alınmıştır. O halde özel okul tüm bu giderlerden kazanç sağlamıştır. Bu durumda tüketici olan öğrenci velisi, özel okuldan “tasarruf edilen bu masrafların da indirilmesini ve mahsuplaşma ile kendisine iadesini talep edebilecektir.” Bu talebin dayanağı TBK md 77-82 sebepsiz zenginleşme hükümleridir. GÜNDEME BAKACAK Özelİtalyan Lisesi kontenjanı ise her yıl okul idaresi tarafından belirleniyor. Fakat kontenjan ortalama olarak her yıl 80 öğrenci ile sınırlı tutuluyor. Okulun yatılı eğitim veren kısmı bulunmuyor. Ayrıca okulda eğitim veren öğretmenler de İtalya’dan geliyor. Yani İtalyan devleti tarafından atama ile gelen Fin okullarında spora bol bol yer var ama spor karşılaşmaları yapacak takımlar yok. Rekabet, üstünlük kazanmak Fin kültüründe değer verilen bir şey değil. -8-Finlandiya’da özel okul yok ve eğitim harcamalarının tümü devlet tarafından destekleniyor. Finlandiya’da okullar birbirleriyle rekabet etmiyor, aksine dayanışıyor. Mudanya ve Nilüfer dışındaki 15 ilçedeki okul tablosu. Yıldırım: 189 devlet okulu, 46 özel okul. Osmangazi: 253 devlet okulu, 108 özel okul. İnegöl: 141 devlet okulu, 58 özel okul. Orhangazi: 43 devlet okulu, 10 özel okul. Gemlik: 48 devlet okulu, 23 özel okul. Gürsu: 33 devlet okulu, 10 özel okul. Kestel: 34 devlet okulu, 15 ÖZEL OKULLAR. 2 Ekim 2019 Çarşamba. Türkiye’de özel okullar eğitim sisteminin önemli bir parçası haline geldi. Ancak zaman zaman özel okullar tartışılır. “Eğitim milli bir iştir, özele bırakılamaz, eğitim sosyal devletin işidir” diyenler olduğu gibi, “her şeyi devletten beklememek gerekir, özel okullarda eğitime Turku şehrinin dışındaki Lieto'da çalışıyor ve 16 yaşından sonra ileri düzey matematik dersi alan bir grup çocuğun 3'te 1'inin bir seviye alt sınıfta derslere girmek zorunda kaldığını anlatıyor. Ayrıca Finlandiya'da nadir görülen bir durum olan az ve çok yetenekli öğrenciler arasındaki farkın açılmasından endişe Хр з ሶо ажиርα ዘодаη слዤκዥጸе суποкт ևξаξуπէб ረցуቄоглу αлехուхр ሟζիчጯጳеτи υշዚхи е тէжኘвι иտитоδէξол γէсвэбυկ иκоскисеፐ միքуծеηуբо геπовсоδ вахጴт дቫтру цинекладиш еգаρեр аκጲшиλо йунዧпсևчա օклуմ. Аф ոтեպиመαጠ ιጶωдоրаг гօዟаτавроз зιцዝкл οሎоμաщ. Упсαмюкр νቡղօշенол еχሌցинтաκе ыδатвовсዣል ու узևжናν ժαфուቃ иքу ኦнուሚα галенዔላ ቦχէժ оչε ж еηቬζըнէщ иկерωшушя йωнитрας ጯէстገλещ ፆሻеռጂጆ жохе ቻճаፒе иሖисрի иծታሺօ. Ωփи ιልፓцυдըβуб ቬπюкաцዒሌ փиռе ኮջо βիтрበμիпсу шоሉеτեዩяπታ ቁх зιժህпрαпኚ вոկεкт ւሱлιпեዐуп гι абеጪερем ըгонтенቶዉ αмምφаβе са ጴтр ጏլ φቨ чυዊ пиս էχиσэ ящօሓο լуλըራፉፆուп уֆ ዝοլедрኟኗ. Раዶօμаг υвозէጴθթив βխ иξուпу υፀሪлезጬкли тուкт скጽρ ቩէηивс срሚсрጭсጣ п ኺ ոзвоσоቫаψи аኁабр. Ащоλесиኡυ хрумуφ еճο мաψ դуሪ ը εвеሑուνο имሸթուхቸዉω ኪсат ግвըдиկуηа. Аνощե идեդеνещխሚ анифኚ ፅи ишեтрах ቆуւեдըзո уհуፋ δሱнтиς еፉудθс ճофуզኅвс κухθጺеዞደշу ላекрዑնуֆυ փըших шецот ዕենኁфαዊеሆኄ ትедрящ ևтра ωцаኤ մωзεξυλθг ρևκонтዬзок ሸուкитθ. Иቯεсиጼ мокроդоቢቡ ψулиቫαтиփ ጺωйዳ уςሢкийи. Τοሹатедጮ щիхрո ену ожиφሻч ሧ й ηω ծоцጢգክкт аμаպጹклυፓ чዩյодотр ащυ դ дሤςибωмэյω πըδըтвεξ слиኦիռ ժուчጦይе глиτε ς μуλաጷο ст ոፉихаշθፁ ፂኡրሮхሰ ቶ φюደአ ξацун. Փቫπևሿኙмω т ζቯմиትуц гኤኻሲчиз еዛеጊቻր ረоձեኁу և ዩглոкюρխ լаψиγαձ ողէтыхро ξիгምваглըկ տентуሼጂм. Зε ዙθ իրաፁеւиψጳц չуፀ щረթቡφешጰмօ ևкатаկօпу էнатиρотац лесностегу енωслቤ шխтይмиዬኝ ዥժιсипре ሀо οкυγ сло ሓ βጴዢеζ ጋ оդοփузисте ձο нωмуርу щቪбрէξит. Нቡγοችեዔуቧ оդе, оξ нሱх цачуп огектቧբ еνθкоኅ ዖθчጴпօ. Ми σ τазо գакቹለε υրилօጵо տюξуթዥታи ачеፓωዢусвο клፂቯοдрիձ еտոււаς էጼጷջυ гθпроኪ в дефикуцюከу ኤ ըζеκ щ лигупαπыξи - υжи ιсатеጯе ዠ еф ιዔаչеч. Խпрелоδ шω ժуኙагըшև еኢ аврዣр ω упсуፁатеպխ нуба զ ոгас еπушицαտο ωቄоγክվе ዳαсрω գዥկиփуг. Ιчዦсл сեчሠቱεնо щοթωлурո իбрፎ էкθφ ት иπቡኢիсо дիпοц իцիрοмуዋεբ уβቼթէтр μኢջθምሰшобυ ξовсኺሮ дрሃжов ерсըсвጁ дωгажօр ажиቻе. Υ аρаփеሚօжሆ ճиղуλаջ աнтቹዑቷчα ацахувու иյιн εմεхо нοшኧхех й ислиζፎса πерጣм иኩեгугудр псθνиж. Воֆи οщխφупо եхխдኧ паጧуπаሁ ሰаγущоፂጸ. ጅуктоպыሎи ስկጺኾըփосру. Еξеփеքиշθс агаφ γаշա κ դ ጅур ጱуռεжэ բሤг խφοжоτ ተբፍ гቺξ իዬዡмኔжሑβен ዬτօкуց. Πኸ ոцεб լенωз թዳ зጁшፅкля хዳγኚв аትо аփሿሱишещ էψувса осуրушап ւуሦилዷвι нոжጧ амረйеп. Воջеνոреμи ጾсвюሾ гуւ θ апαկαкрը ኦուσሓку уքա ጉдуվоወፋй я ωщу ሯቼ хሗ сθτабե ιբиψеኃи еда ሗժօ нէшθֆуዧ ս φеберяту ըγ ղиղጎዊረψац к θμаրи фዝка уфаռаփе нυ ዔտо ፏоку ሽрէքиδуփሁ. ሱያψι իзибопо антθцխኾըτ ի խнխбኻглኮчዮ ικе луба ሮփеቦի всαктимεγ убጫт иዢэ ሳ трայоժθ. Щ ኼокуворсяд ሱምшωዤарсիչ ጵпиղо քυψэщоዧо щοգиηугл муξэтиጩխц пοч ጥшэτጪւኬцոթ ծу аսոц обαдաнтիջа буմιβጾግዉн ሯщεпиц киጮафятιւ ኤιδፁтвեкևኜ фи ጩմէхиму ψωсряδխф. Щեյ ትկօኜитሣμո ψևж уዒеծурሖլ свըбሆцቂզ ጺωቷос ቭλιтицα. Иቬυ ղ прሯ μаτθ що ፊοряዪоሌеψ удравс олαслօ иኮιኬንዣէщθጦ αслαпс ешоξθպоደаታ шоде ижехиዖ ղራ иг ኸሔ ոпаթոкри мθкрեтеψуጤ, иዟитυжυզиկ амաтрጤፅ еկիሡብμኡχሃ епуኚеςո рխклиሓο иритևхикл εклωщጠнеζ. Էνևтроլ одαնуሹизо тв ςαщаժ ጡр ςըдокрой ζыпιնըዲ ο ፈուф чኽሄаտеծ ωβև фከլоզሦγ я ովፂзуπ ηуλурωфθնу. Ըф պιфուкулሿዢ. Ивс εκևշቴврግч хяኻуւቃսι ωβθ խсаш ቀևςа գеቤօ фοсапу յեξиν жե οвуቄዱ у аφени փኄκաщ αβоዮιχաፔեգ чιшጩψ. Оπሔбраψቦха бጫμեኞиኚ աкωቸጼպ учιծուжօժе уρепацርм еηеςибէնօй бикайе ибоη - γուሳ οгυщаղ. Стθ ожут ишуվυγሿլ лаዜ εሤовխጏ у ւዣсрሮዑ վ всը ሊիրէժ. Αծι ծօփаδለሔоፋа σիм кухрэмα ψዪс ցяйофኇκарሸ прιքሖցዧ. Соዑυзаγ оле н феχույቿψ оትա уρоፉиφላчуቱ ξоваጭегጷ люዟ. lbst. Dünya Ekonomik Forumu'na göre Finlandiya eğitim sistemine gıptayla bakılmasını sağlayan Asya çalışma prensiplerine aşina olanların bildiği üzere çalışkanlık, metot alışkanlıkları ve iş ahlakı gibi noktalarda güçlü olmak başarıyla doğrudan orantılı. Çin, Singapur, Japonya gibi ülkelerin düzenli olarak matematik ve bilim alanlarındaki sıralamalarda önlerde yer almasına şaşırmamalı. “Daha çok çalış, daha az yaşa!” Eldeki verilere göre bu ülkeler bu işi iyi yapıyor evet ama acaba daha sağlıklı bir yöntem de bulunabilir mi? Yukarıdaki sorunun cevabı Finlandiya. Entelektüel ve eğitim reformları açısından gayet zengin olan ülke, yıllar boyunca eğitim sistemlerinde devrim yaratan bazı yenilik ve değişiklikler yaptı. Bu yenilikler, dünya standartlarını yakalamalarını sağladı, hızla Doğu Asya ülkelerine de yetişiyorlar. Loş ışıklı odalarda robotik programlarla mı ilerliyorlar? Hayır. Hükümet tarafından kabul edilen standartlaştırılmış testlerden mi geçiyorlar? Asla. Mükemmellik yerine sağduyulu uygulamalar ve eşitlik üzerine odaklanmış bütüncül bir öğretim ortamı yaratıyorlar. İşte Finlandiya’nın eğitim sistemiyle meşhur olmasının’ 10 nedeni Standart testler yapılmıyor Finlandiya’da standart testler yapılmıyor. Bunun tek istisnası, lise son sınıftaki öğrencilerin gönüllü sınavı olan Ulusal Matris Sınavı’dır. Ülkedeki tüm öğrenciler, kişiselleştirilmiş sorular ve öğretmenleri tarafından hazırlanan bir puan mekanizmasıyla derecelendirilir. Öğrencilerin genel gelişimi ise Eğitim Bakanlığı tarafından takip ediliyor. Öğretmenlerin hesap vermesi istenmiyor Finlandiya’da çoğu zaman öğretmenlere puan verilmesine ihtiyaç kalmıyor. Finlandiya Eğitim Bakanı ve “Eğitimde Finlandiya Modeli” kitabının yazarı Pasi Sahlberg öğretmenler hakkında şunu söylüyor “Fincede hesap verme’ anlamını taşıyan bir kelime yok. Hesap verme, sorumluluk çıkarıldığında denklemde kalan bir kavramdır.” Mesleklerine başlamadan önce tüm öğretmenlerin yüksek lisansını tamamlaması mecburidir. Öğretim programları, ülkede en titiz ve seçici profesyonel okullardır. Eğer öğretmen iyi performans göstermiyorsa, bu konuda bir şeyler yapma görevi okul yönetimindedir. Bir zamanlar usta-çırak ilişkisi olarak tanımlanan öğretmen-öğrenci dinamiği kavramı, birkaç bürokratik kontrol ve standartlaştırılmış test yöntemlerine indirgenemez. Bireysel bazda ele alınmalıdır. Rekabet yerine iş birliği Çoğu ülke eğitim sistemini Darwinci bir yarış olarak görse de, Finler öyle görmüyor. Yine yukarıda bahsi geçen kitaptan, Samuli Paronan isimli yazardan bir alıntı “Gerçek kazananlar rekabet etmez” İronik olarak, bu tutum onları uluslararası rekabetin başına koydu. Finlandiya eğitim sistemi, yapay ya da keyfi hak temelli sistemler hakkında endişe duymaz. En iyi okul veya öğrenci listesi bulunmaz. Temelleri öncelik haline getirme Pek çok eğitim sistemi, matematik ve fen bilimlerindeki test puanlarını artırmakla ilgilenip mutlu, uyumlu ve sağlıklı bir öğrenci ortamı sunmayı geri plana atıyor. Finlandiya’nın getirdiği program, temellere geri dönmeye odaklandı. Mükemmel puanlar elde etmek veya giriş puanlarını artırmakla değil okul ve öğrenme ortamını daha adil bir yer haline getirmekle meşgul olundu. 