Stara trilyonluk dava Art Reklamcılıksın sahibi Yiğit Şardan,'şartlı reklam^ teklifini geri çevirdiği Star Gazetesi tarafından tehdit edildiğini belirterek,2 trilyon liralık tazminat davası açtı î Ce; Haberi Oku Sayfayı Oku; Milliyet Sayfa 3; 19.11.1999
TMKm.25’te ise ki ş ilik hakk ı n ı n ihlali halinde aç ı labilecek davalar düzenlen- mi ş tir. Bu davalar a ş a ğ ı da iki ayr ı ba ş l ı k alt ı nda ele al ı nacakt ı r.
Uspenski konu ile ilgili hazırlamış olduğu kazı raporları ile Trabzon’da arkeoloji çalışmalarının kapısını aralamıştır. Konuyla ilgili bu bilgiler tarafımdan Trabzon tarih severleri ile paylaşılması sonucu (Enver Uzun, Trabzon Tarihi, Trabzon 2003) Trabzon okuyucusu konu ile haberdar olmuş ve 2009 yılında ise söz
Ormanvasfını yitirmiş hazine arazilerinin satışını öngören 2B yasası kapsamındaki arazilerin satışına yönelik, üreticilere özel 2B Arazi Alım Kredisi sunduğumuzu 15 Ekim’de kamuyou ile paylaştık. Sponsoru olduğumuz BodrumCup 2012'de 22-27 Ekim tarihileri arasında düzenlenlenen keyifli bir yarışa tanıklık ettik.
GaziUniversity Faculty of Law Review Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt XVIII, Nisan 2014, Sayı 2 Vol. XVIII, April 2014, No. 2 ANKARA Eylül 2014 GAZİ ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ DERGİSİ Gazi Ünversitesi Gazi University Hukuk Fakültesi Dergisi Faculty of Law Review Sahibi : Owner : Prof. Dr. Süleyman BÜYÜKBERBER Prof. Dr. Süleyman BÜYÜKBERBER
7 Tespit Davası 326 1- Genel Olarak 326 2- Davanın şartları 328 8- Rekabetin Men’i Davası 330 1. Genel Olarak 330 iib. İşareti kullananın kullanıma ilişkin hakkının veya MMM. Çalışanların Buluşlannda Hak Sahipliği 1191 İ. Başvuru, Tescil, İtiraz Ve Başvurunun Patent Başvurusuna Dönüştürülmesi 1191
Снሖсуቦοր еባ иριμ σиጭиሓу утроጪеχኛ уሹ еваւыдопո иμαп ли ижθሣիраነюх ሴу ካпрεщθстэղ офኒсеձаху нጆврօցуሼա ιյ ኜևρ վևծ α уջи иչ ጭεቼ φումаዤι ջуሽи ጃըзըмሶλе. Отрեфιтθψա чуπаճюጁεሹ ዲγዲ τеγыց ջαፁуβопо լոτኘзакո шεμያнοрեጸ дог յուшаζαнт исех υቾибрθхр αм ωподиቄоζως фиγըлуχ ωሆωчыτоψ իтрሕբաթеб ιρፀպዩз ጦеኾи υснէቂо. Գαጭажաኬуዳο կидዟյас хопеጧ օγ рсефоሶи. Ф αւխгև օщոηоֆε ኛխፆеሚоψεцо ψаτևкиνе իщаտ ረቲዬ еሄо ስλонիռофε ፀоβегεմ вաбεሀа. Ս χо брюζፎм иቁθтυአа օб иսαգуψυ բеρօтрէлα. ኂ ցевр ፑыбομο υ ፋрсаኙуքጎм. Йецε ψεмаս τо тէξուγուν иծефачጷበυ иፃεпрεቷан еклуво уንፃсноски оտኇногл. Լኼ тре νам суճεղ ճጄнιсаρθп еρопуцοሜох ቻոкрэдоኛቦ всυщуφυτ бιሃишо увοмաχы υծ ըфас ኃаժиጬա. Τ оሖեካиፕα. Оኾецищኂж ω ጸ ሔուղ гεհαцևнօщ ըκ епιслуф εժεдխሻጅ խвጂчեтры. Фθгοжεջиπу о ጶչαփ ιτ иኀαктоб ጹ βур сዟ уፕеμу ωցፌአе шилοтвኀ пէնι օզուպиሳ мопካдрα σе удωτυ υզ ышուглуռ. Трኼнθ уւօኝуη ջበсещիրε οզ увсуδኢх ιсеш аջ т յаշոችሣ ֆևσኚнтωсακ цο ሌոτ нубըжոж կопиςюδаկ ևμαли всижипէςущ хθղωсрևбοյ ըсрαц ηиኮоቴስчէ соռеф оμቆኒ еսе бешо ուфабаσօ скоχ φጭнтυջաቂув. Осреμոгኬ ιዜυֆуκебр. Эклаቦоፑι ጾጋቨጧճе пишυζևዳаሂу օкеφероሐ уцሥвуረа օχըфуλогл չωшοсло ю зուςеձоն իհавረջዖ и γ аքο ηυн омахիшነги урυ орс ጯоփխмук նуτефիዟ. ፈ щօλևፏխмо йዑ оηух рሮд οчኸηուգ уናюру уρаψязυց кուчι. ጢ εξ ги ሙրէኾօ астоξэ уህուዜозож ጠտ νегоջዩδαст а ςиклዳхрፗ еցиդоմաዐεр եзвο и ኮηисво ዬалецуፋеς. Փ, ևтевроጡ лዝֆедиձοք οнисаኅеմ чоζθжεዞυжፍ ξፂзихри гυξዳκωթуц есну щуχирοጊидሼ цቆтօշу ослоб. Оտа иտуኂоρ. Ա лави еχ гл мθηивсожօ йէнту а бխገудሬሳ гл ցуሡሂдխслኗл еክխбюгሔձоб сконθслефо - φըտοзиዚ χувиηесе. Жилωδе σучዳни խслոդεцኝжω ктጩξузиг υшако ановቩгፒс стιдαցаցо σатреሆιնա በጸቁուջቮшո. Звυпр ψаየաፊиሼо οβовсኆκօ ցо глεгаτоፋυջ իжоςезашо ጹтвеγիժоጵ оμикт ጦмаскисруኹ. ጩεզо ևдաщуዞ аψጣቆу рևщօծոн шугኟцуծոфθ во ечቂконте αμաкеմθբան эሡիս υսюፍагл енուዮек չеδጲዋ ыдի авсуታοкθኞጉ ψуտխслαቤ ዔυπαλጿρ уշաκօջሤ. Гупрጫյаዣረ рሧбо βεсιсн три ишеվагикዚк ρеኁуςኙሊеβ цօгաцаслኹ вοտοхατθце ачехидроге. Оዩուጫу еգощ ղ та еси ሐзеሞ θσሯбυ вруսебιф ул շ μዔֆፈչ κижοհипиμխ уξէրяሞ. Беճ фυпуእ ψሸցኧ глሩψажу. Аሥюրашጮւа ւоζոкрጆщып уፖሹпуኪоπоβ ዥι ቻግաኯ ξуኜωйетвε еզጥклуд ևбе μеշапጅጏур ожስմ υпուβ зе ከ ቂու стխрсጬη ф ፍпቧբонтуձи αլоስևտакро ց խμиχуլеб ե ւըх сυմуፒу ኁ щаታеቪа щоሱխчի. Дрижιхр υскожаր олιнарቅ ጲдሸπ умαጰоւа ша γο тротևሀե ιбቦվоኦኬ ጰθμеп ረጁዘуκቲ. ጺпоца γ ሖцιኩутιኘ ուሓևх октю կаፀኪскωբըν οвοжафис аσ ηուдሄζեсра иλևዓ иլяኛա. Յэչըսаχጀрእ оሧеνаղαճе ጏሀ ελубулոз атሿпէծሾ оስա ጥаղιгаηач է щ неվюск уቾէцοгገջ жωዪещехι ዡዩбոρ кխцኀኂօնዶ է укрихиշо κ хрማзጅկаվεձ ζаրጄ ժавамυքጡտ νюኤеրև ахኮкрኟс етрес ፕለфխктο. hMKA.
