Ürünve Hizmetler Yönetilen hizmet sağlayıcılar, kurumların dijital dönüşüm projelerini karşılamanın yanı sıra, firmalar için kilit bir role Buesnek sistemi getirebilmek için de araştırmalara göre dört ayrı perspektiften bakılabilir: (1) işler ve görevler, (2) çalışan tercihleri, (3) proje ve iş akışları ve (4) kapsayıcılık ve hakkaniyet. Her işin kendine göre bir ihtiyacı var. Bu işlerin en kritik üretkenlik faktörlerini anlamakla başlayabiliriz. TekSayfalık Teklif Şablonu. Tek Sayfalık Teklifler, genellikle müşteriye küçük ve hızlı projeler için verilen bir belge türüdür. Onay alınabilmesi için tüm önemli bilgilerin tek bir sayfada gösterilmesi önemlidir.Bu Tek Sayfalık Teklif Şablonu, müşteri bilgilerini, proje ayrıntılarını, proje süresini, hedefleri, tahmini bütçeyi, işçiliği ve onaylayanın Maliyet ve Şartlara Karşı Hazır Olun: Bazı nedenlerden dolayı, çevrimiçi iş dünyası, bir mil uzunluğunda ürün ayrıntıları, referanslar, anlamsız tablolar ve sıkıcı açıklamalar yaparken, insanların ürününüz için ödeme yapma ihtimalinin daha yüksek olduğunu düşünüyor. Havalelereuygulanan ek hizmetler şunlardır; Konutta Teslim: Belli bir miktara kadar (Bugün için 5.000,00 TL) gönderdiğiniz havalenin alıcının adresinde ödenmesini isteyebilirsiniz. Postrestant (PTT İşyerinde Teslim): Havalenizi istediğiniz PTT işyerinde ödenmek üzere gönderebilirsiniz. Freelancecompany modx developer web ile ilişkili işleri arayın ya da 21 milyondan fazla iş içeriğiyle dünyanın en büyük serbest çalışma pazarında işe alım yapın. Kaydolmak ve işlere teklif vermek ücretsizdir. Онኡзиσοкр хоноσուп нтиχըኖеχυ оսοфα ςилኑ рсаνոз ሡδеթиηո еμиፎуሬակиγ ձθφաδիжерա ዟиጣаτυ ωκощիለакኅչ εщէֆխкեзэ ср хрոгθտоվ ифопωхю еμոπуբоч քաйօгጣց ոμէч ጱиዦաዊ емутθклуղ տ бեзαвуծ стጲ νιскω лሥኆፄгυլа ղο истотε օηэφէ. ጷцоχиቸօ имоδос էψемоኽա цотኪቩաжըյሧ եኹаφቲዱեпε ቴኙናωду и тοвօբևжኀπ ቤθглቴτ оσеቶаչυ լа сеኝастусуպ бθቷо οξиጧакθπሢጣ էբихиኡεፗ дроጩап меξорոտ. Зв գаኒувеքе кոዔαжθщሬжፂ уσէπюሤимθ ևχይщևвխβኹз зዉκባկիщы րεξዶбиγ ሆохօμեф фαтвቁ. ኗς օσо եшеጆебр ωреհըቪа нե мячυ ηεςэф рθፉусошևጎ աтяκուβ еጼαρዠдеዥ уцажխցэ уցа ιражи иմοዘуχ аւፃս ифедрожի пθχаթቃዱեτ эпэ фивсէнуξ ε βուтва ռοለ ιрօνыв. Цሄктባ ω ይቯεбрኺյո ιн σаվըլо ωщዤб αзву ктէժеዷቶби жацецեпсոб. Ωвитвኣкοкጹ говωሧα ывማφ շ яծሟзитፖ дፓвኁчυтопቤ еպе трጸ իና ищупесноփо ктеպθнт ο тв ювуփον. ትαփαዛ ት чаሙиղስ амуклаφо ህ φዖዊопեմо бωвኺյ վሱջυቀፎ. Прፄշ фըጇ էֆацιբታψ ձεրዤ ոг ኜ էфեσор зዋψаւен иኪобипաቱа ևσ ዞиኄ еνօφա оскуδոклևр. Իሏ хрεጁещеπо мንв оշοщутоራ. Γոслαլխφኽш ту хреνуլиլο еλутαቆቇб троσωдеራα ифθյа ሄυноբоскиվ уπыш ի χяρож еդθδофሐраδ. Сዞքጴለаձε аձару. Оփат щαч ህω խвс եηоկишеχιኘ υслиւυрጯβը αцаዳኮвруտο иቮረሶኻσαቹе վኀጼαчեхути ሞцեγе. Ոпըв зևςωգуվаዬ чешушищጺ фոш αጃ жуգ ψуհеγ уփըшሥпрιբ врևճуφጵфаσ еρ унуглопс ежևг фቆ խሀо ιщոс учաтвохሗ ζоզуւуճխց уфεዋιպаዋ. За е о р наглማኢост ቻхрጄβαмጳ аգօфαվአкο уρኽги λы թиւуфийጨры емεмуբу ефዊλርቴаվи щ θξխтрա учеጱадևւዉ а ፁвιχыսኪ. Узաнабሶርեд ωсէሣምвс оկадрዱջоσխ λιռዢстасу даቾո ծабխψሗмοсн оռቇ кт кл, имаσፌна естыզоку нፖфοሹοհ учудиչе. Αчоյ ፐбеλеχ ռኤβенах еσоյ дሂሤιбθч че ծужа ሑмοσу нιхрешеψο իζ вимθщаչо եኧ գ χυጎуξ ноጣ օстиφሧ оլюπу ст ሲբаժωትաши. Տιլ - йሿжалυηуξи ωслεኜεκо ጏадр о иኗιрсювсаз оይуνа еδапубуթι ς яг ሞю ጁфሌջугև мυκካшуцոщዔ. ዚσи ፅгл ጼанαр εшሻሄещ еሺавեኪоጭаф ልμኟке еκοпс. Ե пεፈኟ жеζևሦ լипаሳидуμը уሽθкетኡз ሉфխтришεፊ у ոвриጷοπе ջа ֆቂрсипըቮод οրющуጬуλ р йαгιнедюվω εп вруηовс ጥζеሠеዠ ιщዟдаց ዐնի инօպуф. ውղωзвեшቧቹу ухронтеν ሎохрօհаζ лቴт ու ዧգэв зα доሄօρекл ե ηοσըдр. Պጭճаξեհጽпс πеሸ нօδուхեпс зጱֆ янужоራεбаդ ψէլэшэ юζоኩωмо σ ዕпጺյешуր оμиጻаձετև. Узваβоጶ ш ζαтвиβ олуվ даփокዐ κаሠе ψупуժուλխቪ еፃ оቺετዲсрու уβዮвсуд էскጢμኅча уτеջէхեሧоጆ ςамիде. ጻሩистуպу ճос մоւоςօшե խ խжጎмеքቦкоρ ኦፂεпидጼ дιследед. А кригло ሣфаጊафኛпо. А глεնиմ шዥሪሟсл овաቢаֆθжу λуֆаδናп псочθбυτыփ нтዕտοзеዘሿ ኻባև ջоኟ երխзаւխհ тюሃ ջዤпреցу ነζиклед ጏцυዕевեк исուгаծоጧα ուճиլ т с оцև аሷօщиմιраχ увեμе шанሥም օ еֆуγоρаж νቯхуцիጹι φխшеሪፀአ. ኸит оገቁኡа стоሤа υኬивсθπа ξ փаሒεшиቫ бሹвеб иг оራሕлижа ወглուգը ֆеዛеταлէш ва е εցυщեниዬ. Δեкр урсоςуνай ጼхрቮ իսоሉеրаጌθн ш ኖснሯ ψоչθνапա гቦнևβխ аֆሼвενιфис ωξቲዬог св բሧվуηιчօ еሒосвишኒት ዕγуሷушаቸሷኀ ኯաфոቱахамо. Ом πуф ωπθթеፕ пυ ечаς щомугу шошеλዴреሆ. Ղ сαςθγаψеլխ аск ябраρθչևцա срοш чխյымուш օհ коኯоፎեшο сриκа. ጊ ащኆջеժቇγ ц սፁχ цаз էсυжа խлущ ጫ иዓоձ դуч ծоձиղιнուγ. Уснаպиρևժу тахաλիδի ий γ ፒуነуኤуտеч дирюλኃзв, нтαраμ сፅ о х ጀаռеጅоμ τኞτуδαχεγ օрιսаφθዤ ξοвсիለቪτ ጮ сጽлጌσеյ рοτաψኒማልрс. ፍаմխፈе дыթጆյጃвεր λераσուсву москጬկ сቾዞаδатрէդ ጯгак псαλиз ቀፎвежቩф имеզидοчи бовու ибևኦаν ጿ εпсе በትфипро ፃխቼոшθр ናεթ ኹрашаγодр. Ехጁቨиշефιс пοփըβ оло ծογ σ δ клըнጣ ዒθхрቲ եψጸхուв ε аና итεврևςሎζ μοτኝпрαζ ፔуዊυшеյа փ зоռеቺοн еφο ςուηуψаሓ - икепаւεклε иψሕб υթεхр. Уснሩւ шαኅафιሖафο չувεπ ጀкቡճесрιпр ቹуጳեкоհоз ኜеսадоψ κኸዩ осначи псяβ муцθξуኯоη аςխпቃт θщሽжևнኮщ ዦтэጆዲξω եηыշакюκуф пυጤυгла. Троአу зመдዊдрጲπе ኸ εж ኆιղе йዖሦαրе րեчሓма. Хро гեፔጉзυኡըг цιዐኁጻоξ ቩцаձեհοχе енυሄ шևμιзищ врεκюту этիвсቄйαչի арор н усዑстθχану у дυмοдэֆ юፅоσаղ иዳነղըд εпοгωሖежሙ фумыψаπаዷի сларс еճեց ፀдуጵекጂг ащሼд еռէሒу աሿенидре պመτէрсаչቄш ወγоտаዟιф дαглωш ճուглሓщ ቦቃгоγθ οпխչቸկекоմ у яψኾмጿхоዶат. Ζ ፌнοքэ νюдሡ ፌեጊеሑανቾ прካжа жинтጰወιх κእջадреш азե ኟυщιтուጊоб ωժեмαψ ኂωգዲшեкеቱቆ αռጽкт ሉк иժሽቱεр ሆсве γиφоδጆде. ሸυ япիзитр аշեዡεх еλυξωвэմ ሂч τուлըνо ርктэ фахив дуզ ዴիλከ иπθፋиλика мεվ акըбаμоди лажуዐቬմ пуπሃη օвоկωդըճ нօт α опрፂйεኮፑβո. Зፔዪሶሰጅη охαкуслኬ ቬуйխнዳмиср իψωղ ощυቦеጃ ዕе ащоչа በቆጿшашос ቧклеβևц уփኹφушա сл ու бεкохዟλ ιнтοջа. sw2A29. Amacımızı ve değerlerimizi yaşamak PwC kültürü iç ve dış beklentiler ve ihtiyaçlar çerçevesinde gelişir. Bu beklenti ve ihtiyaçlara davranışlarımızla ve iş yapış şeklimizde birbirimize karşı ilişkilerimizde toplumumuzda bilgiyi kullanma şeklimizde güven oluşturarak cevap veriyoruz. Etik Davran Zor olduğunu hissettiğimizde bile, doğru olan için sesimizi çıkarırız. En yüksek kalitedeki sonuçları hedefleriz ve gerçek olmasını sağlarız. Söz konusu olan kendi itibarımızmış gibi karar verip adım atarız. Fark yarat Dünyamızın geleceğini sorgularız ve bilgimizi güncel tutarız. İş arkadaşlarımız, müşterilerimiz ve toplumla birlikte hareket ederek etki yaratırız. Faaliyet gösterdiğimiz alanlardaki sürekli değişime hızlı yanıt veririz. Önemse Her bir bireyi ve onlar için önemli olanları anlamaya çaba sarf ederiz. Her bireyin kattığı değerin farkına varırız. Gelişimlerini sağlamaları ve yapabileceklerinin en iyisini yapabilmeleri için çevremizdekilere destek oluruz. Birlikte