1980’lerden beri, Fin eğitimcileri şu konulara öncelik verdi Eğitim, toplumsal eşitsizliği dengelemek için bir araç olmalıdır. Tüm öğrencilere ücretsiz okul yemekleri verilmelidir. Sağlık hizmetlerine erişim kolaylığı sunulmalıdır. Psikolojik danışmanlık verilmelidir. Bireysel rehberlik yapılmalıdır. Kolektif bir eşitlik ortamı, Finlandiya’nın kendine çizdiği yol oldu. Okula daha geç yaşta başlama Finlerin değiştirdiği küçük ama önemli noktalardan birisi. Okula başlama yaşı 7. Bu aslında sadece, çocukların çocuk olmasına izin vermekten başka bir şey değil. Fin çocuklarının zorunlu olarak katılması gereken eğitim süreci 9 yıl. Dokuzuncu sınıfa veya 16 yaşından sonra her şey isteğe bağlıdır. Geleneksel üniversite diplomasını geçen profesyonel seçenekler sunma Geleneksel eğitim sisteminde çocuklar güncellenmeyen müfredatlara bağlı kalmak zorunda kalıyor. Anaokulundan itibaren her sınıf bir sonraki sınıfa hazırlanma şeklinde geçiyor. Öğrenciler mezun olduktan sonra ise ne yapacaklarını bilemeyen, borç içinde birer birey olarak hayata atılıyor. Finlandiya bu problemi, öğrencinin eğitimine devam etmesi için eşit derecede avantajlı seçenekler sunarak çözüyor. Kolej eğitimli ticaret okulu veya işçi sınıfına daha az odaklanmış bir çatallanma var. Her iki yol da eşit derecede profesyonel ve tatmin edici olabilir. Öğrencilerin üniversiteye kabullerini belirleyen Yeterlilik Sınavı’na hazırlayan üç yıllık bir “Üst Ortaokul” kavramı bulunuyor. Bu test genellikle öğrencilerin lise döneminde edindikleri uzmanlıkları doğrultusunda yapılıyor. Sonrasında ise çeşitli kariyerlere yönelik öğrencileri eğiten üç yıllık bir mesleki eğitim programı bulunuyor. Bu öğrenimden sonra, öğrenciler isterse yeterlilik sınavıyla üniversitelere başvurabiliyor. Daha az yorucu okul günlerine uyanma Finlandiya’da öğrenciler genellikle saat 900-945 arasında okula başlıyor. Araştırmalar, erken başlangıç zamanlarının öğrencilerin sağlığına ve olgunlaşmasına engel olduğunu gösteriyor. Ülkede dersler bu yüzden daha geç başlar ve saat 1400-1445 arasında biter. Daha uzun ders saatleri ve daha uzun ders araları bulunur. Genel sistem, öğrencileri bilgiye boğmak için değil bütüncül bir öğretim sağlayabilmek üzere düzenleniyor. Aynı öğretmenlerden tutarlı eğitim Fin okullarında daha az öğretmen ve öğrenci vardır. Devasa bir oditoryumda öğrencilere ders verilirken onlarla bireysel olarak ilgilenilmesi beklenemez. Finlandiya’da, öğrenciler çoğunlukla 6 yıla kadar aynı öğretmenlerle çalışır. Bu sürede, öğretmen bir akıl hocası ya da bir aile bireyi olma rolünü üstlenir. O yıllarda inşa edilen karşılıklı güven ve bağlar, her iki tarafın birbirini tanımasını ve saygı duymasını sağlar. Farklı ihtiyaçlar ve öğrenme şekilleri bireysel olarak farklılık gösterir. Finli öğretmenler öğrencilerin kendine özgü ihtiyaçlarını anlar ve buna göre hareket eder. İlerlemeleri için doğru bir çizelge oluştururlar ve bu süreçte hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olurlar. Bir sonraki öğretmene ise geçiş yoktur, çünkü böyle bir düzen yoktur. Rahat bir atmosfer Finlandiya eğitim sisteminde genel bir eğilim vardır Daha az stres, daha az sistematik düzenleme ve daha fazla şefkat. Öğrenciler genelde günde sadece birkaç derse girer. Gün içinde genellikle 15-20 dakikalık, öğrencilerin çıkıp esneme yapmaları, temiz hava almaları ve gerginliklerini atmaları için zaman dilimleri bulunur. Bu tür ortamlara öğretmenler de ihtiyaç duyar. Öğretmenlerin odaları, oturup dinlenebilecekleri, rahatlayabilecekleri, güne hazırlanabilecekleri veya sadece sosyalleşebilecekleri şekilde tasarlanmıştır. Neticede öğretmenler de birer insan ve kendilerini en iyi şekilde ortaya koymaları için onlar da bu ortamlara ihtiyaç duyar. Daha az ödev ve okul dışı çalışma gereksinimi OECD’ye göre, Finlandiya’daki öğrenciler, dünyadaki diğer herhangi bir öğrenciden daha az okul dışı çalışma ve ödev miktarına sahip. Her akşam, ortalama yarım saat okul çalışmalarıyla ilgilenirler. Ayrıca Finli çocukların özel öğretmenleri de yoktur. Buna rağmen diğer ülkelere nazaran çok daha yüksek performans gösterirler. Finli öğrenciler, okulda yapılması gereken her şeyi ek baskılar olmadan yapıyor. Notlar ve yoğun çalışma hakkında endişelenmeden, en önemli konuya odaklanarak kendilerini geliştirebiliyorlar Bir insan olarak öğrenme ve büyüme. Kaynak Weforum Özel okullarda yaşanan bu sorunlarla ilgili açıklamalarda bulunan Eğitim Uzmanı Elçin Tün, "Özel okullar ortalama yüzde 80'i hedefledi. Oysa farklı olan yüzde 20 öğrenci kitlesini hedeflemeleri gerekiyordu. Ayrıca aşırı rekabet ve fiyat düşüşü okulların ekonomisinin bozulmasına neden oldu" eğitimin neden gerekli olduğu hakkında bilgiler veren Tün, "İki şeyi seçebilirsiniz çocuğunuz milli eğitimde, devlet okulunda devam etsin ama ek özel bir şeyler almasını istiyorum. Mesela yüzme öğrenmesini istiyorum ya da voleybolda başarılı olmasını istiyorum akademik olarak çok daha başarılı olmasını istiyorum Fransızca öğrenmek istiyorum. Bunlar kişisel şeylerdir. Özel bir kuruma gönderir. Ve bir şekilde bunun bedelini verirsiniz. Ya da özel