hHcNBf. 24 Haziran seçimlerinden sonra, ülkenin geleceği konusunda yaygın kaygı ve üzüntü var. Partilere ve liderlerine güven azalmış. Çıkış yolu arayışları yayılıyor. Ne yapmak gerektiği tartışılıyor. Metin Aydoğan, yapılması gereken konusundaki görüşlerini 20 yıldır yazdı ve anlattı. Ne Yapmalı’ adıyla kitaplaştırdığı önerisinin, günümüzde yoğunlaşan arayışlar içinde yer alması, tartışmalara boyut genişliği kazandıracaktır. Metin Aydoğan’ın önerisi açık ve net örgütlenmek ve halka ulaşmak. Aydoğan, bu yapılmadığı takdirde, Türkiye Cumhuriyeti’nin ayakta kalmasının çok güç olduğunu söylüyor. Örgütlenme konusunda herkesin önünde dört seçenek olduğunu söylüyor. Bir partiye üye olmak; yeni bir parti kurmak; demokratik kitle örgütlerinde çalışmak ya da partiler üstü anlayışla yerel halk örgütleri oluşturmak. Aydoğan, dördüncü yönelişi doğru buluyor. Önerisini ayrıntılı biçimde ortaya koyuyor ve tartışmaya sunuyor.“Öneriyi dikkatle inceleyip, derinlemesine irdeleyiniz. Uygun bulmazsanız, uygun öneriyi, en azından kendiniz geliştiriniz” soruların yanıtlarını bu kitapta okumalar diliyoruz…
Ders çalışırken tüm üniteyi bitirip ertesi hafta hepsini unutuyor musun? Harika yeni bilgiler öğreniyor ama bir süre sonra aklından uçup gidiyorlar mı? Pek de verimli bir yönteme benzemiyor. Sizce öğrendiklerimizi unutmamak için sihirli bir yöntem var mı? Hadi gelin beraber inceleyelim. Konuya kafa atmadan önce sizleri Ockham’ın Usturası teorisi ile tanıştırmak istiyorum. İngiltere’deki Ockham köyünde doğan 14. yüzyıl filozofu William tarafından ortaya atılan bu felsefe, kısaca özetlemek gerekirse eğer bir meseleyi çözmek için birden fazla yaklaşım varsa basit olan yaklaşımı tercih etmemiz gerektiğini öne sürüyor. Peki neden bu bilgiyi verdim? Çünkü öğrendiklerimizi unutmamak konusunda internette bir araştırma yaparsanız, birbirinden farklı yöntemler öneren yüzlerce video ile karşılaşırsınız. Sihirli bir yöntem ararken bu bilgi çöplüğünde kaybolmak yerine size tavsiyem en basit çözüme odaklanmanız. Öğretmenlerin her dersin sonunda konuyu tekrar edin dediğini muhakkak duyarsınız. Ben bu tavsiyeyi hep kulak arkası ederim. Peki ya sizler? Kaçınız ciddi bir tekrar stratejisine sahipsiniz? Çalıştıklarımı düzenli tekrar etme konusunu hayatım boyunca defalarca kez duymuş olsam da şöyle bir geriye dönüp bakıyorum da, öğrencilik hayatımda bunu asla sistematik bir şekilde yapmamışım ve çalıştıklarımı hatırlayamama konusunda şikayet etmeye devam etmişim. Halbuki aradığım cevap yıllarca en basit çözümde saklıymış. Bu videoda amacım tekrar konusunda son bir yıldır uyguladığım yöntemi sizler ile paylaşıp sizleri bu yöntemi denemeye teşvik etmek. Kümes kurmak isteyen Hasan amcanın, bütçesine göre her gün pazara gidip 3 tane civciv satın aldığını hayal edin. Fakat arada sırada evde kalıp aldığı civcivler ile ilgilenmek yerine kendisi her gün pazara gidip yeni civcivler almaya çalışıyor ve ne yazık ki evde bıraktığı civcivler telef oluyor. Bu şekilde hem bütçesini tüketiyor hem de bir türlü kümesini büyütemiyor. Halbuki yeni civcivler almaya harcadığı vaktin bir kısmını elindeki civcivlere ayırsa, kendi ayakları üzerinde duracak hale gelebilirler. Civcivler bir yana, siz ne demek istediğimi anladınız. Ders çalışma günlerim geride kalmış olsa da, her gün kendimi geliştirme hevesi ile onlarca yeni bilgi öğreniyorum ve bunları günübirlik yanımda taşıdığım defterime notlar şeklinde aktarıyorum. Yazdığım her bilgiyi ise 24 saat, 3 gün, 1 hafta, 2 hafta ve bir ay gibi belirli aralıklar ile tekrar ediyorum. Bu kadar basit… Defter sayfalarımda tarihler olduğu için de bunu yapmak oldukça kolay oluyor. Defter taşımaya üşenirseniz dijital bir çözümüm de var. Ücretsiz bir uygulama olan Google Calendar sayesinde