey yüzyılın büyük şairleri arasında yer alır. Mürettep bir Divân’ı vardır; fakat daha çok mesnevileriyle ünlüdür. Beş mesneviden oluşan bir Hamse sahibidir. Bu mesneviler Yusuf ile Züleyha, Şah u Gedâ, Gencine-i Râz, Gülşen-i Envâr ve Kitab-ı Usûl’ dür. Bu mesnevilerden en tanınmışı Yusuf kıssasından alınan Yusuf ile Züleyha Malkara ilçesinde doğmuştur. İstanbul’da iyi bir öğrenim gören Nev’i nin medrese arkadaşları arasında Hoca Saadettin Efendi, Üsküplü Valhi, Mecdi Efendi ve Bâkî vardır. İstanbul ve Gelibolu’da müderrislik yapmıştır. Tasavvufla ilgilenen şairin eserleri arasında Divân-ı Netayicü’l- Fünun, Neva’yı Uşşak adındaki mensur eserleri, ayrıca Hadis Erba’in çevirisi ile tasavvufi konuda yazdığı Hasb-i Hal adlı bir mesnevisi de Bağdâdi diye anılır. Şiirlerini çok sıcak bir dille yazmış, süsten ve sanattan kaçmış, şiirlerinde halkın kullandığı kelime ve deyimlere yer vermiştir. 16. Yüzyıl Divan EdebiyatıMürettep bir Divân’a sahip olan Ruhî daha çok Divân’ında bulunan Terkib-i Bend’i ile tanınmıştır. Bu uzun şiirinde toplumun kötü yönlerini eleştirmiş bir çok yerde de alaycı bir dille hicvetmiştir. Terkib-i Bend’e bir çok şair tarafından nazire diğer şairleri arasında Lâmi’î Çelebi, Kemal Paşazade, Figani gibi şairler yer alır. Bu şairler arasında Lami’î Divan sahibi olmasının yanında daha çok mensur eserleriyle yy şiir ve nesir ustalarının kronolojik sırasını vermek, yüzyıl zenginliğini göstermek açısından uygun Kemal Paşazade Hayretî Meâlî Usûlî İshak Çelebi ŞükrîRevânî Zâtî Şahidî Nazmi Fuzûlî Hayali Bey ZaifîAhmet Dukankizade Ulvî Şem’i Kabûlî Meylî Cinanî Çelebi Şemseddin Nevî Alî Bakî Ruhî Bey VasfîMakâlî Hakânî Gazâyî Mecdî Ahdî Ö. 1598Zâtî Hoca Saadeddin AlîFuzûlî BakîSururî Selanikî Hasan Çelebi Çelebi MuhyîAşık Çelebi VahidîBirgivi EnisîEbussuûd Bey Dünyası El Kitabı, 1992 153
Course Name Code Semester T+U Hours Credit ECTS Prosein In Classical Turkish I TDE 357 5 3 + 0 3 5 Precondition Courses Recommended Optional Courses Course Language Turkish Course Level Bachelor's Degree Course Type Optional Course Coordinator ARZU YILDIRIM Course Lecturers Course Assistants Arzu Yıldırım, B. Gülay Açar Course Category Other Course Objective To ensure to understand whether Classical Turkish literature that always accepted poetry literature, didn’t consist of just poem. To ensure to understand that firstly teszkires, like seyahatnȃme, etc. Literary types and subjects have an important place in this literature. Also, to emphasize the importance of prose in our classical culture through the examples of history, dictionary and divan prefaces which were written in a prose style. Course Content To review the proses which were written since the beginning of the 13. century; to discuss the characteristics of the language of the period; the influence of Arabic and Persian on Turkish; to analyse the words and concepts taken from Arabic and Persian; to read selected texts from works, such as Tevarih-i Al-i Osman, Battalname, Danişmendname, Tazarruname, which were written from beginning of the 13. century to the end of 15. century; to introduce the important works of its time and the following periods; the change of prose acording to the centuries. Course Learning Outcomes Teaching Methods Assessment Methods 1 Students describes the prose language, which is different than the poetic language.. Lecture, Question-Answer, Drilland Practice, Motivations to Show, Brain