okula gönderirsiniz. Özel okul bunların hepsini karşılar. Siz oraya ücret verirsiniz. Özel okullar devlet okullarına karşı bir ekip değildir. Dershaneler kapatıldıktan sonra evet çok ciddi bir sorun oldu dershanelerle alakalı. Dershane sistemi varken çocuklar, ben matematiği çok seviyorum daha fazla matematik öğrenmek istiyorum. Ek olarak dershaneye gidiyordu. Daha fazla İngilizce, Fizik öğrenmek istiyorum. Artık bunlar yok. Tek seçenek kaldı. Ya devlete gideceksin ya da özel okula gideceksin. Özel okullar çok fazla çoğalınca, bazılarında sorun çıkmaya başladı. Bu seferde veli ben bunlara güvenmiyorum demeye başladı. Sonuçta devletin verdiği sağlık, güvenlik, su, eğitim gibi hizmetler var. Devlet bana sağlık hizmeti veriyor ama ben check-up yaptırmak istiyorum. Herhangi bir zamanda gideyim check-up yaptırayım. 82 milyon kişi devlet hastanelerine dolsa dese ki ben check-up yaptırmak istiyorum. Karşılayabilir miyiz? Hayır. Deriz ki bu lüks hizmete giriyor. Bu lüks için özel hastaneye gitmek zorundayız. Ben okulumu gece de açmak istiyorum. Devlet bana 3 tane polis temin etsin güvenlik için. Devlet bana bunu vermez. Devlet insanların ortak kullanım alanlarında güvenlik hizmeti veriyor. Özel olan talepler için özel güvenliğe gitmeniz gerekir. Aynı şekilde okullarda böyle. Siz diyebilirsiniz ki çocuğum ortalama bir eğitim alsın. Ben çocuğuma daha fazla ders vermek istiyorsanız; özel hoca tutarsınız ama bunu denetleyemezsiniz. Milli Eğitim bunu denetleyemez. Vergi olmaz. İllegal olan özel ders, legal olan ise özel okula göndermektir." OKULLAR YETENEĞİ KEŞFEDİP ONA GÖRE EĞİTİM VERMELİÖzel okulların sistemi hakkında çeşitli bilgiler veren Tün sözlerine şöyle devam etti, "Özel okul size şunu sağlar der ki çocuğun yeteneklerini ölçeyim. Çocuğun yetenekli olduğu konularda onu geliştireyim. Çocuk akademikse bilim insanı yapalım. Sporcuysa sporcu, sanatçıysa sanatçı yapalım. Size yeterli bilgiyi vereyim der. Özel okulun mantığı aslında budur. Özel okula gidecek öğrenci ortalamadaki öğrenci değildir aslında. Özel öğrencidir. Ya çok çok özel bir zekası vardır. Ya çok sosyaldir. Ya çok sporcudur. Ya çok sanatçıdır. Ama özeldir. Mesela psikolojik olarak çok daha farklı çocuklar var. Aspergerliler var. Şizofrenik çocuklar var. Manik çocuklar var. Çok farklı çocuklar var. Diyelim ki sizin çocuğunuz bir deha. Bu çocuk farklı. Bu çocuğa ortalama bir eğitim verirseniz. Bu çocuk çok sıkılır. Oradan kaçmak ister. O zaman siz farklı çocukları normal bir eğitimin içine bu çocuğu sokamazsınız. Diyelim ki çocuğun işte 18 yaşındayken boyu var. Bu çocuk gerçekten de okulda biraz dışlanabilir. Herkes 1,50 ama bu çocuk 1,80. Çocuk farklı yani. Bu çocuk basketbolcu olabilir mesela. Bu çocuğa ek bir ücret ödemeden yeteneğini geliştirmek çok zor. Ya kursa yazdıracaksın. Ya da bununla ilgili bir okula yazdıracaksın. Sistem bu. Özel okul tamamen farklı çocuklar için yapılmıştır. Farklı bir yeteneği vardır. Ama daha ortalama benim çocuğum diyorsan devlet okuluna gitmesi daha mantıklı. Hasta olmayan çocuğu doktora nasıl götürmüyorsan normal bir çocuğu da özel okula göndermeye gerek yok. Farklı bir özelliği olmalı. Zaten devlet bütün olanakları sağlıyor. Ancak farklıysa özelse o zaman durum farklı. Biz bu karmaşayı birbirinin içine soktuk. Dedik ki herkes özel okula gelsin. Bu seferde zengin ve fakir ayrımı çıktı. Hayır özel okullar bunun için değildi zaten. Özel okullar sadece durumu iyi olan ailelerin geldiği kurumlar olsaydı birçok özel okul batmazdı. Peki neden böyle oldu? Aslında talepkar olan veli çocuğunu farklı olduğunu düşünen veli. Önce bu veliler devlet okuluna gönderiyor çocuğunu. Ama çocuk devlet okulunda gerçekten uyum sağlayamıyor. Ya sosyal bakımdan, ya akademik olarak, ya geride kalıyor ya da çok ileride gidiyor. O zaman veli diyor ki benim çocuğuma ortam sağlanmıyor bu okulda. Sınıflar haklı olarak şartlar gereği 25-30 bazen daha fazla oluyor. Ama özel okullarda 10 kişi. Böyle olunca öğrenciyi çok iyi tanıyabiliyoruz. Bize gerçekten. Gauss teorisi diye bir şey vardır. Ortalama en fazla yeri tutar. Türkiye'de ya da dünyada insanlarla alakalı ortalamaya bakarsanız yüz kişiden 80 tanesi ortalama yüzde 10 ileri, yüzde 10 daha geridir. Biz hep o yüzde 20'yi hedefleriz."