programınızı takip edebileceğiniz gibi her gün öğrendiklerinizi not olarak ekleyip size belirli aralıklar ile hatırlatması için bildirimler göndermesini sağlayabilirsiniz. Google Calendar yanlış kullanıldığında sizi bildirim kaosuna sürükleyebilir fakat doğru bir strateji ile kendisini birinci sınıf bir tekrar asistanına çevirebilirsiniz. Bu arada tekrar yönteminin ne kadar da etkili olduğunu kanıtlamak için sizin için ufak bir challenge’ım olacak. Bu akşam uyumadan aklınızdan bir kelime tutmanızı ve her akşam tekrar ederek arkasına bir kelime daha eklemenizi istiyorum. Lise yıllarımda bunu denediğimde onlarca kelimelik bir zincir oluşturmayı başarmıştım ve hafızama hayran kalmıştım. Sizler de bir deneyin derim bakalım kaç ay devam edebileceksiniz. Hayatta karşılaştığınız en karmaşık problemlerin cevapları bazen en basit çözümlerde saklıdır. Kendinize özel bir tekrar rutini oluşturun ve bir süre sadık kalmaya kalmaya çalışın. Ne kadar fark ettiğini kısa sürede anlayacaksınız. Bir sonraki videoda görüşmek üzere. Usanmadan yapılan hatalar, çıkarılan onlarca ders ve bu süreçte gelişen bakış açılarım. İşte size Yirmilerim… Beni 3 dakikada tanımak için linke tıkla! Aşağıdaki sosyal medya hesaplarımdan da maceralarımı takip edebilirsin 🙂
İçindekiler 1. Tarih Bölümü Nedir? 2. Tarih Bölümü Eğitim Süresi Kaç Yıldır?3. Tarih Bölümü Dersleri Nelerdir?4. Tarih Bölümü Mezunu Ne İş Yapar?5. Tarih Bölümü Mezunu İş Olanakları Nelerdir? Tarih Bölümü Nedir? Tarih, yazılı belgelerde anlatıldığı gibi geçmişin araştırılması ve bugünün yarınlara doğru şekilde aktarılmasını ele alan bilim dalıdır. Tarih ayrıca bir dizi geçmiş olayı incelemek ve analiz etmek, tüm bunları belirleyen neden - sonuç ilişkilerini objektif olarak belirlemek için bir anlatı kullanan akademik disiplini de içerir.Tarih, zaman içindeki değişimin incelenmesidir ve insan toplumunun tüm yönlerini kapsar. Siyasi, sosyal, ekonomik, bilimsel, teknolojik, tıbbi, kültürel, entelektüel, dini ve askeri gelişmeler tarihin bir parçasıdır. Genellikle profesyonel tarihçiler tarihin belirli bir yönü, belirli bir dönem, tarihe belirli bir yaklaşım veya belirli bir coğrafi bölge konusunda uzmanlaşma söz konusu olur. Tarih Bölümü Eğitim Süresi Kaç Yıldır? Tarih Bölümü, 4 yıllık lisans programıdır. Tarih mezunlarına “tarihçi” unvanı verilir. Tarih Bölümü Dersleri Nelerdir? YKS sonrasında tarih bilimi üzerine eğitim almayı düşünen aday öğrenciler;Tarihsel Yöntem ve Kuram,Modern Dünyanın Oluşumu,Psikoloji,Felsefeye,Siyaset Bilimi,Sosyoloji,Ekonomiye Girişİslam Devletleri ve Medeniyet Tarihi,Osmanlı Türkçesi,Osmanlı Tarihi,Tarih Yazıcılığı,Bilimsel Araştırma Teknikleri,Osmanlı Türkçesi,Selçuklu Tarihi,Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi,ve daha birçok tarih dersinin eğitimini alacaklardır. Tarih Bölümü Mezunu Ne İş Yapar? Bölüm öğrencilerini tarihçilik kavramları ve araştırma yöntemleri ile tanıştırırken, onlara çağdaş dünyayı tarihsel bir bakış açısı ile değerlendirme konusunda bir donanım kazandırmayı amaçlar. Tarih Bölümü Mezunu İş Olanakları Nelerdir? Tarih bölümü mezunları kariyerleri konusunda çeşitli seçeneklere sahiplerdir. Mezunların geneli;Araştırma Görevlisi,Okutman,Öğretim Görevlisi ve Uzmangibi akademik kadrolarda çalışabilecekleri gibi;Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü,Türk Tarih Kurumu,Atatürk Araştırma Merkezi,Türk Tarih Kurumu,Müzeler,Tarih Araştırma Merkezleri,Bu seçeneklerin haricinde alacakları pedagoji formasyonu ile Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde yer alan okullarda tarih öğretmeni olarak görev alabilirler. Kariyer seçeneklerinde yer alan devlet kurumlarında göreve atanmaları için Kamu Personeli Seçme Sınavı KPSS’den yeterli puanı elde etmeleri gerekmektedir.