Storming, Testing, Homework, 2 Students explains the differences between prose language and poetic language. Lecture, Question-Answer, Drilland Practice, Motivations to Show, Brain Storming, Testing, Homework, 3 Student compares the prose texts, which were written in the Ottoman period, with the texts written after the Tanzimat period in regard to language and content. Lecture, Question-Answer, Drilland Practice, Motivations to Show, Brain Storming, Testing, Homework, 4 Student discusses the prose texts, which were written in the Ottoman period, with the texts written after the Tanzimat period in regard to language and content. Lecture, Question-Answer, Drilland Practice, Motivations to Show, Brain Storming, Testing, Homework, 5 Student analyses the master’s of the Turkish language and their works. Brain Storming, Lecture, Question-Answer, Drilland Practice, Motivations to Show, Testing, Homework, 6 Student evaluates the developments that Turkish has experienced and how it developed under the influence of Arabic and Persian. Lecture, Question-Answer, Drilland Practice, Motivations to Show, Brain Storming, Testing, Homework, Week Course Topics Preliminary Preparation 1 Poetry and prose in our Classical literature Nail Tan page 1-5 2 Examples of “Hamzaname” in our literature and selected texts to read 3 Stories of “Dede Korkut” and selected texts to read 4 Battalnames and selected texts to read 5 Danishmendnames and selected texts to read 6 The other prose texts which were written in 13. and 14. centuries 7 Sinan Pasha and selected texts from his work “Tazarruname” 8 Ebulhayr Rumi and selected texts from Saltukname 9 Visa exam 10 Selected texts to read from anonymous Tevarih-i Al-i Osman. Sample texts selected from “Tevârih-i Âl-i Osmân” will be provided. 11 The other prose texts which were written in the 15. century 12 Seminar presentation 13 Reading the examples of divan prefaces which were written in the 15. century Sample texts from prefaces of Ahmed Paşa and Necati´s Divans will be provided. 14 Review Previous subjects will be repeated. Resources Course Notes Course Resources Prof. Dr. Fahir İz, Eski Türk Edebiyatında Nesir, Pub Akçağ; Evliyâ Çelebi Seyahatnâmesi, Author Orhan Şaik Gökyay, Seyit Ali Karaman, Yücel Dağlı, Pub Yapı Kredi Kültür Sanat; Ahmet Atilla Şentürk-Ahmet Kartal, Eski Türk Edebiyatı Tarihi, Pub Dergah; Kınalızade Hasan Çelebi, Tezkiretüş-şuara, Author İbrahim Kutluk, Pub Türk Tarih Kurumu. Order Program Outcomes Level of Contribution 1 2 3 4 5 1 Students gain the ability of speaking and writing in Turkish language correctly, clearly and literary. X 2 Students be informed about Atatürk’s principles and reforms. 3 Students aim to gain knowledge of a foreign language at a level of which lets them to follow current researches about Turkish Language and Literature field. 4 Students can analyze Turkish language phonetically, grammatically, syntactically and semantically. 5 Students can evaluate texts written in Turkic languages from the beginning up to modern Turkish literary and grammatically. X 6 Students recognize basic texts of Turkish Language and Literature field; can read and transcribe texts which are representatives of development of Turkic Languages. X 7 Students can evaluate theories of modern and classical literature with regards of literary movements and literary theories and can make critical in point of literature and linguistics. X 8 Students can make literary and interdisciplinary scientific researches about literary periods, literary movements and authors in a sense of professional liability. X 9 Students comprehend contents of knowledge of dialects and accents; can analyze texts belonging to Turkey Turkish dialects. 