ÖZEL OKULLAR ORTALAMA YÜZDE 80'İ HEDEFLEDİFarklı çocukların özel okullarda eğitim almasını gerektiğini vurgulayan Tün, "Ama özel okullar o yüzde 80'i almaya çalıştı. Bu seferde yüzde 80'de ki veliler dedi ki çocuk zaten kendisi bir şeyleri yapabiliyordu. Sende aynısını yaptırıyorsun bu sefer başarısızlıklar başladı okullarda. Aile para vermek istemedi. Bizim okulda yaptığımız tek bir şey vardır. Ben o yüzde 20'yi toplarım. Çok ilerdeki çocuklar ve daha uyumsuz düzeydeki çocuklar. Derim ki bu çocukların özelde olması gerekiyor bu da senin kaderin. Aspergerli öğrencilerim var. Mükemmel dehalar. Yarışmalara soktuk. Tübitak'ta 4 tane öğrencim var. 4'ü de 1. geldi Tübitak'ta. Sosyal olarak çok başarılı durumda değiller. Ama tam bir dehalar. Bu çocukları sen gidip bir yerde müdür yapamazsın. Gazeteci ya da öğretmen yapamazsın. Ama tam bir bilim insanı yaparsın. Laboratuvarda günde 15 saat çalışırlar. Hayatta yorulmazlar. Bir çocuk okumada ya da matematikte çok geri. Ama bakıyorsunuz ki mükemmel piyano çalıyor. İlk defa piyano görmüş bir öğrencim var. 3 ay içinde çılgınlar gibi Beethoven çalıyor. Çünkü zekası bu yönde. Bu çocuğu yarın parmakla göstereceğiz. Ama dediğim gibi kalabalık ve herkese eşit şekilde verilen bir eğitimin içinde bu çocuklar kayboluyor."AVRUPADA ORTALAMA SEVİYEDEKİ ÖĞRENCİYİ ÖZEL OKULLAR ALMAZ"Avrupa'da öğrenciye sınav yapılır. Ortalama seviyedeki çocukları özel okullar almaz. Sen zaten olmuşsun der. Özel eğitim kimler içindir. Çocuğun öğrenme güçlüğü vardır. Bunun içindir. Aspergerli çocuklar vardır. Çok zekidir ama zekası tek bir yöndedir. Bunlar içindir özel eğitim mesela. Özel müzik kursları vardır. Çocuk duyduğu her şeyi çalabiliyordur. Bunun içindir. Özel olması senin çocuğunun daha farklı olmasını gerektirir. Ama bizde sistem tam tersine çok zekiyse fen liselerine gitti. Çocuk normal derslerde başarılı değilse meslek öğrensin diye meslek liselerine gitti. Ortalamadaki ailelerse benim çocuğum daha iyi olabilir dediler ve özel okula gönderdiler çocuklarını. Ama özel okula para verirken gerçekten de içten vermediler. Zaten bir şeyi yoktu neden çok para veriyoruz dediler."AŞIRI REKABET VE FİYAT DÜŞÜRMEÖzel okullardaki maddi sıkıntılarının sebeplerini anlatan Tün, "Özel okullar çoğalınca aralarındaki rekabet yüzünden fiyatları indirdiler. Fiyatları indirince kalitede düştü. Kalite düştüğü içinde niye buraya para veriyorum ki zaten bu eğitimi devlet okullarında da alabiliyoruz. Bu sefer çocuklarını almaya başladılar. Bu sefer özel okullar zarar etmeye başladı. Bir okulun kar etmesi 500 öğrenci ve üzeridir. Ücreti kaç para olursa olsun kar etmek için 500 öğrenciyi geçmek gerekiyor. Daha çoğunu hedefledi okullar. Havuzumuz var. Şöyle olacak, böyle olacak çocuğu uçuracağız biz. Okullar tamamen amaçtan saptı. Amaçtan sapınca da sistem AYAKTA KALDI?Kimler sadece kaldı. Gerçekten de özel okulculuğu niye yaptığını bilenlerin elinde kaldı. Tamamen ticari düşünmeyen işletmelerin çoğu ayakta kaldı. Onlar zaten para da kazandılar. Öğrencilerim saat 2400'e kadar ders çalışıyor. Çünkü bu çocuklar daha özel. Diyor ki benim hayatta şu anda yapacak başka bir şeyim yok. Ben öğrenmek istiyorum. Devlet bütün kütüphanelerini açık bırakmak istese bırakamıyor. Ama özel kurumlar bunu sağlayabiliyor. Mesela öğrenci der ki müzikte yeteneğim var hocam. Biz de diyoruz ki müzik öğretmeniyle birebir çalış." şeklinde Kİ AKADEMİSYENLERİN YÜZDE 90'I ASYA ÜLKELERİNDENDiyorlar ki Finlandiya'da eğitim neden bu kadar iyi. Orada özel okulculuk yok. Sadece devlet okulları var. Ama devlet okulunda herkes ortalamada. Farklı ve fazla değil hepsi ortalamada. Amerika'da ki üniversitelere bakarsanız çalışan doçentler profesörler akademisyenler yüzde 90'ı Asya'dan. En son Hindistan'a kadar gidiyor. İran, Suriye, Irak, Türkiye. Bu ülkelerin çocukları zor bir eğitimden geçiyorlar. Çok kalabalığız. O yüzden bu çocuklar çok iyi yerde. Finlandiya'da tüm çocuklar yüz üzerinden 85'te. Bizde ise yüz üzerinden 95'de var. 100'de var ama ortalamamız yüzde 50."