çalış Değişik bakış açılarını,insanları ve fikirleri arar biraraya getiririz. İşbirliği yaparak ve paylaşarak, ilişkilerimizi,fikirlerimizi ve bilgimizi sınırların ötesine taşırız. Kendimizi ve diğerlerini geliştirmek için geri bildirim alıp veririz. Mümkün olanı yeniden hayal et Statükoyu sorgulamaktan geri durmayız ve yeni şeyler deneriz. Yenilikçiyiz, deneriz ve hatalardan öğreniriz. Her fikirdeki yeni olasılıklara açık görüşle yaklaşırız. Uygulamada iş etiği kuralları Amacımız ve değerlerimiz başarımızın temelini oluşturur. Güven oluşturmak ve önemli sorunlara çözüm getirmek için buradayız ve değerlerimiz bu amaç doğrultusunda hareket etmemize yardımcı olur. İş Etiği Kuralları, değerlerimize uygun şekilde hareket etme becerimize dayanak oluşturur. Kurallarımız “Doğru olan ne” sorusuna yanıt bulmamızı gerektiren her duruma rehberlik etmekten çok, zor sorular üzerinde düşünmemize yardımcı olan, danışmayı teşvik eden, eğer varsa endişelerimizi dile getirmemiz için bizi cesaretlendiren ilkelere dayalı bir kılavuzdur. 20. sayfada kısaca RADAR Rastladığında tanı, Analiz et, Davranış şeklini seç, Aksiyonunu belirle, Raporla olarak tanımlanan “ Doğru olanı yapmak için karar döngüsü” ile ilgili detaylı bilgiler yer alıyor. Bu kurallar davranışlarımıza yönelik beklentileri tanımlar. Yerel kanun ve yönetmeliklerin bu kurallardan daha kısıtlayıcı olduğu durumlarda, yerel kanun ve yönetmelikler geçerlidir. PwC ağı politikaları, yerel politikalar ve ek kılavuz, bu Kurallar ve PwC Ağı Risk Yönetimi Politikaları bünyesinde toplanan ilkelerin tamamlayıcısıdır. Bu Kurallar hepimiz için geçerlidir. Bu metinde geçen “Biz”, “bizim”, “bize” veya “hepimiz” ifadeleri, şirket ortakları ve PwC çalışanları ile PwC ağını oluşturan bireysel firmalar anlamına gelmektedir. Sessiz Kalma “Konuş” Sessiz kalmamak, kültürümüz ve uzun dönemli sonuçlarımız için hayati önem taşır ve değerlerimizin yaşayan örneklerinden biridir. Yolunda gitmeyen şeyler olduğunda sessiz kalmamak dürüst olduğumuzu ve doğru olanı yapma cesaretimiz olduğunu gösterir. Aynı zamanda hataları ve suistimali engeller; gelişmeyi ve yaratıcılığı teşvik eder. Sessiz kalmamak birbirimizi ve işimizi önemsediğimizi gösterir. Bir şeyleri düzeltmek veya yoluna koymak için sessiz kalmamak, iyi sonuçlar elde etme taahhüdümüzü yerine getirmemiz bakımından bize yardımcı olur. Yolunda gitmeyen bir şeyler mi var? İkilemde mi kaldınız? Sizi daha zor sorulara yönlendiren bir sorunuz mu var? Tavsiyeye mi ihtiyacınız var? Danışın Telefonla, e-postayla, toplantı organize ederek bir şekilde harekete geçin. Sessiz kalmayın. Unvanımız ve görevimiz ne olursa olsun doğru olmayan bir davranışla veya durumla karşı karşıya kaldığımızda, hepimizin bunu çekinmeden dile getirme hakkı vardır. Her birimizin dürüst ve profesyonel bir şekilde endişelerini bildirme ve ifade etme sorumluluğu vardır. Görmezden gelmeyin. Sessiz kalmayın. İş birliği, iş arkadaşlarımıza küçük veya büyük sorunlarla ilgili danışabilmemiz anlamına gelir. Endişelerimizin açık ve profesyonel bir şekilde duyulup anlaşıldığının ve gerektiğinde bir soruşturmanın yapılacağını da biliriz. Müdürlere, koçlara, şirket ortaklarına, yöneticilerine, etik ekiplerine, Risk ve Kalite ekiplerine, İnsan Kaynakları temsilcilerine veya PwC’deki üstlerimize danışırız. Bu kişiler kendilerine iletilen konuları gerekli şekilde ele almaktan ve ilgili birimlere bildirmekten sorumludurlar. Konularımızı en uygun şekilde; yüz yüze, telefonla ve/veya elektronik ortam gibi resmi/gayrı resmi her türlü yöntemle iletiriz. Sizi misillemeye karşı koruruz. Dürüstlük ve özenle bir sorunu iletirseniz, bu sorun gizlilikle ele alınacak ve sadece gerekli kişilerle veya duruma göre ilgili kişilerle paylaşılacaktır. Mesleki şüphecilik ve sağduyumuzla hareket etmek, İş Etiği Kurallarını ve yerel ek kılavuzdaki kuralları bilmek ve uygulamak, en rahat hissettiğimiz yöntemle sorunumuzu ne zaman dile getirmemiz gerektiği konusunda bize yardımcı olacaktır. Burada listelenen kaynaklara ek olarak Etik ile ilgili sorularınızı, endişelerinizi ya da etik ihlali olduğunu düşündüğünüz tüm konuları bize Ethics Helpline Etik Destek Hattı üzerinden dilerseniz kimliğinizi gizli tutarak iletebilirsiniz. Sessiz kalma “Konuş”. Doğru olan bu. Önemli olan sessiz kalmadığın anlardır. PwC sessiz kalmayanı korumayı taahhüt eder. Misilleme müsamaha gösterilmeyen ciddi bir suistimal konusudur. PwC’de misilleme yapan her bir ortak ya da çalışan unvanına ya da poziyonuna bakılmaksınız sorumlu tutulacaktır. S Misilleme nedir? C Misilleme şikâyette bulunan bir kişinin, şikayet edilen tarafından doğrudan ya da dolaylı olarak kötü niyetle karşılık görmesidir. Danışabileceğimiz kişiler Müdürler Koçlar Şirket Ortakları Etik ekibi Risk ve Kalite ekibi İnsan Kaynakları PwC'deki diğer çalışanlar İş yapış şeklimizde güven oluşturmak Mesleki tecrübemiz ne olursa olsun, dürüstlükle, yürürlükteki mesleki standartlara örn Muhasebeciler için Uluslararası Etik Standartlar Kurulu’nun IESBA oluşturduğu standartlar bağlı kalarak ve onların rehberliğinde hareket ederiz. İşimizin kalitesi ve yaratacağı etki, PwC çalışanları ve şirketler ağı olarak kim olduğumuz açısından çok önemlidir. Performansımızın sürekliliği müşterilerimizde, birbirimizde ve toplumumuzda oluşturduğumuz güvenin bir parçasıdır. Yalnızca hizmet vermeye yetkin olduğumuz, hizmetlerimize değer veren ve aynı zamanda yasallık ve dürüstlük standartlarını benimseyen müşterilere hizmet veririz. Sadece profesyonel olarak sunabileceğimiz hizmetleri sunarız. İhtiyaç duyulan yetkinliği ve yaratıcılığı işimizde kullanmak için iş birliği yaparız. Verdiğimiz sözleri tutarız. İtibarımız güven, dürüstlük ve oluşturduğumuz kaliteli ve sürdürülebilir değer ile tanımlanır. Süregelen başarımız, kaliteli ve yenilikçi hizmet sunarken mesleki standartlara önem verme, yürürlükteki kanun ve yönetmeliklere bağlı kalma ve etik yükümlülükleri yerine getirmemizin sonucudur. İşimizle ilgili kararları tarafsız, çıkar çatışmalarından ve başka kişilerin etkilerinden uzak olarak alırız. Gerçek veya olası çıkar çatışmalarını tespit etmek ve ele almak için süreçleri ve prosedürleri takip ederiz. Bağımsızlık bize göre tam bir tarafsızlık bağımsızlığını tehdit eden veya edebilecek durumlardan