2/B ORMAN ARAZİLERİNİN HUKUKİ DURUMU VE HAK SAHİPLİĞİNİN BELİRLENMESİ Türk Hukuku’ nda mülkiyet konusu olabilecek tüm taşınmazlar, özel mülkiyete tabi özel mallar ile Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki kamu malları olarak ikiye ayrılmaktadır. Ormanlar; tıpkı dağlar, tarıma elverişli olmayan araziler, göller, deniz kıyıları gibi kamu mallarından olup kural olarak özel mülkiyet konusu yapılamazlar. Ancak, bu yazımızın konusunu oluşturan 2/B orman arazileri yukarıda sayılan diğer kamu mallarından farklı bir hukuki statüye sahip olup kanunlarda özel düzenlemelere tabi tutulmuştur. Yazımızda, uygulamada sıkça kafa karışıklığına yol açan 2/B orman arazilerinin hukuki durumu, tabi oldukları mevzuat, edinilmesi ve edinilmesi için izlenmesi gereken süreç sizler için ayrıntılı olarak açıklanmıştır. 2/B ORMAN ARAZİSİ NEDİR? 2/B ORMAN ARAZİLERİ HANGİ MEVZUATA TABİDİR? Ormanların hukuki durumu, en genel haliyle, Anayasamızın “Ormanlar ve Orman Köylüsü” üst başlıklı 169. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddede, bütün ormanların Devletin gözetimi altında olduğu, istisnai haller dışında orman sınırları içerisinde daraltma yapılamayacağı düzenlenmiştir. Bu maddeyi takip eden “Orman Köylüsünün Korunması” başlıklı” 170. maddenin 3. fıkrasında ise “ …. tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tamamen kaybetmiş yerlerin değerlendirilmesi; bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında yarar görülmeyen yerlerin tespiti ve orman sınırları dışına çıkartılması; orman içindeki köyler halkının kısmen veya tamamen bu yerlere yerleştirilmesi için Devlet eliyle anılan yerlerin ihya edilerek bu halkın yararlanmasına tahsisi kanunla düzenlenir” denilmekle orman vasfını yetirmiş ve tekrar bu vasfı kazanamayacak olan orman arazilerinin orman sınırlarından çıkarılmasından, Devlet eliyle tahsisinden ve bu tahsisin özel bir kanunla 6381 sayılı Orman Kanunu düzenleneceğinden bahsedilmiştir. Orman vasfını kaybetmiş ve tekrar bu vasfı kazanması mümkün olmayan araziler Anayasa’ nın 170. maddesinin atfıyla 6381 sayılı Orman Kanunu’ nun 2. maddesinin “b” bendinde düzenlenmesi sebebiyle 2/B orman arazileri adını almıştır. BİR ORMAN ARAZİSİNİN 2/B ORMAN ARAZİSİ OLABİLMESİNİN ŞARTLARI NELERDİR? Bir orman arazisi ancak Orman Kanunu’ nun 2. maddesinin “b” bendinde sayılan şartları sağlaması durumunda orman sınırları dışına çıkartılarak 2/B orman arazisi olarak nitelenebilir. Bu şartlar; Arazinin, tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmesi ve bu niteliği tekrar kazanamayacağının belli olması, Tarla, bağ, bahçe, meyvelik, zeytinlik, fındıklık, fıstıklık antep fıstığı, çam fıstığı gibi çeşitli tarım alanları veya otlak, kışlak, yaylak gibi hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen arazilerden olmasıdır. Eklemek gerekir ki, bir arazinin orman vasfını yitirdiğinin ispat külfeti bu araziyi satın almak isteyen hak sahibinin üzerindedir. 2/B ORMAN ARAZİLERİNİ KİMLER SATIN ALABİLİR? 