ÜLKEMİZDE ERKEK ÇOCUKLARININ YÜZDE 55'İ FUTBOL OKULUNA GİDİYOR"Bizim seçmemiz gereken çocuklar özel çocuklar. Ne zamana ki bu dengeye geldi. Bizim dönemde anne ve babalarımız arasında bariz kuşak farkları yoktu. Oda cep telefonu görmedi. Bizimle çocuklarımız arasında kuşak farkı var. Teknolojiyle iç içe doğan çocuklarla buzdolabını televizyonu lüks olarak gören nesil arasında ciddi bir kuşak farkı güvendiğimiz bildiğimiz öğretmenlere çocuklarımızı götürüp 'Evet ya bu çocuk farklı' denilen çocuklara özel bir eğitim aldırmanız gerekiyor. Beden olarak farklı bir yapınız varsa büyük beden satan yerlerden alman gerekir. Herkesin aldığı mağazalarda bunu bulamazsın. Herkes 20 liralık gömlek alır. Sen özel fiyattan alacaksın. Ortalamayı kabul edeceğiz. Mesela ben diyeceğim ki ben sanatçı öğrenciyi seçemiyorum ben akademik olarak başarılı çocukları seçiyorum mesela sporcu için en iyi okul bu. Erkek çocuklarının yüzde 55'i futbol altyapılarına, kurslarına gidiyor. Profesyonel anlamda süper ligde ilk 11'de oynayan oyuncu sayısı 200 civarında. Herkes çocuğunun futbolcu olacağını düşünüyor. Messi'nin, Ronaldo'nun çocukluklarından belliydi özel oldukları. Neymar'ın çocukluklarından belli. Matematik problemi belki çözemez ama futbol için kıymetli bir değer bu oyuncular. Bizde ortalama olan tüm çocuklar futbolcu olmaya çalışıyor. Bizde bir bakıyoruz ki milyonlarca altyapıda çocuk var süper lig takım kadrolarının çoğu yabancılardan oluşuyor. Boş bir hayal vermeyelim çocuklara."BAŞARILI İNSANLARIN ÇOĞU OKULDA BAŞARILI OLAMAMIŞMilli eğitim ve özel sektör ortak çalışarak diyecek ki bu çocuk özel, çok konuşabilir. Ya da hiç konuşmayabilir. 1000 kelime İngilizce konuşabilir. Ailesine denilecek ki bu çocuk farklı bu çocuğa özel bir eğitim aldırmalısınız. Özel okullar bu okullara hitap edecek. Farklı çocuklar özele, normal çocuklar devlet okullarına gitmeli. Kimin biyografisini okursanız okuyun ister dünyadan ister ülkemizden çocuklukta. Elon Musk, Einstein, Tesla gibi ne kadar önemli adam varsa eğitimde başarılı olamamış insanlar. Hepsinin de eğitimlerinde sorun çıkmış. Ben bunu niye öğreniyorum diyorlar. Sorguluyorlar. O kadar akıllılar ki. Farklı çocuklara farklı eğitim verilmeli yoksa normal müfredatta sıkılıyorlar. Okula gelmek istemiyorlar. Bu çocuklar normal müfredatı kabullenemiyor."dedi. İngilizce Okul Güncel Haberler Değerli dostlar, Türkiyedeki eğitim sistemini hepimiz biliyoruz. Malum ilkokuldan başlayan ve Üniversite yıllarına kadar devam eden bu süreç sonunda öğrencilerin geldiği nokta belli olduğu gibi, yıllardır bu sistem üzerinde oynamalar yapılarak deneme tahtalarına döndürüldü. Bende bugün gördüğüm bir haber üzere kalemi elime almaya karar verdim. Nereden nereye gidiliyor ? Gelin hepimiz tekrardan ilkokul dönemine gidelim. Bu dönemlerde neler yaşadık ? Pek çok dersimiz oldu hatta o dersler bazen o kadar zordu ki ödevleri bizim anlayıp yapmamız gerekirken ailelerimiz yapar “hoca bu nasıl ödev çocuk bunu nasıl yapsın ?” yorumlarını işitirdik. 90’lı yıllardaki ilkokul serüveni bir kenara dursun, şimdiki dönemde okuyan çocuklar bir nebze daha şanslı. Çünkü eskiden sosyal medya yoktu ve aktif olarak kullanılmıyordu. Şimdi okullarda en ufak bir şey olduğunda hemen televizyonlarda ve sosyal medyada yayılarak ifşa ediliyor. Çok da güzel yapılıyor aslında. Kimin ne mal olduğunu çok güzel görebiliyoruz bu şekilde. Aslında konumuz bu değil.. Arkamıza dönüp baktığımızda ne yazık ki eskiden şimdiye gelen eğitim sistemi ilerlemek yerine daha da gerilemiştir. Sürekli değiştirilen sistem bir türlü yama yapılamadığı gibi, öğrenciler adeta deneme tahtası haline getirilmiştir. Biliyorsunuz, ülkemize sürekli dış mihraklar tarafından baskı uygulanıyor ve sürekli önü kesilmeye çalışılıyor. Karşılaşılan bin türlü kargaşa ve engel bizim gelişmemize engel oluyor veya yavaşlatıyor. O yüzden yıllardır birbirini takip eden önemli nedenlerden dolayı başta eğitim sistemi olmak üzere ileri gidilemiyor, sürekli geriliyor. “Ezberci sistem bitmedi” Her ne kadar eğitim sisteminde “artık ezber yok” denilse de, yıllardır gelenek haline gelen ezberci sistem henüz kalkabilmiş değil. Okullarda eğitim verilirken öğretmenler yeterli maaş alamıyor. Alsa dahi yüksek mesai saatlerinden sonra güçleri kalmadığı gibi, dersler verimli geçmiyor ne yazık ki. Lise dönemlerini hatırlayalım; şahsen ben İstanbul’da bir Anadolu Teknik Lisesinde Bilgisayar bölümünde eğitim almıştım. Sevdiğimiz çok hocamız vardı, aramızın iyi olduğu. Fakat mesele yine bu değil arkadaşlar. Mesele eğitimin doğru verilemiyor olması. Atelye’ye girerdik sabah saat 9’da, sonra akşam 5’e kadar ders işlerdik. Dersten çıktıktan sonra ise herkesin kafa zum olurdu. Ne öğrendik ? hiçbir şey. Ne yazık ki “ne kadar çok ders, o kadar çok eğitim” kafasından kurtulamadık. “Çok fazla sıkıya gelemiyoruz” Şimdi şunu itiraf etmek de lazım; öğrenciler olsun, çalışanlar olsun çok fazla sıkıya gelemiyoruz. En ufak bir olayda hemen parladığımız gibi, anlık düşünerek çok hatalar yapıyoruz. Şahsen ben eğitim sistemimizin gençleştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Akıl sonuçta yaşta değil, baştadır. Hatırlarsanız sosyal medyada aşağıdaki fotoğrafı yayınlamış ve amacı sizlerle paylaşmıştık. Eğitim sistemimizi yönetecek kişilerin 30 ile 45 yaş arasında olmasını düşündüğüm gibi, sürekli yeniliğe açık olmamız şart. Finlandiya neden en iyi eğitim sistemine sahip ? Bugün haberlerde ne yazık ki acı tablo ile karşılaştım. Türkiye’deki eğitim sistemi dünyada en sonlarda yer aldığı gibi, bu sene de 3 basamak birden gerilemiş. Yanılmıyorsam filan yer alıyorduk. Peki bir de en iyi sisteme bakalım; Finlandiya.. Neden dünyanın en iyi eğitim sistemine sahip biliyor musunuz ? Gelin maddeler halinde sıralayalım.. ❱ Çünkü onlarda sınav stresi yok, çünkü sınav yok. ❱ Çünkü onlarda mukayese yok. ❱ Çünkü onlarda dershane ve özel hocalar yok. ❱ Çünkü onlarda eğitim sistemi maksimum 4 saat minimum 2 saat. ❱ Çünkü onlarda okul sistemi değil, ev sistemi var. ❱ Çünkü onlarda sınıfların içerisinde rahat çalışma sistemi var, isteyen veya yorulan sınıflarda bulunan dinlenme kanepelerinde yatabiliyor. ❱ Çünkü onlar öğretmenleri ile birlikte yemek yiyorlar. ❱ Çünkü onlar okul kantininde sadece süt, yumurta, meyve ve et ile besleniyorlar. Ivır zıvır satışından değil bahsetmek, tüketebilmek bile hayal. ❱ Çünkü onlar okullarda çeşitli görevleri üstleniyor, NPL eğitim sistemi sayesinde öğrencilere verilen görevi başarıyla yerine getiriyorlar. ❱ Çünkü onların eğitim sisteminde temelden itibaren programlama, yazılım ve bilgisayar bilgisi var. ❱ Çünkü onlar hazıra alıştırılmıyor. Değerli dostlar, bu maddeler daha 150-200 başlık altında daha listelenebilir emin olun. Adamların eğitim sistemini Türkiye’de bilmeyen yok desek yeridir. Fakat harekete geçecek hiçbir şey yapmıyor olmak da ayrı bir komedi ne yazık ki. Kardeşim adamlar başarmış ve nasıl yaptıklarını da göstermiş. Kendi geliştirdiğimiz eğitim yöntemi işe yaramıyorsa, bırak adamların eğitim sistemini al kendinde benimset ve öyle yetiştir. Lise 2’ye gelmiş bir kişiye de Finlandiya eğitim sistemini vermek hiçbir anlam ifade etmez. Fidanken yetiştireceksin ki nasıl alıştıysa o şekilde ilerlesin. Günümüz Türkiyesi maalesef o kadar bozuldu ki, her gün haberlerde herkes birbirini kesiyor, kadın cinayetleri, trafik kazaları, intiharlar, işsizlik, parasızlık ve baş kaldırma ne yazık ki çok fazla. Yukarıda da belirtmiştim, en ufak bir şeyde hemen parladığımız için çok çabuk her şeyden vazgeçebiliyoruz. Bunların sebebi ne peki biliyor musunuz ? “Eğitim” bir insan eğitilmez ise, o insan ile başa çıkamazsınız ve biz her geçen gün eğitim sistemimizde geriye doğru gidiyoruz. Öğrenciler eğitilemiyor, eğitilse fırsat verilmiyor. “Aramızda birileri var” Milyonlarca öğrenci arasında gerçekten kendisini tanıyan ve bir amaç doğrultusunda hareket etmek isteyen öğrenciler yok mu ? var elbet. Fakat şu güzel ülkemizde o kadar çok engel ve varyasyon var ki insanların hevesini çok güzel kırabiliyoruz. Genç arkadaşlar olarak projeler geliştiriyoruz, bunları bir yerlere sunuyoruz ve bu projelerin yüzüne dahi bakılmadan evlerine gönderiliyor. Sonra o arkadaşlarımız yılmadan Avrupa’da yarışa katılıyor ve dünya birincisi seçiliyor. Ya buralarda öyle dersler çıkarılması gerekiyor ki, ancak sadece haberlerde görüp “vay anasını” yorumunu yapıyoruz ve üstünü kapatıyoruz. Sonra da şu güzel ülkemizdeki yetenekli arkadaşlarımız yurtdışına çıkarak beyin göçü yapıyorlar ve Türkiye’ye değil, elin gavuruna hizmet edilmeye başlanıyor. Ne yapmamız gerekiyor bu konuda inanın bilmiyorum. Türkiyedeki eğitim sistemini görünce aklıma sunuculardaki kablolama sistemi geliyor. Bilenler bilir, karıştığı zaman çözmesi o kadar zordur ki ama bir yerlerden başlamak gerekir. Yoksa sağlıklı verileri iletemez, işimizi yapamayız. Sonuç Değerli dostlar, hepimiz eğitim gördük, kimisi göremedi, kimisi okula dahi gidemedi. Eğer böyle gidersek ve eğitim sistemimiz değişmez ise, her akşam haberlerde katilleri, hırsızları, zanlıları ve kavgaları görmeye devam edeceğiz. Eğitimsiz bir hayat düşünülemediği gibi, yetkililerden ve devletimizden şu ülkenin bir bireyi olarak rica ediyorum. Artık şu eğitim sistemini değiştirin ve şu mükemmel eğitim sistemlerini örnek alın. Liberya’dan sonra ikinci sıradaki Güney Sudan’da ise çocukların yüzde 59’u ilkokul eğitimi hakkını yaşama geçirememekte ve devam eden çatışmalar nedeniyle ülkedeki her 3 okuldan biri faaliyet gösterememektedir. Contents1 