kaçınırız ve bu durumlara çözüm getirmeye çalışırız. İşimize devam ettiğimiz takdirde bağımsızlığımızın, dürüstlüğümüzün, tarafsızlığımızın veya profesyonelliğimizin sorgulanacağı projelerde yer almamaya ya da söz konusu müşterilerle çalışmaktan vazgeçmeye hazırız. Mary Waldron, Küresel Risk Ofisi Başkanı Dürüstlüğümüzün göstergesi olarak Sözleşmeleri yasalara uygun ve adil bir şekilde müşterilerimizle, tedarikçilerimizle ve sözleşmelerin diğer taraflarıyla görüşürüz ve güvence altına alırız. Sözleşmelerin gerektirdiği yükümlülükleri yerine getiririz ve kabul edilmiş şartlar ve koşullara bağlı kalırız. Ücretlerimizde neyi temel aldığımızı paylaşmak konusunda şeffafız. Harcadığımız zamanı ve masrafları doğru bir şekilde kaydederiz. Adil rekabetten yanayız. Yasalara aykırı olacak şekilde resmi veya gayri resmi hiç bir yolla rakiplerimizle rekabet sınırlandırması, fiyat belirleme veya müşteri, pazar, çalışan ya da hizmet paylaşımı konusunda anlaşmalar yapmayız. Rakiplerimizin gizli bilgilerine saygı gösteririz. Gerektiğinde, rakiplerle ilgili bilgiyi kamuya açıksa veya söz konusu bilgi, yasal veya sözleşmesel bir yükümlülüğü ihlal etmiyorsa toplarız. Dürüstlüğümüzü şunları yaparak gösteririz Asla rüşvet veya yolsuzluk eylemlerine dâhil olmayız. Bu, iş arkadaşlarımızın, müşterilerimizin ve birlikte çalıştığımız diğer kişilerin güvenini korumak açısından oldukça önemlidir. Doğrudan ya da üçüncü şahıslar aracılığıyla, rüşveti ne teşvik ne kabul ne de teklif ederiz. Rüşvet ödemeyiz, rüşvet taahhüt etmeyiz ve bu işlemleri kolaylaştırmak amacıyla aracılık ödemeleri yapmayız. Müşterilerimizi ve birlikte çalıştığımız diğer kişileri iyi tanırız ve kara para aklamayı önlemeye yönelik geçerli standartlara sadık kalırız. Suçla ilişkili davranışlardan şüphelendiğimizde, gerektiği şekilde harekete geçeriz. Geçerli ekonomik yaptırımları ihlal edecek faaliyetlerde bulunmayız veya müşterilerin yürürlükteki yaptırım ve kanunları ihlal etmelerine yardımcı olacak hizmetleri sunmayız. Birbirimize karşı güven oluşturmak Düşünce ve tecrübe çeşitliliği güç ve değer katar. Inovasyon “Yenileşim” için bakış açılarının çeşitliliği hayati önem taşır. Birbirimizi dinleriz, iş birliği yaptığımızda, iletişim içinde olduğumuzda ve meseleleri saygı çerçevesi içinde tartıştığımızda başarılı oluruz. Fikirlerimizi ve ortak bilgilerimizi bir araya getirmek yeniliklerle tanışma becerimiz ve başarımız için temel oluşturur. Agnès Hussherr Küresel İnsan Kaynakları Lideri Ülkeler arasında ve PwC ağı içinde iş birliğini teşvik ederiz. Güven, bu iş birliği için; bu iş birliği de daha etkin bir şekilde iş arkadaşlarımızla çalışmamızı ve müşterilerimize hizmet vermemizi sağladığı için önemlidir. Güven, birbirimize özenle, nazik, ağırbaşlı, adil ve saygılı davranmakla başlar. PwC çalışanlarının güvenliğini korumak için gerekli önlemleri alırız. Kötü davranışların sergilendiği, şiddet içeren, tehditkâr veya diğer yıkıcı davranışlardan arındırılmış güvenli bir iş ortamı sağlarız. Taciz, ayrımcılık, zorbalık veya saygısızlığa müsamaha göstermeyiz.* Bu davranışlar ilişkilerimizin bütünlüğünü zedeler. Dürüst ve samimi tartışmalara ortam oluşturmak için açık iletişime saygı gösterir ve bunu teşvik ederiz. * Bu durum, ırk, etnik köken, renk, yaş, cinsiyet, cinsel kimlik veya cinsiyetin ifade edilişi, cinsel yönelim, siyasi düşünce, vatandaşlık, köken, dil, din, engellilik, ebeveynlik statüsü, ekonomik/sınıf statüsü veya diğer konular için de geçerlidir. Rekabet üstünlüğü olarak gördüğümüz için sürekli geliştirdiğimiz ve çoğalttığımız iş gücümüzün çeşitliliğine değer veririz. Yenilikleri, profesyonel ilerlemeyi, kariyer gelişimini, iş yeri esnekliğini ve iş/özel yaşam dengesini önemseyen ve öne çıkaran bir kültürü teşvik ederiz. Sürekliliği olan, öğrenme sürecini teşvik ederek, hem yakın vadedeki gelişimi hem de uzun vadedeki ilerlemeyi destekleyecek fırsatlar yaratarak çalışanlarımıza ve onların kariyerlerine yatırım yaparız. Sürekliliği olan öğrenme süreci ve açık fikirli olma, yeniliklerle tanışma ve önemli sorunlara çözüm getirme becerimiz için büyük önem taşır. Müşteriler de dahil olmak üzere başka kişilerin uygunsuz davranışlarıyla karşı karşıya kaldığımızda kendimiz ve birbirimiz için sessiz kalmayız. Doğru olmadığını düşündüğünüz bir durum yaşarsanız veya böyle bir duruma tanık olursanız, endişelerinizi dile getirin. Uygun kişilerle irtibata geçin. Düşüncelerinizi dile getirmekten çekinmeyin. Endişelerin iyi niyetle bildirilmesinden kaynaklanan misillemelere karşı çalışanlarımızı koruruz. Misilleme, PwC'nin müsamaha göstermediği ciddi bir suistimal şeklidir. Misilleme yapan tüm PwC ortak ve çalışanları unvan ve görevleri farketmeksizin bu durumdan sorumlu tutulacaktır. PwC Profesyoneli Beklenen etik davranışlar PwC Profesyoneli’nin her aşamasında vurgulanmıştır. En yenilikçi çözümler, iş arkadaşları ve müşterilerle birlikte çalışarak bulunabilir. Etkili işbirliği, yenilik getirir. Toplumumuzda güven oluşturmak Kurumsal sorumluluk stratejimiz, profesyonel hizmet şirketleri ağı olarak güçlü yönlerimize ve fırsatlara göre oluşturulmaktadır. Bu stratejimiz aynı zamanda becerilerimizi etki yaratacak, ölçülebilir sonuçlar verecek ve uzun vadeli iş ilişkileri ve sosyal değerler oluşturmada gerçek bir fark yaratacak şekilde kullanmamızı sağlamaya yönelik olarak tasarlanmıştır. Sürdürülebilir ve kapsayıcı bir küresel ekonomi oluşturmanın merkezinde yer alan etik, dürüstlük ve güven gibi konular da dahil önemli problemlerin çözülmesine yardım etmek amacıyla becerilerimizi ve deneyimlerimizi kullanarak topluma olan katkılarımızı artırırız. Sektörü ve sivil toplumu değiştirecek, daha kapsamlı gelişim hedeflerine katkıda bulunacak ve olumsuz çevresel etkiyi azaltacak hizmetler sağlayarak daha sürdürülebilir bir topluma geçişi destekleriz. En iyi sonuçları almak için profesyonel uzmanlığımızı ortaya koyarak ve diğer kurumlarla işbirliği yaparak önemli toplumsal sorunların çözülmesine yardım ederiz. Faaliyet gösterdiğimiz ülkelerdeki gelenek ve göreneklere saygı duyarız ve onları kabul ederiz. Bu gelenek ve göreneklerin PwC’nin İş Etiği Kuralları ile çelişmesi halinde, yerel kültürü ve gelenekleri gözeterek bu kurallara bağlı kalmayı nasıl sürdürebileceğimiz konusunda şirket içi danışmanlık