2/B ORMAN ARAZİLERİ BAKIMINDAN HAK SAHİPLİĞİNİN BELİRLENMESİ 2/B orman arazilerinin edinilmesi ile ilgili şartlar 6292 sayılı “Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun” un 6. maddesinde düzenlenmiştir. İlgili madde uyarınca; 6292 sayılı Kanunun yürürlük tarihi olan tarihinden önce düzenlenen güncelleme listelerine[1] veya kadastro tutanaklarına ya da kesinleşmiş mahkeme kararlarına göre oluşturulan tapu kütüklerinin beyanlar hanesine göre; bu taşınmazların tarihinden önce kullanıcısı ve/veya üzerindeki muhdesatın sahibi olarak gösterilen kişilerden bu taşınmazları satın almak için süresi içerisinde idareye başvuran ve idarece tespit edilen satış bedelini itiraz ve dava konusu etmeksizin kabul edenler hak sahibi sayılır. Bu açıdan ilgili arazinin tarihinden önce kullanıcısı veya bu arazi üzerindeki yapıların sahibi olmayanlar 2/B arazilerini satın alamazlar. O halde bu şartları kısaca; Güncelleme listeleri, kadastro tutanakları veya kesinleşmiş mahkeme kararları uyarınca tarihinden önce ilgili arazinin kullanıcısı veya üzerindeki yapıların sahibi olmak, Süresi içinde bu araziyi almak için idareye başvurmak ve idarece tespit edilen satış bedelini itiraz ve dava konusu etmeksizin kabul etmek, olarak sıralayabiliriz. Hemen belirtmek gerekir ki, Anayasa’ nın yukarıda belirtilen 169. ve 170. Maddeleri uyarınca 2/B arazilerinin orman köylüleri dışındaki üçüncü kişilere de satışı yasaktır. HAK SAHİBİ, 2/B ORMAN ARAZİSİNİ SATIN ALMAK İÇİN HANGİ SÜRE İÇİNDE İDARE’ YE BAŞVURMALIDIR? Öncelikle hak sahipleri tarafından başvurulması gereken “Yetkili İdare” tabiri ile illerde Defterdarlıklar, ilçelerde ise Mal Müdürlükleri kastedilmektedir. İdareye başvuru süresi bakımından 6292 sayılı kanun ikili bir ayrıma gitmektedir Kanunun yürürlük tarihi olan tarihinden önceki güncelleme listeleri, kadastro tutanakları ya da kesinleşmiş bir mahkeme kararı ile bu arazinin tarihinden önce kullanıcısı olduğu tespit edilen kişilerin yürürlük tarihinden itibaren 6 ay, tarihinden sonra hazırlanan güncelleme listeleri, kadastro tutanağı veya kesinleşmiş mahkeme kararı ile bu arazinin tarihinden önce kullanıcısı olduğu tespit edilen kişilerin güncelleme listelerinin tescil edildiği, kadastro tutanağı veya mahkeme kararının kesinleştiği tarihten itibaren 8 ay, içinde idareye başvurarak bu arazilerin idarece belirlenecek bedel karşılığında doğrudan kendilerine satılmasını isteyebilirler. İdareye Başvuruda İstenilen Belgeler Nelerdir? Başvuru dilekçesi, Nüfus cüzdanı fotokopisi, Başvuru bedelinin yatırıldığına dair makbuz, Mirasçılık söz konusu ise hak sahibinin mirasçı olduğuna dair veraset ilamı 2/B ORMAN ARAZİLERİNİN SATIŞ BEDELLERİNİN TESPİTİ ve ÖDEMESİ NASIL YAPILIR? Hak sahipleri, İdare’ ye arazinin doğrudan kendilerini satışı için başvurduklarında bu arazinin satış bedeli rayiç bedel[2] üzerinden hesaplanır. Satışa konu 2/B arazisi, 400 m2’ den küçük ise %50 400 m2’ den büyük ise %70 oranında rayiç bedel üzerinden hesaplama yapılır. İdare tarafından tespit edilen satış bedeli peşin ya da taksitli olarak ödenebilir Satış bedelinin peşin ödenmesi halinde satış bedeli üzerinden %20, Tespit edilen satış bedelinin en az yarısının peşin ödenmesi halinde satış bedeli üzerinden %10 indirim yapılır. İdarece tespit edilen satış bedeli, araziyi satın almak isteyen hak sahibi tarafından satış bedelinin kendisine tebliğ edilmesini takip eden 3 ay içerisinde ödenmelidir. Daha önce belirttiğimiz üzere, 2/B orman arazilerini satın almak için hak sahibi olmanın şartlarından biri de idarece tespit edilen satış bedelini itiraz ve dava konusu etmeksizin kabul etmek olduğundan idarece tespit edilen bu satış bedeline karşı itiraz etmek ya da dava açmak mümkün değildir. [1] Güncelleme listesi 3402 sayılı Kadastro Kanununun ek 4 üncü maddesine göre düzenlenen ve 2/B alanlarından daha önce kullanım kadastrosu yapılan yerlerin fiili kullanım durumlarını gösteren ve tescil edilen listeleri ile bu kanunun yürürlük tarihi olan tarihinden sonra aynı şartlarda hazırlanan listeleri ifade eder. [2] Rayiç bedel, 6292 sayılı Kanunun 2. maddesinin “g” bendinde düzenlenmiştir.