10 Students can make researches about folklore by learning required methods and technics. 11 Students gain the basic knowledge and skills of the ability of making researches and studies in Turkish Language and Literature field. X 12 Students can apply and use their knowledge in academy and in public services which they have gained by their education in Turkish Language and Literature department. X 13 Students gain the awareness of necessity of lifelong learning and gain skills to put it into practice. X 14 Students look out for professional liability and moral values in Turkish Language and Literature field. X Evaluation System Semester Studies Contribution Rate 1. Ara Sınav 60 1. Kısa Sınav 10 2. Kısa Sınav 10 1. Ödev 20 Total 100 1. Yıl İçinin Başarıya 50 1. Final 50 Total 100 ECTS - Workload Activity Quantity Time Hours Total Workload Hours Course Duration Including the exam week 16x Total course hours 16 3 48 Hours for off-the-classroom study Pre-study, practice 16 2 32 Mid-terms 1 5 5 Quiz 2 3 6 Assignment 1 10 10 Performance Task Laboratory 1 15 15 Final examination 1 10 10 Total Workload 126 Total Workload / 25 Hours dersAKTSKredisi 5
Abdal Gezgin derviş. Beyit İki dizeden oluşan dize sonlarındaki sözcükleri birbiriyle uyaklı Divan edebiyatı nazım birimidir. Bend Şiirde dört veya daha çok dizeden oluşan birime denir. Bahariye Baharın gelişinin müjdelendiği, doğadaki değişimi dile getiren kasidelerdir. Beytü'l kasid Kasidenin en güzel beytine verilen isimdir. Beytü'l gazel Gazelin en güzel beyti olup şah beyit olarak da adlandırılır. Culusiyye Padişahın tahta çıkışı için kaleme alınan kasidelere denir. Darb-ı Mesel Bir durumu, olayı bir örnekle anlatmakta kullanılan kalıplaşmış sözlerdir. Dâriyye Yeni yapılan bir yapı için yazılan kasidelere verilen isimdir. Fetihname Savaşılarak alınan bir yerin masalımsı bir üslupla anlatıldığı yapıtlardır. Divançe Küçük divan anlamına gelir. Yani içerisinde daha az şiir bulunan divanlardır. Düzenlenişleri ve içerikleri divanlarla aynıdır. Derviş Bir tarikata girmiş ve tarikatın kurallarına uygun yaşayan kişilere verilen isimdir. Divan Şairlerin şiirlerini topladıkları kitapların ismidir. Farklı nazım biçimleri ile oluşturulan şiirler bu kitaplarda bulunur. Fenafillah Tasavvuftaki son aşamadır. Allah'ta yok olma demektir. Fütüvvetname "Ahilik" teşkilatında olanların töresini belirleyen eserlerdir. Fütüvvetname, aynı zamanda gelenekleri ve görgü kurallarını da açıklar. Hâbname Bir olay veya bir kişiyle alakalı düşünceleri sanki rüyada görülmüş gibi anlatılarak yazılmış eserlere denir. Halife Tarikat kurucusunun ya da şeyhin kendisine vekil kabul ettiği dolayısıyla yetki verdiği kişidir. Hamse Beş mesnevinin bir araya getirilmesiyle oluşturulan eserlerdir. Ali Şir Nevai, Türk edebiyatının ilk hamsesini oluşturmuştur. Hezliyat Alaylı bir üslupla yazılmış kaba şakalar içeren eleştirel konulu nazım türüdür. Hilye Peygamberimiz fahr-ı âlem SAV ile dört halifeyi ruhsal ve fiziksel güzellikleriyle ve örnek davranışlarıyla anlatan yapıtlardır. Hicviye Halk edebiyatı'nda taşlama, Batı edebiyatında satirik olarak isimlendirilen ve kişileri, toplum veya kurumları