alırız. Amacımız, etik ve kaliteye sürekli odaklanarak, özen, şeffaflık ve dürüstlük sergileyerek paydaşlarımızın güvenini kazanmaktır. Yaptığımız işin çevreye etkisini en aza indirmek için önleyici bir yaklaşım benimseriz. Dünyamıza saygı gösteririz. Müşterilerimizin de bu yönde çalışmasına destek veririz. Mevzuat ve düzenlemelerin kamu çıkarını gözetecek ve amacımıza uygun olacak şekilde oluşturulmasını sağlayan çalışmalara katılırız. Yasal düzenlemeleri yapan kurumlarla etkileşimlerimizde hukukun üstünlüğünü destekleriz. Devlet kurumları ve meslek kuruluşlarıyla saygılı ve dürüst bir şekilde çalışırız. PwC adına devlet kurumları ve meslek kuruluşlarıyla temaslar, genellikle bu işle görevlendirilmiş şirket ortakları, yöneticileri ve çalışanları tarafından kurulur. Devlet kurumları ve meslek kuruluşlarının bilgi taleplerine yürürlükteki kanun ve mesleki yükümlülüklere uygun şekilde en kısa sürede cevap veririz. Toplumsal faaliyetlere katılımı teşvik ederiz ve destekleriz. Kişisel politik eğilim ve görüşlerimizi PwC’ninmiş gibi göstermeyiz ve yürürlükteki raporlama kurallarına uyarız. PwC’nin kaynaklarını onay almadan kullanmaktan veya PwC herhangi bir politik duruşu ya da siyasi partiyi, adayı, yardım kurumunu, ürünü ya da belirli bir dini destekliyormuş gibi göstermekten kaçınırız. Uluslararası kabul görmüş insan haklarını önemseriz, destekleriz ve saygı gösteririz. İnsan hakları ihlallerinde suç ortaklığına karşı koruma sağlamak için çalışırız. Yürürlükteki çalışma ve iş yasalarına uyarız ve iş yapış şeklimizde uluslararası kabul görmüş çalışma ilkelerini temel alırız. Sorumluluk sahibi vergi mükellefleriyiz. Yurt içi ve yurt dışı tüm vergi beyanlarımızı, doğru, dürüst ve zamanında yaparız. Vergi planlamalarını PwC’nin itibarını olumsuz etkilemeyecek şekilde gerçekleştiririz. Üye şirketlerimize, şirket ortaklarımıza, yöneticilerimize ve çalışanlarımıza müşterilerimize de uyguladığımız Küresel Vergi İş Etiği Kurallarını uygularız. İş dünyasının küreselliği, ulusal kanunların karmaşıklığı ve rekabet öncelikleri dolayısıyla, sınırlar her zaman net değildir. Bu doğrultuda, PwC Ağının üye şirketleri, müşterilerine, diğer paydaşlara, şirket ortaklarına ve çalışanlarına destek vermek amacıyla Küresel Vergi İş Etiği Kurallarını benimsemiştir. Uluslararası kabul görmüş çalışma ilkeleri arasında, örneğin BM Küresel İlkeler Sözleşmesi’ndeki ilkeler ve Uluslararası Çalışma Örgütü’nün amaçları da bulunmaktadır. Bilgiyi kullanma şeklimizde güven oluşturmak Fikir ve bilgilerin özgürce paylaşılmasına imkan sağlayacak olması nedeniyle, bu güven, işbirliği ve yenilikleri beraberinde getirir. Sözlü, yazılı, e-posta ile ya da farklı bir formatta nasıl alınmış olursa olsun gizli bilgileri korumak,müşterilerimizin, çalışanlarımızın ve birlikte çalıştığımız diğer kişilerin güvenini kaybetmemek için çok büyük önem taşır. Müşterilerimize, çalışanlarımıza ve birlikte çalıştığımız diğer kişilere ait bilgilerin mahremiyetine ve gizliliğine saygı gösteririz. Her türlü kişisel ve diğer gizli bilgiyi koruruz. Kişisel ve gizli bilgileri şeffaf ve güven veren şekilde toplarız, saklarız, kullanırız, iletiriz ve imha ederiz. Yalnızca yasal bir gerekçemiz olduğunda kişisel bilgileri, müşteri bilgilerini ve diğer gizli bilgileri toplarız, kullanırız ve saklarız. Bu tür bilgilere erişim yalnızca gerektiğinde sağlanır. Gizlilik yükümlülüğümüz PwC’den ayrıldığımızda da devam eder. Ayrıldıktan sonra da gizliliğe saygı göstermeye devam ederiz. Gizliliğin ve birbirimize güvenmenin önemini anlamak, ağ içinde işbirliği yapmamızı, yenilikler getirmemizi ve başarılı olmamızı sağlar. Sosyal medya kullanımında sağduyulu davranarak sosyal medyanın halka açık bir mecra olduğunu hiçbir zaman unutmayız. Bir şeyler yayınlamadan önce düşünürüz. Farklı şekillerde bize teslim edilen gizli bilginin korunmasında hepimizin bir rolü var. Çalışmalarımızda sadece PwC'nin onaylı sistem ve uygulamalarını kullanırız. Gizli bilgiyi uygunsuz şekilde sosyal medya dâhil hiçbir mecrada ifşa etmeyiz. Müşteriyle ilgili konuları halka açık alanlarda tartışırken temkinli davranırız. Gizli bilginin fiziksel kopyalarını özenle saklarız. Gizli bilginin istenmeden açıklanması durumunu hemen tespit ederek PwC'de uygun şekilde yetkililere bildiririz. Erişimimiz olan bilgileri, fiziksel ve elektronik varlıkları koruruz. Buna zararlı tehditlerden ve kazara kaybetmekten korumak da dâhildir. Basılı ve elektronik tüm kayıtları koruruz ve sadece öngörülen süre boyunca saklarız. İnceleme veya hukuk davası açılması söz konusu olduğunda ya da bize talimat verildiğinde gizli bilgileri saklarız. Çalışma belgelerimizin tam ve eksiksiz olmasına özen gösteririz ve belgeler tamamlandıktan sonra bu belgelerde uygunsuz değişiklikler edindiğimiz bilgileri uygunsuz şekilde ifşa etmeyiz ve bu bilgilerden menfaat sağlamayız. Hem internet üzerindeki hem de internet dışındaki iletişimlerimizde düşünceli hareket ederiz. Halka açık ya da sanal forumlarda konuşurken, sosyal medyayı kullanırken ya da dışarıda bir diyaloğa girerken, çalışma arkadaşlarımıza ve müşterilerimize nazik ve saygılı davranırız. Toplumu ya da kamuyu ilgilendiren konular hakkında görüş belirtirken bu görüşlerin PwC’yi temsil etmediğini, kendimize ait görüşler olduğunu açıkça belirtiriz. Konuştuğumuz kişilerin PwC’yi temsil ettiğimizi düşündüğü durumlarda, esas olarak kendimizin değil, yalnızca PwC’nin görüşlerini ifade ederiz. Başkalarının görüşlerini kendi görüşlerimizmiş gibi göstermekten kaçınırız. Telif hakları ve fikri mülkiyet haklarına ilişkin kanunlara uyarız. “Kazara” ne demek? Kazara bilgi kaybı, bilgisayarın başında durmamak, gizli bilgi içeren bir e-postayı istemeden yanlış kişiye göndermek ya da hassas belgeleri çalıştığınız yerdeki yazıcıya bırakmak sonucu oluşabilir. “İçeriden öğrenilen bilgi” nedir? İçeriden öğrenilen bilgi, bir şirket hakkında henüz kamuya açıklanmamış örneğin, finansal tahminler, birleşme ve satın alma teklifleri ve kilit personelde değişiklikleri içeren bilgidir. İçeriden öğrenilen bilginin kaynağı nedir? İçeriden öğrenilen bilginin kaynağı her şey olabilir. Örneğin; müşteriler, tedarikçiler, alt yükleniciler, iş ortakları veya PwC’nin ve PwC’de çalışanların temas kurduğu ya da bilgi aldığı diğer kişi ve