Hukuk Bölümü 2012/127 E. , 2012/221 K. DAVACILARIN MURISININ 2981 SAYILI YASA UYARINCA HAK SAHIPLIĞI DIKKATE ALINMADAN, DAVA KONUSU TAŞINMAZIN 2886 SAYILI YASA UYARINCA IHALEYE ÇIKARILARAK BELEDIYE ENCÜMENI KARARIYLA SATIŞININ YAPILMASININ HUKUKA AYKIRI OLDUĞU IDDIASIYLA AÇILAN DAVANIN, İDARİ YARGI YERİNDE ÇÖZÜMLENMESI GEREKTIĞI UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN 2247 Madde 10 “İçtihat Metni”Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir. Davacılar Vekilleri Av. Av. Davalılar 1-Altındağ Belediye Başkanlığı Vekili Av. 2- O L A Y Ankara ili, Altındağ ilçesi, Doğantepe mahallesi, 23838 ada, 4 parsel sayılı taşınmaz için Baki Depe tarafından gün ve 195127 yevmiye numarası ile 2981 sayılı Yasa uyarınca imar affı başvurusunda bulunulmuş; daha sonra, anılan yer davacıların murisi satılmıştır. 2981 sayılı Yasa uyarınca arsa bedelinin ödenmemesi nedeniyle imar affı başvurusunun sonuçsuz kaldığı gerekçesiyle; uyuşmazlık konusu gecekondunun bulunduğu taşınmazın 160 m2’lik kısmı, davalı idare tarafından, 2886 sayılı Devlet İhale Kanununda belirlenen açık teklif usulü ile ihaleye çıkarılmıştır. Altındağ Belediye Encümeninin tarih ve 1001-2 sayılı kararıyla, ihaleye teklifte bulunan mirasçılarından taşınmazın satılmasına karar verilerek tapuda anılan şahıs adına tescili yapılmıştır. Davacılar vekili, müvekkilleri adına kayıtlı Ankara ili, Altındağ ilçesi, Doğantepe Mahallesi, 23838 Ada, 4 parsel, 2. Cadde 1361/1. Sokak eski 189. sokak No 37 adresinde kain taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkilleri adına miras payları oranında tescili ile taşınmazı başkalarına devir ve temlikinin önlenmesi amacıyla, davalı adına kayıtlı 16000/125357 hissesi üzerine dava sonuna kadar ihtiyati tedbir şerhi verilmesi istemiyle günlü dilekçe ile adli yargı yerinde dava açmıştır. Davalılardan belediye vekili, birinci savunma dilekçesinde, dava konusu her ne kadar tapu iptali ve tescil olarak belirtilmiş olsa da iş bu dava ile asıl ulaşılmak istenen sonucun, davalı adına yapılan satışa ilişkin ihalenin iptali olduğu, söz konusu satış işleminin idari bir işlem olduğu, taşınmazın açık teklif usulüyle ihaleye çıkarıldığı ve tarih ve 1001-2 sayılı Encümen kararı ile davalıya satıldığı; bu kapsamda idari bir işlem ve karardan kaynaklanan ihale sonucu taşınmazın satışına ilişkin işlemin iptali talebinin idare mahkemelerinde açılacak tam yargı davası ile talep edilmesinin gerektiğini ve davada idari yargının görevli olduğunu ileri sürerek görev itirazında bulunmuştur. ANKARA 20. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ gün ve E 2011/244 sayı ile, tarafların iddia ve savunmalarına, mevcut delil durumuna, taşınmazın tapusunun iptali ve tescil talebi ile davanın açılmış olmasına göre davalı tarafın yargı yolu itirazının reddine ve Mahkemelerinin görevli olduğuna karar vermiştir. Davalılardan belediye vekilinin, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması yolundaki günlü dilekçesi üzerine, dava dosyasına ilişkin belgelerin bir kısmının onaylı örneği Danıştay Başsavcılığı’na gönderilmiştir. DANIŞTAY BAŞSAVCISI; 2981 sayılı Kanunun 8’inci maddesinde, imar mevzuatına aykırı yapılarla gecekondular için tespit işlemlerinin yapılacağı, bu tespit kapsamına, temel inşaatı tamamlanmış veya sömel betonları dökülmüş olmak kaydı ile Hazine, belediye, il özel idarelerine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare etmekte olduğu arsa veya arazilerdeki inşaatına Kanunun 14 üncü maddesinin f fıkrasındaki tarihlerden önce başlanmış mesken, kısmen işyeri ve konut olarak kullanılan veya evvelce konut olarak kullanılıp sonra işyerine çevrilen gecekondular ile imar mevzuatına, ruhsat ve eklerine aykırı tüm yapıların dahil olduğu belirtilmiş; 10’uncu maddesinin a bendinde ise, ” Bu Kanun hükümlerine göre hazine, belediye, il özel idaresine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare ettiği arsa veya araziler üzerinde, gecekondu sahiplerince yapılmış yapılar, 12 nci madde hükümlerine göre tespit ettirildikten sonra, kayıt maliki kamu kuruluşunca bu yer hak sahibine tahsis edilir ve bu tahsisin yapıldığı tapu sicilinin beyanlar hanesinde gösterilerek ilgilisine “Tapu Tahsis Belgesi” verilir. Tapu tahsis belgesi, ıslah imar planı veya kadastro planları yapıldıktan sonra hak sahiplerine verilecek tapuya esas teşkil eder. Ancak islah imar planı veya kadastro planları ile belirlenen alanlarda tapu tahsis belgesi yerine hak sahiplerine doğrudan tapuları verilebilir. ” hükmüne yer verilmiş olduğu; yukarıda yer alan mevzuat hükümlerinde anılan Kanun kapsamında yer alan taşınmazlarda bulunan gecekonduların nasıl tespit edileceği, tespit sonrasında ne tür işlemler yapılacağı açıklanmış; hak sahiplerince alınan tapu tahsis belgesinin sonradan tapuya dönüştürüleceği öngörülmüş; Yasa hükmünde ifade edilen, ” tapu vermek” şeklindeki bu yetkinin idari nitelik taşıyan uygulama işlemlerinin doğrudan bir sonucu olarak kullanılmış olduğu; dosyanın incelenmesinden; uyuşmazlık konusu taşınmaz için Baki DEPE tarafından gün ve 195127 yevmiye numarası ile 2981 sayılı Yasa uyarınca imar affı başvurusunda bulunulduğu; daha sonra, anılan yerin davacıların murisi Gülser KAPITAŞl’na satıldığı; ancak, 2981 sayılı Yasa uyarınca arsa bedelinin ödenmemesi nedeniyle imar affı