eleştiren yazılara verilen isimdir. Nef'i'nin "Sıham-ı Kaza" eseri divan şiirinin en önemli hicviye örneğidir. Gazavatname Din uğruna yapılan savaşların dile getirildiği manzum ve düzyazı şeklindeki yazılardır. Güldeste Seçme manzum ya da nesir yazılarının bir araya getirildiği dergi veya antoloji anlamına gelir. Tehzil Şaka yoluyla tanınmış bir şaire nazireyi andırırcasına aynı ölçü ve kafiye ile kaleme alınan yazılardır. Tezkire Çeşitli meslek dallarından önemli şahsiyetlerin hayatlarını anlatan eserlere denir. Şairleri tanıtan tezkirelere "şuara tezkiresi" veya "tezkiretü'ş şuara" denir. Evliyaların hayatlarını anlatanlar "tezkiretü'l evliya" adını alır. Batı edebiyatında bunun karşılığı "biyografi"dir. Türk edebiyatında ilk örnek Ali Şir Nevai'nin "Mecalisü'n Nefais" eseridir. Anadolu sahasında ilk örnek ise asıl adı "Heşt Behişt" olan Sehi Bey Tezkiresi' Bir mısra veya beytin başka bir şair tarafından bir nazım biçimine tamamlanmasıyla ortaya çıkan şiirlerdir. Taç beyit Kasidede şairin mahlasının yer aldığı beyite verilen isimdir. Tecnis Cinas Terane Rubainin diğer ismidir. Tekke Tasavvuf ehli kişilerin eğitim gördükleri yer, kuruluş anlamlarında kullanılır. Tarikat Allah'a ulaşma yolunda benzer şekilde düşünenlerin oluşturduğu topluluktur. Tecelli Tanrı ile bir olmak, Allah'ın varlığının göstergesi anlamına gelir. Tahmis Bir gazelin her iki dizesinin başına üç dize daha eklenerek oluşturulan nazım biçimine denir. Tardiye Beşer dizelik bendlerden oluşan musammat türündeki manzum yazılardır. Kırk Hadis Peygamberimizin SAV sahih olan kırk hadisinin açıklamasını içerir. Kıssa Çoğunlukla mesnevi şeklinde kaleme alınan öğüt verici, masal, fıkra ve öykülere denir. Kısas-ı Enbiya Peygamberlerin daha çok mucizelerinin anlatıldığı eserlerdir. Kıta-ı Kebire Beyit sayısı ikiden fazla olan kıt'a demektir. Letaifname Güldürü öğeleri ön planda olan anı ve fıkra nitelikleri taşıyan eserlere verilen addır. Lugaz Divanların son kısmında yer alan nesnelerin özellikleri anlatılarak sorulan manzum şekildeki bilmecelere denir. Mahlas Divan Edebiyatı'nda şairin kendi ismi yerine kullandığı ve şiirlerin son kısmında geçen takma adlardır. Mazmun Divan şiirinde bazı kavramların bütün şairlerce ortak kullanılmasıdır. Kalıplaşmış sözlerdir. Boy için "servi", ağız için "mim"in kullanılması gibi. Mevlit Peygamber efendimizin SAV kutsal doğumundan itibaren muhteşem hayatının belirli zamanlarını anlatan mesnevi biçiminde yazılan eserlerdir. Süleyman Çelebi'nin kaleme aldığı "Mevlit" eseri en ünlü örnek olarak bilinir. Muamma Cevabını bir kişinin isminin oluşturduğu manzum bilmecelere verilen addır. Menakıbname Bir velinin keramet ve hayatını konu edinen yapıtlardır. Mersiye Ölen birinin arkasından kaleme alınan şiirlerdir. İslamiyet öncesi "sagu" türü ile halk edebiyatındaki "ağıt" türünün aynısıdır. Baki'nin yazdığı "Kanuni Mersiyesi" bu türün en önemli örneği sayılır. Miraciye Hazreti Muhammed'in SAV göğe yükselişini konu alan edebi yapıtlara verilen isimdir. Mısra Şiirin dizelerinden her birine verilen isimdir. Maşuk Sevgili Münşeat Mektup türüyle oluşturulmuş metinleri içeren eserlerdir. Mahlasname Bir şaire mahlas vermek amacıyla kaleme alınan şiirlerdir. Makta Gazel ve kasidenin son beytine denir. Matla Gazel ve kasidenin ilk beytine denir. Menkıbe Din büyüklerinin, evliya mertebesindeki kişilerin başlarından geçen olayları anlatan eserlerdir. Mısra-i Azade Tek başına anlam taşıyan ve hiçbir