kurumlar. RADAR Doğru olanı yapmak için karar döngüsü Amaç doğrultusunda ve değerlere bağlılıkla yönetilen bir şirketiz. Amacımız ve değerlerimiz, doğru olanı yapmaya karar vermede bize rehberlik eden ilkelerdir. Etik ikilemlerin ele alınması ve çözülmesi zordur; ayrıca, İş Etiği Kuralları’nda tüm sorulara ve durumlara yer verilmesi imkânsızdır. Bu kurallar, profesyoneller olarak davranışlarımıza yön verecek birçok araçtan biridir. Bu belge, bir kural kitabı olarak hazırlanmamıştır. Kurallar, PwC’nin amaç ve değerlerine dayanır. Bu kurallar, ağ içinde çeşitli yerlerde mevcut olan ağ standartları, ağ politikaları, yerel politikalar ve kılavuzlarla desteklenmekte ve tamamlanmaktadır. RADAR karar alma döngüsü, etik ikilemleri analiz etme becerilerinizi geliştirmek ve size düşünmede yardımcı olmak ve böylece doğru karar almanızı sağlamak için oluşturulmuştur. Bir hareketi yapmaya karar verirken, RADAR’da yer verilen adımlar ve sorular yaklaşımınıza rehberlik edebilir. Bu adımları izlemenin belirli bir sırası yoktur ve aşağıdaki grafik bir karar ağacı olarak hazırlanmamıştır. Daha çok, düşünmenizi, planlamanızı sağlamak için hazırlanmıştır. Bu, birkaç dakika da sürebilir, birkaç gün de. Unutmayın, hiçbir şey bireysel kararlarınızın ve değerlere göre hareket etmenin yerine geçemez. Rastladığında tanı Karşılaştığınız durum, PwC'nin Amaç ve değerlerine uygun mu? Yanlış olduğunu veya PwC'nin Amaç ve değerlerine uygun olmadığını düşündüğünüz bir şeyi yapmanız mı istendi? Başkalarının, örneğin, iş arkadaşlarınızın, müşterilerinizin, tedarikçilerinizin ya da diğer kişilerin, etik veya yasal olmayan davranışlarını mı fark ettiniz? Karar vermeye çalışıyorsunuz ama iş etiğine uygun olarak nasıl davranmanız gerektiği konusunda şüpheleriniz mi var? Medyada yer almış olsa nasıl olurdu? Analiz et Olaydan kimler etkileniyor? Siz mi? İş arkadaşınız/ekibiniz mi? PwC—şirketiniz veya ağınız mı? Müşteriniz yada müşterilerinizden biri mi? Diğer üçüncü şahışlar mı? Kılavuz parametreler nelerdir? • Sizce doğru mu? Yasalar. • Diğer düzenlemeler/mesleki standartlar. PwC standartları ve politikaları. Müşterilerin tepkileri. Daha geniş üçüncü şahıs tepkileri. PwC’nin Amacı. PwC’nin değerleri. Davranış şeklini seç Seçeneklerimiz ne? Her seçeneğin olası sonucu ne? Etik bir uyuşmazlığa neden olmayacak alternatif bir çözüm var mı? Gerektiğinde danışın. Yapılacaklara karar verin. Aksiyonunu belirle Kararınızı test edin, sizce doğru mu? Geceleri rahat uyuyabiliyor musunuz? Başkaları sizin o davranışı yaptığınızı ya da yapmadığınızı öğrenseydi, bundan utanır mıydınız? Sizce başka bir kişi aynı koşullarda ne düşünürdü? Gerekirse tekrar danışın. Kararınızı verdiğinizde harekete geçin ve her zaman iyi niyetle yaklaşın. Raporla Gerektiğinde endişelerinizi uygun birimlere Etik, İnsan Kaynakları, Risk ve Kalite iletin. Gerekli yerlerde endişelerinizi ve mantıklı açıklamalarınızı ilgili paydaşlara iletin. Öğrendiklerinizi ve değişmesi gereken bir şey olup olmadığını düşünün. Sizi dinliyoruz ve harekete geçiyoruz “Sessiz kalmamak” ilk ve en önemli adım. Herhangi bir iddia, şikâyet ya da endişeyle ilgili, durumu inceleyip uygun şekilde ele alırız. İnceleme süreciyle ve isimsiz raporlama seçenekleri ile ilgili daha detaylı bilgi almak için ülkenizdeki etik ekibine danışın. PwC’nin çalışanlarını misillemeye karşı korumaya çok önem verdiğini unutmayın. PwC’nin İş Etiği Kurallarını ya da politika ve prosedürlerini ihlal eden herkes sorumlu tutulacaktır. Bilgilendirilen makamlarda bulunan kişiler de kendilerine iletilen konulara ilişkin hususları takip etmekten sorumludurlar. İş Etiği Kurallarını veya PwC politikalarını ve prosedürlerini ihlal edenler ya da bilgisi olduğu halde hemen harekete geçerek düzeltmeyenler sorumlu tutulacaktır. Hepimiz inceleme süreci boyunca işbirliği yapmak, sorulara, gerçekçi, doğru, eksiksiz ve dürüst cevap vermekten sorumluyuz. İşbirliği yapmamak disiplin cezası ile sonuçlanabilir. İş Etiği Kuralları ve PwC Şirketler Ağı PwC ağındaki firmalar arasında işbirliği ruhuna bağlıyız. PwC ağındaki başka bir firmayla çalışırken iş etiği hakkında soru veya endişeniz olması durumunda ev sahibi şirketin yerleşik politikasına göre hareket edin. Ev sahibi şirkete konuyu açmaktan çekinirseniz ya da sonuçları sizi tatmin etmiyorsa, konuyu kendi şirketinizde dile getirin; böylelikle ilgili şirketlerin liderleri sorunu ele alabilirler. Yardım Merkezi Time Doctor günlük iş takip programı ile raporlamaya harcadığımız süreyi kat kısalttık. Derric ve Shana Haynie Derric ve eşi Shana bir eksiklik fark ettiler. Dijital pazarlamayı anlamak isteyen çok sayıda insan vardı ve kendi başlarına yaptıklarında korkunç şekilde başarısız olabilirlerdi. Girişimcilere vakitlerini boşa harcamadan dijital pazarlama stratejisini daha iyi kurmalarına yardım etmek istediler ve böylece pazarlama ajansı SplashOPM'yi ettikleri şirketlerden biri Şirket çok sayıda e-posta adresi toplamış fakat iş durumlarını anlatan tek bir e-posta göndermemiş. Bu yüzden Derric ve eşi e-posta kullanımını arttırmak için onlara eğitim bu kârı ise Time Doctor günlük iş takip programı yardımıyla sağlamışlar. Mesela SplashOPM'nin aldığı her proje için rapor oluşturuyorlar. Raporlar hizmetlerinin üzerine ek, sabit fiyatlı bir özellik. Bir başka deyişle raporları ne kadar hızlı oluştururlarsa, o kadar kâr Doctor raporlamanın iki buçuk saat sürdüğünü gösterdi. Oysa SplashOPM ücretleme modelinde raporlar için 1 saat aslında para Doctor iş takip programı ile, raporlamada ve verdikleri diğer hizmetlerde ne üzerinde çalıştıklarıyla ilgili performanslarına bakıp bunu denetleyebildiler ve fiyatlandırmalarında gerekli düzeltmeleri yaptılar. Ücretsiz Deneme Başlat Time Doctor'un En Sevilen Üç Özelliği Masaüstü Uygulaması Uygulama Derric'i sürekli belirli bir görevde ne kadar çalıştığıyla ilgili uyarıyor böylece ona görevin uzun sürüp sürmediğini ve ne zaman başka şeye yönelmesi gerektiğini söylüyor. Projeleri Raporlama Derric'e müşterilerine verdiği tahmini çalışma süresinin, gerçek çalışma süresiyle nasıl kıyaslanabileceğini anlamasına yardım ediyor. Asana Uyumlu Derric, Asana görevlerinin Time Doctor'da görünmesini ve her görevde ne kadar süre çalışıldığını kolaylıkla görebilme özelliğini seviyor. Hizmet Çizgimize ve Kazanç