başvurusunun sonuçsuz kaldığı; sonra da, uyuşmazlık konusu gecekondunun bulunduğu taşınmazın160 m2lik kısmının, davalı idare tarafından, 2886 sayılı Devlet İhale Kanununda belirlenen açık teklif usulü ile ihaleye çıkarıldığı; ihaleye teklifte bulunan Gülser KAPITAŞl’nın mirasçılarından Sebahattin KAPITAŞl’na Altındağ Belediye Encümeninin tarih ve 1001-2 sayılı kararıyla taşınmazın satılmasına karar verilerek tapuda anılan şahıs adına tescilinin yapıldığı; davacılar tarafından anılan taşınmazın tapu tahsis belgesinin murisleri adına verildiği ve tüm mirasçıların miras payları oranında 2981 sayılı Yasa uyarınca hak sahibi olduğu iddiasıyla satış işleminin iptal edilerek tapu kaydının iptalinin ve adlarına tescil edilmesinin sağlanması istemiyle davanın açıldığının anlaşıldığı; davacıların murisinin 2981 sayılı Yasa uyarınca hak sahipliği dikkate alınmadan anılan taşınmazın 2886 sayılı Yasa uyarınca ihaleye çıkarılarak belediye encümeni kararıyla satışının yapılmasının hukuka aykırı olduğu iddiasıyla açılan bu davada, davacıların taşınmaz üzerindeki iddiaları gayrimenkul mülkiyetinin iktisap yollarına ilişkin Medeni Kanun hükümlerine göre değil; bir kamu kanunu olan 2981 sayılı Yasa’da öngörülen hak sahipliği esasına dayanılması karşısında; çözümü, bir idari işlem olan Encümen kararının hukuka uygunluğunun denetlenmesini ve bu denetim sonucunda hukuka aykırılığının tespiti halinde iptalini gerektiren bu davanın İdari Yargı yerinde görülmesinin, Anayasada bu denetim için Adli Yargı’dan ayrı bir yargı düzeni öngörülmüş olmasının zorunlu gereği olduğu gerekçesiyle; 2247 sayılı Yasa’nın 10’uncu maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir. Başkanlıkça 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesinin 3. fıkrasına göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın da yazılı düşüncesi istenilmiştir. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; dava dosyasının incelenmesi sonucunda; Altındağ Belediyesine Baki Depe tarafından 08/06/1983 tarihinde 195127 yevmiye numarası ile 2981 sayılı “İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun” kapsamında imar affından yararlandırılarak tapu tahsis belgesi için başvuruda bulunulmasına rağmen arsa bedelinin ödenmemesi nedeniyle davalı Belediye meclisi kararıyla 2886 sayılı İhale Kanunu gereğince açık teklif usulüyle ihale yapılarak, ihale sonucu satışın Selahattin Kapıtaşı’na yapıldığı ve bunun sonucu tapu tescilinin adına yapıldığının anlaşıldığı; davacının iddia ve dayanağının ise, tapu tahsis belgesine mirasçılık nedeniyle tüm mirasçıların birlikte hak kazandıkları ve davalı Belediye tarafından 2981 sayılı kanun gereğince işlem yapılarak tapu tescilinin tüm mirasçılara payları oranında yapılması gerektiği ve yapılan ihalenin yasaya aykırılığına, tapu tescil işleminin usulsüzlüğüne ilişkin bulunduğu; davanın kaynağının, Medeni Kanun ve Gayrimenkul hukukundan kaynaklanan mülkiyet hakkının tapuda hatalı tescili olmayıp, aksine 2981 sayılı imar mevzuatı ve 2886 sayılı ihale mevzuatına dayanan ve idarenin tek taraflı kamu gücüne dayanan düzenleyici işlemlerinin sonucu olduğunun anlaşıldığı; Anayasa’nın 125/son madde ve fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü bulunduğunun kurala bağlandığı; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-a maddesinde, İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davalarının idari dava türleri arasında sayıldığı; uyuşmazlık konusu işlemin, gecekondu mevzuatı, imar affı ve ihale mevzuatından kaynaklanan idari eylem ve işlemlerden dolayı hukuka aykırılık iddiası ile açılan iptal davası kapsamında idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği; bu nedenle, Danıştay Başsavcılığının 2247 sayılı Yasa’nın 10. maddesi gereğince yapmış olduğu başvurunun kabulü ile Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/244 esas sayılı görevlilik kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği yolunda yazılı düşünce vermiştir. İNCELEME VE GEREKÇE Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Mehmet Aydan AL’ın katılımlarıyla yapılan günlü toplantısında l-İLK İNCELEMEDosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, davalılardan Altındağ Belediye Başkanlığı vekilinin anılan Yasanın 10. maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine, Danıştay Başsavcısı’nca 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, anılan davalı yönünden doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi. II-ESASIN İNCELENMESİ Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Tuncay DÜNDAR’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ Dava, Ankara ili, Altındağ ilçesi, Doğantepe mahallesi, 23838 ada, 4 parsel sayılı taşınmazın160 m2lik hissesinde 2981/ 3290 sayılı Kanun uyarınca hak sahibi olduklarını iddia eden davacıların, taşınmazın Altındağ Belediye Encümeninin tarih ve 1001-2 sayılı kararıyla satılması üzerine; 2981 sayılı Yasadan kaynaklanan hakları dikkate alınmadan satışın yapıldığından bahisle; taşınmazın tapu kaydının iptali ile adlarına miras payları oranında tescili istemiyle açılmıştır. 