manzumenin parçası olmayan tek dizelere verilen isimdir. Muaşşer On dizeden oluşan musammatlardır. Münşi Nesir yazarı. Müsebba Yedi dizeden oluşan musammatlara denir. Müseddes Altı dizeden oluşan musammatlara denir. Müsemmen Sekiz dizeden oluşan musammatlara denir. Nazire Şairlerin, bir başka şairin şiirinin üzerine aynı uyak ve ölçü ile yazdığı şiirdir. Nazire taklit edilen kişi için ödül ve beğenme anlamına gelir. Edebiyatımızda Bağdatlı Ruhi'nin "terkibent" adlı şiiri en fazla nazire yapılan şiir unvanına sahiptir. Ziya Paşa'nın yazdığı nazireler ise en ünlü nazireler sayılır. Pendname Nasihatnameler içeren eserlerdir. Ahlaki ve dini konularda öğütler içerir. Hayriye, Nabi Kabusname, Mercimek Ahmet pendname türünün önemli örnekleridir. Pir Tarikat kurucusu. Rahşiye Divan Edebiyatı'nda atlar için yazılmış kasidelerdir. Kasidelerin nesib bölümünde atlardan övgüyle söz edilir. Ramazaniyye Ramazanın gelişini kutlamak amacıyla yazılan kasidelerdir. Risale Mektup veya mektup biçiminde yazılmış küçük kitaplara verilen isimdir. Saki Mürşid, Allah aşkını sunan yol gösteren demektir. Sakiname Divan Edebiyatı'nda içki ve içki âlemlerinin övülerek dile getirildiği şiir türüne denir. Sefaretname Siyasi bir görevle yurt dışına gönderilen elçilerin gittikleri yerlerle ilgili yazdıkları eserlere denir. 28 Çelebi Mehmet'in "Paris Sefaretnamesi" bu türün en tanınmışıdır. İlk örneğini ise Viyana Sefaretnamesi ile Kara Mehmet Çelebi vermiştir. Seyahatname Gezilip görülen yerlerin bıraktığı izlenimlerinin anlatıldığı düzyazı türüdür. En önemli örnek Evliya Çelebi Seyahatnamesi'dir. Babür Şah'ın "Babürname", Seydi Ali Reis'in "Miratü'l Memalik" eserleri ilk seyahatname örnekleridir. Siyasetname Devleti idare etme şekli hakkında nasihatler içeren didaktik eserlerdir. Siyer Peygamberimizin SAV hayatını anlatmak amacıyla yazılan eserlerin ortak adıdır. Mesnevi şeklinde de yazılabilir. Veysi'nin "Siyer-i Veysi" en ünlü siyer örneği kabul edilir. Surname Osmanlı şehzadelerinin sünnet olma törenleri ile kadın sultanların doğumlarını anlatan düzyazı veya manzum olarak yazılan eserlerdir. Nabi'nin "Surname" eseri bu anlamda ön plana çıkar. Sâliyye Yeni yılı kutlamak amacıyla yazılan kasidelere denir. Sehl-i Mümteni Basit ve sade gibi görünen fakat benzerinin yapımı çok zor olan eser demektir. Suriye Düğün törenlerinin anlatıldığı kasidelerdir. Şehrengiz Bir şehrin güzelliklerinin her açıdan anlatıldığı eserlerdir. Şitaiye Kış mevsimini anlatmak için yazılan kasidelerdir. İktibas İfadeye güç katmak ve ifadeyi inandırıcı kılmak için ayet ve hadisten alıntı yapmaktır. İnşa Düzyazı nesir İnsan-ı Kamil Fenafillah'a ulaşmış olgun insan, kâmil insan anlamına gelir. İskendername Büyük İskender'in seferlerinin anlatıldığı eserlerdir. Iydıyye Bayramiyye Bayram kutlaması için kaleme alınan kasidelere denir. Vakayiname Bir kronoloji ile tarihsel olayların yazarın öznel anlatımıyla dile getirilmesidir. Vakayiname yazarlarına "vakanüvis" adı verilir. Velâyetname Velilerin hayatlarını anlatan eserlere denir. Vücudu Mutlak Tek varlık olan Allah anlamına gelir. Vahdeti Vücud Allah'ın bir ve tek olması anlamına gelir. Yek ahenk Divan şiirinde beyitler arasında anlam ilişkisi olan gazellere denir. Yek avaz Divan şiirinde beyitlerinin hepsinin aynı ses birliği ve kalitede olması demektir. Ziyade Müstezat nazım biçiminde uzun dizeden sonra gelen kısa dizelere denir. Ayrıca bakınız
divan edebiyatı nesir örnek metinler