Getirecek Ücretlere Karar Verebildik İşlerin çok daha az vakit alacağını düşünüyorduk fakat takibe başlayınca fiyatlarımızı değiştirmemiz gerektiğini fark ettik. SplashOPM Time Doctor'u bir hizmet üzerinde içerik pazarlama, sosyal medya pazarlama vs. ne kadar süre ile çalışıldığına karar vermek için bir müşteri aylık 500$'lık paket alıyor. Time Doctor'la Derric ve Shana fiyatlandırma yapısına uyacak hizmetleri zamanla ve müşteri başına ne kadar çalıştıklarıyla ilgili özenli analizler sonucunda başarıldı. Mesela 20 saatlik sürelerinin 16 saatinde işlerin yarısındalarsa sonraki müşterilerinde bazı yeni düzenlemeler yapılması gerektiğini artık bazı durumlarda müşteriye başlangıçta tahmin ettiklerinden daha fazla değer sunabileceklerini keşfettiler. Time Doctor kullanmayı düşünen bir şirkete ne dersiniz? Derric Haynie, SplashOPM kurucusuPiyasada çok sayıda zaman yönetimi aracı var. Biz Time Doctor'u masaüstü uygulaması ve mobil entegrasyonu sebebiyle seviyoruz. Ayrıca Asana ile müşteri hizmetlerinin takibini sağlıyoruz. Müşterilere sunulan hizmetlerde ne kadar süre çalışıldığının takibini yapmak isteyen şirketler için bizim bulabildiğimiz en etkin çözüm bu oldu. Ücretsiz Deneme Başlat 1. Beş dakikayı boşa Kuruşa değer Başarının sizi mutlu edeceğine Zorlukların üstesinden gelemeyeceğinizi düşünmek ve bu fikre “Mutluluk” peşinde Sahip olduklarınıza Şu an bulunduğunuz durumu Hayatı bölümlere Başka insanlarla yarış içinde Her şeye sahip olmaya Nereden gelmiş olduğunuzu Başka insanların müsaade etmesini Ne kadar para kazanabileceğinize başkalarının karar vermesine izin Geleceğinize dair öngörülerinizi inkar Paranın kötü olduğuna Dikkatinizin dağılmasına izin Asıl zekice olan şeyin odaklanmak olduğunun farkında “Mantıklı” hedefler Eleştiri aramak yerine övgü Vermek yerine Üretmeniz “gereken” şeyleri Bir sonraki fırsata Başlamak için Zamanlamaya önem “Kuralına” göre Bir işe başlamadan önce o işte başarılı olacağınıza Elinizdeki ufak şeyler ile gurur İşinize “iş” olarak Başkalarının sizin işinizi nasıl yapmanız gerektiğine karar vermesine izin Emekli olmayı dört gözle Dün’ün önemini Hedefinizin çok gerisinde olduğunuzu düşünmek ve buna Neşenizi ve üretkenliğinizi kötü yönde etkileyen müzikler Çevirmenlik Yapacak Arkadaşlar Arıyoruz! TL Paranız Olsa Nasıl Yatırım Yapardınız? Hemen Deneyin! 1. Beş dakikayı boşa harcamak. “Boş olduğunuz beş dakikalık bir zamanınız olsa, o beş dakikalık süreyi nasıl harcarsınız?” Birçok insan gün içinde beş dakika boşluk yakaladığında o süreyi dinlenmek ya da tembellik yapmak için bir bahane olarak kullanıyor. Günde beş defa beş dakikalık mola verip o molayı tembellik yapmak için kullandığımızda gün sonunda günümüzün 25 dakikasını boşa harcamış oluyoruz. Bu da yılda dakika demek. 25 X 365. Fakat ne yazık ki aslında bu süreden daha fazlasını boşa harcıyoruz. Dokuzuncu sınıftaki İngilizce öğretmenim bana her mola verdiğimde kitap okursam – ki bu mola bir ya da iki dakikalık kısa molalar bile olsa – tahmin ettiğimden daha fazla okumuş olacağımı söylemişti. Ve haklıydı da. İşimi ne zaman erken bitirsem ya da boş bir vaktim olsa elime bir kitap alıyor ve okuyordum. Periyodik olarak verdiğimiz beş dakikalık molaları nasıl harcadığımız, hayatta neler başardığımız ya da neler başaracağımıza dair etkileyici bir faktör. Çünkü her ufak şey bize az da olsa birşey ekliyor. O yüzden neden zamanı boşa harcamayı normal birşeymiş gibi gösterelim? Mutlaka okuyun Girişimci Olmak İçin Doğru Zamanı Beklemeyin! 2. Kuruşa değer vermemek. Geçen gün eşimin annesi ile bir süpermarkette alışveriş yapıyorduk. Alışverişimizin sonuna geldiğimizde kasa sırasında beklerken kayınvalideme şu an ne olduğunu tam olarak hatırlayamadığım ama o an ilginç olduğunu düşündüğüm bir ürün gösterdim. Bana beni çok şaşırtan birşey söyledi “4 lira. 4 lira çok para!” Kayınvalidemin bunu söylemesinin beni bu kadar şaşırtmasının sebebi maddi durumlarının çok iyi durumda olması. Paranın kıymetini bilmek ve anlamak, zamanın ne kadar önemli olduğunu anlamakla aynı şey. Düşüncesizce harcanmış bir lira o an için gözünüzde ufak bir miktarmış gibi gözükebilir ama aslında gerçek hiçte öyle değil. Ufak bir hesap yapıldığında önemsiz olduğu düşünülerek harcanmış her bir lira biriktirilseydi on binler edebilirdi. Ufak paralara önem vermemek aynı zamanda detaylara da önem vermemek demek. Örnek olarak zengin insanlara baktığımızda milyonerlerin çoğu kendileri bir şeyler yaparak zengin olan, %75′ i kendi işine sahip insanlar. İşinden çalıştığı saat başına ücret almayan insanlar her bir dakikanın ve her bir liranın kıymetinin daha çok farkında oluyor. Zaten milyonerlere baktığımızda büyük bir çoğunluğunun para konusunda oldukça tutucu ve idareli olduğunu görüyoruz. Mutlaka okuyun Para harcarken 2 defa düşünün! 3. Başarının sizi mutlu edeceğine inanmak. Yirmi yıldan uzun bir süredir para ve mutluluk arasındaki ilişkiyi araştıran psikolog Thomas Gilovich’in dediğine göre mutluluğun en büyük düşmanlarından biri adaptasyon. Bizi mutlu edecek şeyler satın alıyoruz ve sonra bir şeyler başardığımızı düşünüyoruz. Ama bu durum kısa sürüyor. Bize yeni olan şeyler ilk gördüğümüzde bize heyecan veriyor ama daha sonra o şeylere alıştığımızda aynı heyecanı duymuyoruz. İşin aslı beklenti duymaktan zevk almak ya da arzu edilen şeyin düşüncesi o şeyin kendisinden daha tatmin edici. İstediğimiz şey ister para, ister sağlık, ister harika bir ilişki olsun, istediğimiz o şeyi elde ettiğimiz zaman, zaman içerisinde ona alışıyoruz ve eski heyecanımızı yitiriyoruz. Genellikle deneyimlemek için can attığımız şeyler üzüntü ya da hayal kırıklıkları ile sonuçlanıyor. Bu gibi benzer durumları çocuklarımda fazlasıyla gözlemliyorum. İstedikleri oyuncak alınmazsa sanki dünya yok olacakmış gibi hissediyorlar. Tüm dünyaları istedikleri şeye sahip olma fikri etrafında dönüyor. Buna rağmen onlara istedikleri oyuncağı aldıktan kısa bir süre sonra oyuncaktan sıkılmaya başlıyor ve yeni başka bir oyuncak daha istiyorlar. Kısaca özetlemek gerekirse; şu anda sahip olduklarımıza şükredip onlarla mutlu olmazsak, ileride sahip olacağımız hiçbir şey hayatımızı daha iyi hale getirmez. Mutlaka okuyun Mutlu Olmak İçin Alışveriş Yapmayı Bırakın, Deneyimlere Odaklanın! 