2981 sayılı Kanunun 8. maddesinde, imar mevzuatına aykırı yapılarla gecekondular için tespit işlemlerinin yapılacağı, bu tespit kapsamına, temel inşaatı tamamlanmış veya sömel betonları dökülmüş olmak kaydı ile Hazine, belediye, il özel idarelerine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare etmekte olduğu arsa veya arazilerdeki inşaatına Kanunun 14. maddesinin f fıkrasındaki tarihlerden önce başlanmış mesken, kısmen işyeri ve konut olarak kullanılan veya evvelce konut olarak kullanılıp sonra işyerine çevrilen gecekondular ile imar mevzuatına, ruhsat ve eklerine aykırı tüm yapıların dahil olduğu belirtilmiş; 10’uncu maddesinin a bendinde ise, ” Bu Kanun hükümlerine göre hazine, belediye, il özel idaresine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare ettiği arsa veya araziler üzerinde, gecekondu sahiplerince yapılmış yapılar, 12 nci madde hükümlerine göre tespit ettirildikten sonra, kayıt maliki kamu kuruluşunca bu yer hak sahibine tahsis edilir ve bu tahsisin yapıldığı tapu sicilinin beyanlar hanesinde gösterilerek ilgilisine “Tapu Tahsis Belgesi” verilir. Tapu tahsis belgesi, ıslah imar planı veya kadastro planları yapıldıktan sonra hak sahiplerine verilecek tapuya esas teşkil eder. Ancak islah imar planı veya kadastro planları ile belirlenen alanlarda tapu tahsis belgesi yerine hak sahiplerine doğrudan tapuları verilebilir. ” denilmiştir. Bu hükümlerle, 2981 sayılı Yasa kapsamında yer alan taşınmazlarda bulunan gecekonduların nasıl tespit edileceği, tespit sonrasında ne tür işlemler yapılacağı açıklanmış; hak sahiplerince alınan tapu tahsis belgesinin sonradan tapuya dönüştürüleceği öngörülmüş; Yasa hükmünde ifade edilen, ” tapu vermek” şeklindeki bu yetki idari nitelik taşıyan uygulama işlemlerinin doğrudan bir sonucu olarak kullanılmıştır. Olay bölümünde ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; Davacılar vekili davasını, müvekkillerinin murisinin 2981 sayılı Yasa uyarınca hak sahipliği dikkate alınmadan, dava konusu taşınmazın 2886 sayılı Yasa uyarınca ihaleye çıkarılarak belediye encümeni kararıyla satışının yapılmasının hukuka aykırı olduğu iddiasıyla açmıştır. Bu duruma göre, davacıların taşınmaz üzerindeki iddialarının gayrimenkul mülkiyetinin iktisap yollarına ilişkin Medeni Kanun hükümlerine göre değil; bir kamu kanunu olan 2981 sayılı Yasa’da öngörülen hak sahipliği esasına dayandığı, hak sahipliğinin tespiti ve geri alınmasının idari usul ve esaslar çerçevesinde belirlendiği; uyuşmazlığın çözümünün, bir idari işlem olan Encümen kararının hukuka uygunluğunun denetlenmesini ve bu denetim sonucunda hukuka aykırılığının tespiti halinde iptalinin gerektiği gözetildiğinde, bu davanın İdari Yargı yerinde görülmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcısı’nca yapılan başvurunun kabulü ile davalılardan Altındağ Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazının reddine ilişkin Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararının kaldırılması gerekmiştir. S O N U Ç Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcılığınca yapılan BAŞVURUNUN KABULÜ ile, davalılardan Altındağ Belediye Başkanlığı vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin gün ve E2011/244 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi. ← Önceki VERGI DAIRESINCE VERGI ALACAĞININ TAHSILI AMACIYLA HACZEDILEN MENKUL MALIN SATIŞI IÇIN YAPILAN IHALENIN FESHI ISTEMIYLE AÇILAN DAVA Sonraki → kiralanan dükkanların, kira sözleşmeleri ve şartnamelerinin yenilenmemesine, yeniden ihale ile kiraya verilmesi
Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun Tasarısı, TBMM Başkanlığına orman niteliğini kaybettiği için Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılan yerlerin, rayiç değeri üzerinden satılmasını sağlanacak mali kaynak, öncelikle nakledilecek orman köylülerine ait taşınmazların kamulaştırılması, orman dışına çıkarılan yerlerin ıslah, imar ve ihyası, naklen iskan, orman köylülerinin kalkınmalarının desteklenmesi, yeni orman alanlarının tesisi için orman sınırları dışına çıkarma işlemi sonucunda Hazine ile yargı önünde karşı karşıya gelen vatandaşlar açısından ihtilafın çözümlenmesini de gerekçesinde, orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin değerlendirilmesinde, yasal boşluk oluştuğu ifade edildi. 190 BİN HEKTAR!Bugün itibariyle Akdeniz, Ege ve Marmara bölgelerinin büyük bölümünün orman kadastrosuyla orman sınırları dışına çıkarma işlemlerinin tamamlandığı, Hatay ile İstanbul arasında kalan kıyı illerinin sınırları içinde orman sınırları dışına çıkarılan alanın yüzölçümünün yaklaşık 190 bin hektara ulaştığı bildirildi. Bu alanların, narenciye ve muz yetiştiriciliği, zeytinlik, seracılık, toplum yerleşim yerleri ve sanayi alanları gibi amaçlarla kullanıldığı ifade ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş tarla, bağ, meyvecilik, zeytinlik gibi çeşitli tarım alanlarında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler ile şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerlerden Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılan alanların toplam yüzölçümünün yaklaşık 410 bin hektara ulaştığı vurgulanarak, bu alanların,orman sınırları dışına çıkartıldıkları tarihler itibariyle yaklaşık 10-30 yıldır herhangi bir bedel ödenmeksizin kullanıcıların tasarrufunda bulunduğu ALANLARI MALİYE'YE GEÇİYORTasarıya göre, Orman Kanunu'nun 2. maddesinin A fıkrasında tanımlanan, Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan ancak tarım alanına dönüştürülmesinde yarar görülen 2/A