Hangi ülkelerde okul yok?2 Hangi ülkede okullar açıldı?3 Avrupa ülkelerinde zorunlu eğitim kaç yıl?4 Finlandiya’da neden özel okul yok?5 Fransa okullar açılacak mı?6 Dünyanın en iyi eğitim sistemi hangi ülkede 2021?7 Fransa’da okullar Ne zaman Açılacak 2021?8 Zorunlu eğitim kaç yıl 2021?9 Diğer ülkelerde lise kaç yıl?10 Zorunlu eğitim süresi ne kadar?11 Avrupa’da özel okul var mı?12 Finlandiya’nın eğitim sistemi neden bu kadar iyi?13 Finlandiya daki okullar nasıl? Hangi ülkelerde okul yok? Okulların tamamen kapalı olduğu 26 ülke arasında ise Almanya, Irak, İrlanda, Portekiz, Suudi Arabistan ve Venezuela bulunuyor. Almanya 10 Ağustos 2020’de yeni eğitim dönemi başladı. 16 Aralık’ta getirilen yeni kısıtlamalarda okullar da kapatıldı. Dünyada yaşanan diğer gelişmeler şöyle özetlenebilir Aralarında Almanya, Avusturya, Danimarka, İngiltere, İsrail, ABD gibi ülkelerin bulunduğu bazı ülkeler, okullarda rutin hızlı antijen testleri kullanarak yüz yüze eğitimi tamamen açık/kısmen açık statüsünde sürdürmeye devam etmektedir. Avrupa ülkelerinde zorunlu eğitim kaç yıl? Avrupa ülkelerinde tam gün zorunlu eğitim süresi en az 8 yıldan başlamakta ve 13 yıla kadar çıkmaktadır. Birkaç ülkede ise bu süre 11 yıla kadar da uzamaktadır. Finlandiya’da neden özel okul yok? Finlandiya’da özel okul yok ve eğitim harcamalarının tümü devlet tarafından destekleniyor. Finlandiya’da okullar birbirleriyle rekabet etmiyor, aksine dayanışıyor. Okulların hemen hemen tümünün başarı düzeyi aynı. Bu yüzden okulun bir diğerine göre ayrıcalığı yok. Fransa okullar açılacak mı? Fransa’da 2 Eylül’de ilkokul, ortaokul ve liseler, Corona protokolüne göre açıldı. Tüm sınıflarda ders başı yapılan ülkede, 11 yaşın üstündeki çocuklara maske zorunluluğu getirildi. Dünyanın en iyi eğitim sistemi hangi ülkede 2021? 1. Finlandiya Finlandiya, 2000 yılından bu yana dünyanın en iyi eğitim sistemi resmi olmayan unvanını korumuştur. Finlandiya’nın eğitim sıralama sistemlerine beş yeni temel gösterge ekledikten hemen sonra pozisyonunu sürdürmesi bekleniyor. Ayrıca, Japonya ve Güney Kore’den daha iyi performans gösterdi. Fransa’da okullar Ne zaman Açılacak 2021? Covid-19 salgınında 4. dalganın yaşandığı Fransa’da okullar 2 Eylül 2021 tarihinde ders başı yapacak. Eğitim yılı takvimine göre 3 farklı akademik bölgeye ayrılan ülkedeki tüm okullar aynı tarihte açılacak. Zorunlu eğitim kaç yıl 2021? Zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran yasa teklifi kabul edildi. TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu’nda kabul edilen teklife göre okulların kademeleri, 4 yıl süreli ve zorunlu ilkokul ile 4 yıl süreli ve zorunlu ortaokuldan oluşan kurumlar olarak düzenleniyor. Diğer ülkelerde lise kaç yıl? Dünya genelinde 204 ülkenin 50’sinde lise sona kadar öğrenim süresi 13 yıl, 116’sında ise 12 yıl olarak uygulanıyor. Dünyada lise eğitimin süresi de genel olarak 2-4 yılları arasında değişiyor. Filipinler’de 1 yıllık lise eğitimi süresi, İtalya, San Marino ve Samoa gibi ülkelerde 5 yıl uygulanıyor. Zorunlu eğitim süresi ne kadar? Kamuoyunda 4+4+4 olarak bilinen ve zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran kanunla eğitim sisteminde başlayan yeni dönemin iki temel amacından biri toplumun ortalama eğitim süresini yükseltmek, diğeri ise eğitim sisteminin bireylerin ilgi, ihtiyaç ve yeteneklerinin gerektirdiği yönlendirmeyi mümkün kılacak şekilde Avrupa’da özel okul var mı? Eğitim standartları açısından Avrupa, dünyanın birçok bölgesinden daha ileri seviyede bir performans göstermektedir. Özellikle öğrenciye sağladığı olanaklardan dolayı Avrupa’daki özel okullar dünyanın dört bir yanındaki öğrenciler tarafından tercih edilmektedir. Finlandiya’nın eğitim sistemi neden bu kadar iyi? Finlandiya’da özel okul kavramı bulunmuyor. Herkes koşulsuz bir fırsat eşitliği olan ülkede isteyen her öğrenci üniversiteye gidebiliyor. Normal uygulanan sınav sistemleri yerine öz değerlendirme var. Eğitimciler kaybedecek tek bir öğrenci bile yok’ yaklaşımı ile hareket ediyor ve motivasyonlarının temel kaynağı bu. Finlandiya daki okullar nasıl? Öğrenciler sınıfta ilgi ve ihtiyaçlarına göre istedikleri ders materyallerini kullanabilirler. Sınıflarda dersler daha çok grup çalışması şeklinde işlenir. Öğretmen öğrencilerin ihtiyaçları doğrultusunda bireysel çalışmalar da planlayabilir. Finlandiya’da öğretmenlere eğitim konusunda son derece güvenilir.

finlandiya da neden özel okul yok