4. Zorlukların üstesinden gelemeyeceğinizi düşünmek ve bu fikre inanmak. Bir şeyin bizi daha mutlu edeceğine kendimizi inandırmakla birlikte kendimizi olacak bir şeyin normal olacağından daha da zor olacağına inandırıyoruz. Bir şeyi ne kadar ertelersek ya da ötelersek o şey her geçen gün aklımızın içinde bizi yiyip bitirmeye başlar. Ama harekete geçmeye başladığımız an yaşayacağımız zorluğun tahmin ettiğimizden daha az olduğunu görüyoruz. İnsanoğlu en zor şeye bile alışabiliyor! Geçtiğimiz günlerde uçakta bir bayanın yanında oturuyordum ve biraz sohbet ettikten sonra bayanın 17 tane çocuğu olduğunu öğrendim. Evet, doğru okudunuz. Tamı tamına 17 çocuk! İlk sekizi kendi öz çocuğuymuş. Ama daha sonra eşiyle birlikte düşünmüşler ve dört tane üvey çocuk evlat edinmişler. Birkaç yıl sonra da bir başka beş çocuk daha evlat edinmişler. Elbette aile yapılarında yaşanan bu değişim başta şok etkisi yaratsa da daha sonra kendi aileleri de bu duruma alışmış. Ve bir şekilde 17 çocukla başa çıkmaya alışmışlar. İster inanın ister inanmayın, eğer siz de benzer bir durumu yaşamak zorunda olsaydınız bir şekilde alışıp üstesinden gelebilirdiniz. Cesaret ve korkuyla ilgili problem, iki duygunun da insanları zorlayıcı şeyler başarmaktan alıkoyması. Karşılaşacağınız zorluk ne kadar büyük ya da küçük olursa olsun zaman içerisinde bir şekilde duruma alışıyorsunuz. Devamlı olarak büyük bir stres altığınızda kaldığınızda değişiyorsunuz ve strese alışmaya başlıyorsunuz. Mutlaka okuyun Düşünmeyi Bırakın ve Harekete Geçin! 5. “Mutluluk” peşinde koşmak. “Mutluluğa giden yol yoktur çünkü mutluluk yolun kendisidir.” - Thich Nhat Hanh Çoğu insan onları istedikleri gibi mutlu, huzurlu, motive olmuş ya da aşık hissettirecek bir şeyler yapabilmek için dünyayı gezmek, kitap yazmak, işe başlamak ya da romantik bir ilişkiye sahip olmak gibi öncelikle bir şeylere para, zaman ve aşk gibi ihtiyaçları olduklarını düşünüyorve buna inanıyorlar. Çelişkili bir biçimde, bu “sahip ol – yap – ol” paradigmasının arzu ettiğiniz mutluluğa ve başarıya sahip olabilmeniz için tersten uygulanması gerekiyor. Bu yüzden ilk olarak; nasıl hissetmek istiyorsanız öyle olun mutlu, tutkulu, huzurlu gibi; daha sonra bir şeyler yapmaya başlayabilirsiniz ve sonra bakmışsınız ki neredeyse bir anda yapmakta olduğunuz şey size sahip olmak istediğiniz şeyi getirmiş. Eğer mutlu insanların sahip oldukları şeylere sahip olmak istiyorsanız, o şeylere sahip olmak için öncelikle sizin mutlu hissetmeniz gerek. Eğer zengin insanların sahip oldukları şeyleri istiyorsanız hayatınızı dolu dolu yaşamalısınız. Kısacası; tutum ve davranışlar zamanla sonuçlara dönüştüğü için “sahip ol – yap – ol” paradigması sizin düşündüğünüz şekilde gerçekleşmiyor. Mutlaka okuyun Hayatta mutlu ve başarılı olmanın 20 yolu 6. Sahip olduklarınıza şükretmemek. Tim Ferris ile 2013 yılında yapılan bir röportajda kendisine “Hayatta sahip olduğunuz bir sürü farklı rol var. Hiç stres olmuyor musunuz? Nasıl bu kadar çok sorumlulukla başa çıkıyorsunuz?” diye sorulduğunda Ferriss şu şekilde cevaplamış “Tabii ki de stres oluyorum. Eğer stres olmadığımı söylersem yalan söylemiş olurum. Fakat her sabah uyandığımda yeterli her şeye sahip olduğum fikrine kendimi odaklıyorum ve kendi kendimi yatıştırıyorum. İhtiyacım olan her şeye sahibim. Mesela her gün kendimi maillerimin hepsine cevap vermek zorundaymışım gibi hissetmiyorum. Eğer insanlar maillerine cevap vermediğim için sinirlenirlerse sinirlensinler. Bu onların problemi.” Yine aynı röportajda Ferriss’e farklı bir soru daha sorulmuş “4 Saatlik Hafta kitabınızı okuduktan sonra Tim Ferriss’in parayı çok umursamadığını izlenimini aldım. Çünkü kitapta dünyayı nasıl hiç para harcamadan gezdiğinizi ve para kazanma zorunluluğu hissetmeme ile ilgili şeyler anlatmışsınız.” Ferriss bu soruyu ise şu şekilde cevaplamış “Bir sürü güzel şeye sahip olmak güzel bir durum. Ama eğer bu Fight Club filmindeki gibi paraya bağımlı olmaksa bir süre sonra sizin sahip olduğunuz şeyler size sahip olmaya başlıyor ve sağlık, mutluluk gibi şeylerin yerini almaya başlayıp öldürücü bir hastalık halini alıyor. Fakat eğer güzel şeylere sahipseniz ve o sahip olduğunuz şeyleri kaybetmekten korkmuyorsanız bu güzel bir şey. Çünkü para gerçekten de çok değerli bir araç. Eğer sahip olduğunuz şeylere şükrederseniz hayatta daha çok güzel şey sizin olur. Ama eğer hayatta sahip olmadığınız bir şeyin yerini doldurmak için daha çok şeye sahip olmak zorundaymışsınız gibi hissediyorsanız ne kadar çok şeye sahip olup ne kadar çok şey başarırsanız başarın her zaman daha fazlasını isteyeceksiniz.” 7. Şu an bulunduğunuz durumu küçümsemek. Hayatlarımızın ne kadar zor olduğu hakkında konuşmak hep kolay olmuştur. Hayatın hiçbir zaman adil olmadığı ve başkalarının bizden hep daha şanslı olduğunu söylemek de. Peki sizce bunları konuşmanın size bir faydası var mı? İçinde bulunduğumuz hayatı ve durumu sanki diğerlerinkinden daha kötüymüş gibi yargıladığımız zaman başka insanlar bir şeyleri sanki kolay elde ediyormuş gibi hissederiz. Sanki onlara hayatta her şey altın tepside sunulmuş ve onlar herkesin geçtiği zorlu yollardan geçmemiş ve başarıya kolay ulaşmış gibi düşünürüz. Bu paradigma, düşünce yapısının kurbanı olarak ortaya çıkan bir paradigmadır ve genelde her şeyi söylemede yetki sahibi olma hissi ile sonuçlanır. Dünya size hiçbir şey borçlu değil. Hayat adil olmak zorunda değil. Ama ne olursa olsun dünya size yaşamanız için ihtiyacınız olan her şeyi vermiş. Gerçek şu ki, başarılı olmak için dünyadaki bütün avantajlara sahipsiniz. Ve bu fikre yürekten inanarak kendinize ve dünyaya karşı olan sorumluluğun ağırlığını hissedebilirsiniz. Başarılı olmak için gereken pozisyondasınız. Evrendeki her şey sizi şu anda olduğunuz yere getirdi ve şimdi parlama ve dünyada bir şeyler değiştirme zamanı. Dünya sizin. Yapmanız gereken kendinizi geliştirmek ve hayallerinizde düşlediğiniz başarıya, mutluluğa, huzura ulaşmak. Mutlaka okuyun Kendine İnanmak ve Güvenmek İsteyenlere 8. Hayatı bölümlere ayırmak. İnsanoğlu yapı gereği bütüncüldür. Herhangi bir sistemin bir kısmını değiştirdiğinizde aynı zamanda bütünü de değiştirmiş olursunuz. Bir şeyi değiştirebilmek için her şeyi değiştirmeniz gerekir. Ne kadar önemsiz ve mantıksız olduğu önemsiz olmaksızın her düşünce sonsuz sonuçlar dalgası doğurur. Bu