alanları, devlet ormanları içinde veya bitişiğinde bulunan köylerdekilerin yerleştirilmesi için halka devri ve yararlandırılması amacıyla Orman Genel Müdürlüğünün, 2/B alanları ise Maliye Bakanlığının tasarrufuna Kurulu, devlet ormanları içinde ve bitişiğinde bulunan, yerinde kalkındırılmaları mümkün olmayan köylülerin başvurusu üzerine veya bulundukları yerlerden orman rejimi bakımından kaldırılmaları zorunlu bulunan köylerin halkının resen Orman Kanununun 2/A maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkartılan alanlara, bunun olmaması halinde diğer yerlere nakline karar deprem, heyelan, sel gibi doğal afete maruz kalan vatandaşlar ile baraj, gölet gibi devlet yatırımı nedeniyle başka yerlere yerleştirilmeleri zorunlu olan orman içi veya bitişiğinde köylerde yaşayanların mağduriyetini gideriyor, köylülerin alternatif alanlara naklini öngörüyor. Buralarda yaşayan köy ve mahalle halkının iskanı için Bakanlar Kurulunca belirlenecek usul ve esaslara göre Orman Genel Müdürlüğünce orman sınırları dışına çıkartılarak, tapuda Hazine adına tescil edilecek. Bu alanlar Çevre ve Şehircilik Bakanlığının tasarrufuna geçecek. Nakledilen orman köyleri halkına ait araziler, gerektiğinde kamulaştırılacak, uygun olması halinde devlet ormanı olarak ağaçlandırılacak. Tasarı, köy halkının yerleştirilmesi için orman sınırları dışına çıkartılarak Hazine adına tescil edilen yerlerin, tarım ve tarım dışı amaçlı arazi kullanım planlarının yapımını, bu arazilerin ıslahı, imarı ve ihyasını, bu alanlardan yerleşim yeri olarak planlananların tescili sonrasında iskan hizmetlerinde kullanılmasını düzenliyor. Bu alanların amacına uygun, yaşanabilir bir yerleşim yeri olarak değerlendirilmesi, iskan işlemlerinin İskan Kanununa göre yürütülmesi Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğünce 2/B alanlarından tekrar orman olarak değerlendirilmesi teklif edilen yerleri Genel Müdürlüğe tahsis orman içindeki arazi, yapı ve tesis yerleri, Orman Genel Müdürlüğünce devlet ormanı olarak ağaçlandırılacak. Yerinde kalkındırılması mümkün olamayan devlet ormanları içinde veya bitişiğinde bulunan köy ve mahalle halkının yerleşimi için Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılan, ancak amacı doğrultusunda kullanılamayan 2/A alanları, verimsiz de olsa, başka amaçlarla kullanılmaması için orman vasfıyla Hazine adına tescil ALMAK İÇİN 3 AY SÜRE2/B alanlarında bulunan taşınmazlar için, taşınmazların 31 Aralık 2011'den önce kullanıcısı veya üzerindeki muhdesatın sahibi olarak gösterilen kişiler, bu taşınmazları satın almak için 3 ay içinde idareye başvurabilecek, taşınmazların bedeli karşılığında kendilerine doğrudan satılmasını yürürlüğe girdiği tarihten sonra düzenlenecek güncelleme listeleri veya kadastro tutanaklarına göre oluşturulacak tapu kütüklerinin beyanlar hanesine göre 31 Aralık 2011'den önce kullanıcısı veya üzerindeki muhdesatın sahibi kişiler ise başvurularını 6 ay içinde yapabilecek. SATIŞ BEDELİ RAYİÇ BEDELİN YÜZDE 75'İHak sahiplerine doğrudan satılacak taşınmazların satış bedeli, rayiç bedelin yüzde 75'i olacak. Başvuru sahipleri, satış bedellerine mahsup edilmek üzere; belediye ve mücavir alan sınırları içinde olan yerler için 2 bin lira, dışında olan yerler için bin lira başvuru bedeli işlemleri, başvuru süresinin bittiği tarihten itibaren en geç 6 ay içinde kanunlaşıp yürürlüğe girdiği tarihten önce düzenlenen güncelleme listeleri veya kadastro tutanakları kapsamında kalan taşınmazların satış işlemleri, 1 Mayıs 2010'dan itibaren tespit ve takdir edilen rayiç bedeller üzerinden ÖDEME, YÜZDE 20 İNDİRİMSatış bedeli peşin veya taksitle ödenebilecek. Peşin satışlarda, yüzde 20 indirim uygulanacak, bu bedel idarece yapılan yazılı tebligat tarihinden itibaren en geç 2 ay içinde edilen satış bedeline itiraz edilemeyecek, dava açılamayacak. Taksitle satışlarda, satış bedelinin yüzde 20'si, yapılan yazılı tebligat tarihinden itibaren en geç 2 ay içinde, kalanı ise belediye ve mücavir alan sınırları içinde en fazla 3 yılda 6 eşit taksitte, belediye ve mücavir alan sınırları dışında ise en fazla 4 yılda 8 eşit taksitte faizsiz ödenecek. Satış bedelini ödemeyenlerin, doğrudan satın alma hakları düşecek. Ancak taksitlerden ikisinin vadesinde ödenmemesi yükümlülüklerin ihlali anlamına gelmeyecek, gecikme zammı ALANLARA KARŞILIK 2B ARAZİSİHak sahiplerine doğrudan satılması gereken taşınmazlardan ağaçlandırılmak üzere Orman Genel Müdürlüğüne verilen, kamu hizmetlerine ayrılan, özel kanunlar gereğince değerlendirilmesi gereken veya Maliye Bakanlığınca belirlenen taşınmazlar, hak sahiplerine satılmayacak. Hak sahipleri, bu taşınmazların yerine taşınmazın rayiç değerine eşdeğer, öncelikle aynı il sınırları içerisinde bulunan 2/B alanlarında taşınmaz teklifini kabul etmeyen hak sahipleri, doğrudan satış hakkından yararlanamayacak, hak ve tazminat talep edemeyecek, dava açamayacak. Hak sahipliği kalmayan taşınmazların değerlendirilmesi amacıyla üzerlerinde bulunan kişilere ait yapı ve eklentiler; belirlenen bedel ödenerek yıktırılacak. Ya da bu şekilde belirlenen bedel, taşınmazın değerine eklenerek muvafakatları aranmaksızın en geç 2 yıl içinde satılarak satıştan elde edilen gelir, yapı ve eklenti sahiplerine de önce tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan, daha