Kimi insanlar isimleri unutur; yakinen tanıdığı birinin ismini hatırlamaz. Hafızada olmasına rağmen aklına gelmez. Bu durum özellikle öğretmenler arasında yaygındır. Peki bu tabii bir şey midir? Medyada kullanılan 5N1K kuralı, hafıza bilimlerinden ödünç alınmıştır; hafızanın altı sadık bekçisi diye bilinir bu. Altı bekçiden kasıt nedir? “Ne, nerede, nasıl, niçin, ne zaman ve kim?” gibi sorular altı bekçilerdendir. Altı bekçiyle beyne/hafızaya alınmış bilgileri yeniden hatırlarız. Bir kişi çok önceden ve hep unutkan ise, sıklıkla isimleri hatırlamakta zorluk çekiyorsa, kendisinden hafızayla ilgili metotları geliştirmesi istenir. Bu sonradan olmuşsa, stres ve gizli depresyona bağlı bir rahatsızlık var demektir. Kişi depresyonda olduğunu bilmez, bu unutkanlık ve yorgunluk şeklinde kendini gösterir. Unutkanlık, ilk önce kelimeleri hatırlamamakla başlar; arkasından yüz ve simalar unutulur. Peşinden hadiselerin unutulması gelir; bir gün önce yaşanan akla gelmez. Kişi bu seviyeye geldiğinde unuttuğunu da unutur. Bu hastalığın ileri derecesidir. Ayhan Songar’a, “Demansı nasıl anlarsınız?” diye sorulmuş, kendisi de şöyle bir cevap vermişti “Kişi tuvalete gittiğinde kapıyı açmayı unutuyorsa unutkanlık başlamış, tuvalete girip kapıyı kapatmayı unutursa hastalık ilerlemiş demektir.” Beyni doğru kullanmayı bilen kişi, 5N1K yöntemiyle çok şeyi yeniden hatırlar. Bu yöntem nasıl uygulanır? Mesela bir hadise yaşadınız, bunu hep hatırlamak istiyorsunuz. Bunun için şu soruları sormanız lazım Yaşanan ne? Hadise nerede yaşandı? Ne zaman oldu bu? Orda kim vardı? Nasıl gerçekleşti? Niçin yaşandı hadise? Olay böyle altı sorunun cevabı verilerek hafızaya kaydedildiğinde, üzerinden zaman geçip unutulsa da yeniden hatırlanır. Çünkü sorulardan birinin cevabı unutulsa da diğerleri unutulmaz. Bir sorunun cevabı diğer soruların cevaplarını da getirir. Bilgi çağındayız, dolayısıyla bilginin hıfzedilerek korunması gerekiyor Hafızasına güvenmeyen bunları yazılı olarak tutmalıdır. Bilgisayarın önbeleğini düşünün. Önbellekte bilgi fazlaysa bilgisayar yavaşlar. Bunun önüne geçmek için kullanılmayan dosyalar kapatılır. İnsan uyandığında yapması gereken işleri not etmeyip de zihnine yazarsa beynini yormuş olur, kaçınılmaz olarak unutur. Bu sebeple yapacağı işleri mutlaka bir yere not etmelidir. Bu kayıtlara göre iş yapmalıdır. Kayıtlara göre iş yaptığında unutmak derdinden kurtulacaktır. Birisi Peygamber Efendimiz’e gelip, “Çok unutuyorum, ne yapmalıyım?” diye sorar. “Sağ elinden yardım iste” buyurur Efendimiz. Sağ elinden yardım almak, yazmak anlamına gelir. “Hafızam çok kuvvetli, yazmaya ihtiyacım yok” diyemeyiz. İnsan her şeyi hafızasında tutamaz. Bir işin hafızada kalması, o işe yoğunlaşmaya da bağlıdır. Mesela dün ne yediğimizi unutabiliriz ama yemek sırasında olan depremi asla unutamayız. Çünkü yemek sıradan bir şey iken depremin içimizdeki karşılığı yoğundur. İşin, hadisenin gerçekleşirken verdiği duygunun derecesi önemlidir. Bir işi ve hadiseyi yaşarken yaşadığımız yoğunluk, bunlara verdiğimiz anlam ve duygu derecesi unutulmalarının önüne geçer. İnsan önem verdiği bilgileri hatırlar, önemsiz gördüklerini de unutur. Kuma yazılanla taşa yazılan bir olamaz.
tarih dersini unutmamak için ne yapmalı