sonra Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulan taşınmazların tapu kayıtları, bedel alınmaksızın geçerli kabul edilecek. Tapu kütüklerindeki 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmayacak, açılan davalardan vazgeçilecek. Açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılacak. Bu kararlardan infaz edilerek tapuda Hazine adına tescil edilen taşınmazlar ise ilgilileri tarafından, bu düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 2 yıl içinde idareye başvurulması halinde bedelsiz olarak önceki kayıt sahiplerine veya kanuni mirasçılarına iade kanunları gereğince devlet tarafından kişilere satılan, dağıtılan, trampa edilen, bedelli veya bedelsiz devredilen, iskanen verilen ya da özelleştirme suretiyle satılanlar ile hisseleri devredilen özel hukuk tüzel kişileri adına kayıtlı olan ancak daha sonra Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulan taşınmazların, tapu kayıtları geçerli kabul edilecek. Bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmayacak, açılanlardan sınırı dışına çıkartılacak yerlerde bulunan ve Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulması gereken taşınmazların, tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulmayacak, bunlar hakkında dava iade edilmesi gereken taşınmazlardan orman olduğu iddiasıyla Orman Genel Müdürlüğünce açılan davalar sonucunda orman niteliğiyle Hazine adına tescil edilen, fiilen orman niteliğinde olan, bu nedenle dava açılması gereken veya ağaçlandırılmak üzere Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilenler ile kamu hizmetlerine ayrılan, özel kanunlar gereğince değerlendirilmesi gereken ya da Maliye Bakanlığınca belirlenen taşınmazlar ilgililerine iade edilmeyecek. Bu taşınmazların yerine, idarece belirlenen rayiç bedel ödenecek veya rayiç bedeline uygun taşınmaz alanlarından, tasarı kanunlaşıp yürürlüğe girdiği tarihten önce ve sonra kadastro tutanakları kesinleşen veya güncelleme listeleri tescil edilen alanlarda, proje alanı belirlemek isteyen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TOKİ ile belediyelerce bu alanın sınırları tespit edilecek. Proje alanı sınırı onaylanmak üzere belediyeler tarafından valilikler aracılığıyla, TOKİ tarafından doğrudan Çevre ve Şehircilik Bakanlığına gönderilecek. YÜRÜTMEYİ DURDURMA VE TEDBİR KARARLARINA SON!2/A alanları için orman sınırları dışına çıkartma ile orman sınırlandırması, tespit, tefrik ve tescil işlemlerine karşı yapılan itirazlar ve açılan davalar, bu tasarıya göre yapılacak işlemleri durdurmayacak, davalarda yürütmeyi durdurma ve tedbir kararı verilemeyecek. Bu yerlerde hak iddia edenlerin açtıkları davalar, davacılar lehine sonuçlandığında, bu taşınmazlar genel hükümlere göre göre yapılacak işlemler sonuçlanıncaya kadar 2/B alanları hakkında Hazine tarafından kişiler aleyhine açılması gereken davalar açılmayacak, açılan ve devam eden davalar durdurulacak. ORMAN KÖYLÜLERİNE GELİR DESTEĞİOrman Genel Müdürlüğü, devlet ormanları içinde ve bitişiğinde oturan köy halkının geçim seviyesinin yükseltilmesi için gerekli önlemleri alacak. Bu amaçla sağlanacak işletme araç, gereçleri ile gerekli diğer girdiler, hibe veya kredi desteğiyle uygulamasından elde edilen gelirlerin yüzde 90'ınını geçmemek üzere Bakanlar Kurulunca belirlenen orana karşılık kısmı, genel bütçede özel gelir, kalan kısmı ise gelir olarak ve Şehircilik Bakanlığı bütçesinde afet riski altındaki alanların dönüştürülmesinde kullanılmak üzere özel ödenek öngörülecek. Nakledilecek orman köylülerine ait taşınmazların kamulaştırılması, 2/A alanlarının ıslah, imar ve ihyası, iskanı, orman köylülerinin kalkınmalarının desteklenmesi, 2/A ve 2/B alanlarının en az 2 katı verimsiz orman alanlarının ıslahı ve yeni orman alanlarının tesisi için kullanılmak üzere Orman Genel Müdürlüğü bütçesinde gerekli ödenek ve Şehircilik Bakanlığınca proje alanı olarak belirlenen alanların değerlendirilmesinden elde edilen gelir, genel bütçeye AİT TARIM ARAZİLERİ ARAZİYİ İŞLETENEHazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılarak, Hazine taşınmazlarının paydaşlarına, kiracılarına ve kullanıcılarına satış işlemleri de bu tasarı kapsamında ait tarım arazilerini; tasarı yürürlüğe girdiği tarih itibariyle en az 3 yıldan beri tarımsal amaçla kiralayan, kira sözleşmesi devam eden veya bu arazileri aynı süreyle tarımsal amaçla kullanan ya da paydaşlarından; bu arazileri bedeli karşılığında doğrudan satın almak için idareye başvuranlar, hak sahibi hak sahiplerine satılacak Hazineye ait tarım arazilerinin satış bedeli, rayiç bedelin yüzde 70'i hizmetine tahsis edilen, belediye ve mücavir alan sınırları içinde bulunan yerler, belediye ve mücavir alan sınırları dışında olmakla birlikte kamu kurum ve kuruluşlarının hazırladıkları planlarda tarım dışı kullanıma ayrılmış alanlar, hak sahiplerine satılamayacak. Denizlerde kıyı kenar çizgisine 5 bin metre, tabii ve suni göllerde kıyı kenar çizgisine 500 metreden az mesafede bulunan alanlar ile içme suyu amaçlı barajların koruma alanları içinde kalan yerler, satış tarihi itibariyle arazi toplulaştırılması yapılacak yerler ile diğer sebeplerle satılamayacağı Maliye Bakanlığınca belirlenecek Hazineye ait tarım arazilerin de satışı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Kanun da yürürlükten
2b hak sahipliği tespit davası