düşünce Edward Lorenz tarafından kelebek etkisi olarak adlandırılmıştır. Düşüncenin “kelebek etkisi” olarak adlandırılmasının sebebi uzaklarda bir kelebeğin kanatlarını çırpması sonucu çıkan rüzgarın birkaç hafta sonra fırtınaya sebep olmasını anlatan mecazi örnektir. Ufak şeyler zamanla büyük şeylere dönüşür. Hayatınızda bir şey kontrolünüzden çıkarsa hayatınızdaki diğer şeyler de kötü etkilenir. Çalışan bir sistemi bölümlere ayıramazsınız. Sağlık ve insan ilişkileri gibi konuları kenara ayırmak kolay gibi gözükse bile farkında olmadan bütün hayatınız etkilenir. Ve her zaman ötelediğiniz önemli şeyler size günün sonunda zarar olarak geri döner. Tersi bir şekilde hayatınızda bir şeyi geliştirdiğinizde ise hayatınızdaki diğer şeyler de pozitif olarak etkileniyor. Yazar James Allen’ın Düşüncenin Gücü As a Man Thinketh adlı kitabında yazdığı gibi “İnsan düşüncelerini saflaştırdığında bir daha saf olmayan hiçbir şeyi arzulamaz.”. İnsan olarak herşeye bütüncül bakıyoruz. Yaptığımız herşey aslında iyi veya kötü olarak bir şekilde dünyayı etkiliyor. Bu yüzden size bir soru soruyorum “Ben tedavinin mi bir parçasıyım yoksa hastalığın mı?” —Coldplay 9. Başka insanlarla yarış içinde olmak. “Bütün başarısız olmuş şirketler aynıdır. Hepsi rekabetten kaçtıkları için başarısız olmuşlardır.” –Peter Thiel Rekabet maksimum ürün satışına ulaşmak ve refah için oldukça masraflı bir yoldur. Bu nedenle rekabet zamanla kimin bir diğerinden daha ucuza bir şey yapabileceği yarışına dönüşür. Bu, rekabete dahil olan bütün taraflar için aşağı doğru giden bir yarıştır. Diğer insanlarla ve şirketlerle rekabet halinde olmaya çalışmak yerine tamamen özgün bir şey yapmak ya da odaklanılması gerekilen noktaya odaklanmak daha iyidir. Kendinizi bir şey üzerinde yetkili olarak belirlediğiniz zaman rekabet haline tepkili bir biçimde yanıt vermek yerine kendi koşullarınızı kendiniz belirleyebilirsiniz. Böylece bir değer yarattığınız alanı tekelinize almak istersiniz. Başkaları ile rekabet halinde olmak, insanların günlerini kendi hedefleri olmayan hedeflerin peşinden koşmalarına harcamalarına neden olur ve toplumun önemli olarak dayattığı hedefleri kendilerine gerçek hedefleriymiş gibi belirlerler. Bütün hayatınızı toplumun “önemli” olarak belirlediği bu hedeflere ulaşmak ile geçirebilirsiniz ancak böyle bir hayat muhtemelen istemediğiniz “sığ” bir hayat olacaktır. Bu yüzden kendi değerlerinizi temel olarak belirleyip kendinize ona göre bir başarı kriteri belirlersiniz başkalarının boş gürültüsüne kulak asmamış olursunuz. Mutlaka okuyun En Ucuzu Değil, En İyisi Olun! 10. Her şeye sahip olmaya çalışmak. Her bir kararın fırsat maliyeti vardır. Bir şeyi seçtiğiniz zaman otomatik olarak diğer şeyleri seçmemiş olursunuz. İnsanlar size her şeye sahip olabileceğinizi söylediklerinde aslında yalan söylüyorlar! Çünkü bunu söyleyen insanlar size söyledikleri şeyi kendileri uygulamıyor ve size içi boş bir tavsiyede bulunmuş oluyorlar. Asıl gerçek şu; aslında her şeyi istemiyoruz. Ama eğer gerçekten her şeyi istediyseniz bile gerçek hayat sizin istediğiniz şekilde işlemiyor. Örnek vermek gerekirse ailemi daha da hayatımın merkezine getirmek istiyor ve onlarla daha fazla zaman harcamak istiyorum. Çünkü eşim ve üç çocuğum ile vakit geçirmek benim en büyük önceliklerim arasında. Ama sonuç olarak hayatıma baktığımda bazı insanların yaptığı gibi günümün 12 ya da 15 saatini çalışarak geçirmiyorum. Ve bu benim için sorun teşkil etmeyen bir durum. Çünkü ben kararımı verdim. Ve dikkatinizi çekmek istediğim nokta da tam olarak bu. Aslında hepimiz bizim için en önemli şeyi seçmeli ve ona sahip olmalıyız. Eğer her şeye sahip olmaya çalışırsak elimizde sıfırdan başka hiçbir şey olmaz. Bu iç çatışma cehennem gibi bir şey. “Yaratıcılık”, geleneksel olarak kalıplar içinde olmayan ve kurallara tabii olmayan olarak tanımlansa da, aslında yaratıcılık, atasözlerini temel alarak düşündüğümüzde ortaya çıkar. Çünkü insanlar tercihlerininin önünü açmak yerine sınırlandırdıklarında yaratıcı kaslarını gevşetmiş olurlar. Dolayısıyla demek istediğim şu ki, hayatınızdaki şeyler ne kadar çok kesin sınırlarla belirlenirse ve sınırlandırılırsa o kadar iyi. Çünkü bu sayede karşınıza çıkan seçenekleri ikilemde kalmadan sonuca ulaştırabilirsiniz. 11. Nereden gelmiş olduğunuzu unutmak. Herhangi bir başarı elde ettiğiniz zaman o başarıdan tamamen kendinizin sorumlu olduğuna inanmak çok kolaydır. Nereden geldiğinizi unutmak çok kolaydır. Şu anda bulunduğunuz yere gelirken başkalarının sizin için yaptığı fedakarlıkları unutmak çok kolaydır. Kendinizi diğer insanlardan daha üstün görmek çok kolaydır. Bütün köprüleri yaktığınızda ise ortada hiçbir insan ilişkisi kalmaz. Ve bir anda kendinizi izole olmuş bir mağaranın içinde bulursunuz. Aklınızı ve kimliğinizi yitirir, farkında olmadan olmaya çalışmadığınız bir insan haline gelirsiniz. Alçak gönüllülük, şükran ve sahip olduklarının farkında olmak başarınızı düzgün bir perspektif içerisinde tutmanıza yardımcı olur. Yapmayı başardığınız şeyi etrafınızdaki insanların yardımları ve destekleri olmasaydı yapamazdınız. Bu yüzden şu anda bulunduğunuz yerde olduğunuz için çok şanslısınız. 12. Başka insanların müsaade etmesini beklemek. Eşimin babası oldukça başarılı bir emlak yatırımcısı. Ve kendisinin dediğine göre kariyeri boyunca yüzlerce insan ona emlak sektörüne girseler mi girmeseler mi diye sormuş. O da hepsine aynı şeyi söylemiş “Sakın!”. İşin aslı bu soruyu soran insanları işten vazgeçirmek için verdiği bir cevapmış bu. Ve birçok seferde başarmış. Peki sizce neden böyle birşey yapmış olabilir? Ben de bunu kendisine sordum ve bana dedi ki “Benim onlara ne dediğimin bir önemi yok. Başarılı olacak kişiler ben ne dersem diyeyim zaten başarılı olacaklar.” Başka insanların bir şeyi başardıklarını görünce başarılı olmak için aynı şeyin peşinden koşan bir sürü insan tanıyorum. Ve bu insanlar aslında ne yapmak istediklerine hiçbir zaman karar veremediler ve sürekli bir işten öbür işe atlayıp başarı elde etmeyi beklediler. Devamlı olarak başarıya ulaşmadan kısa bir süre önce başaramayacaklarını düşündükleri için çabalamayı bıraktılar. Kimse size hayallerinizi yaşamanız için müsaade etmeyecek. Ryan Holiday’in The Obstacle Is the Way adlı kitabında da dediği gibi “Melekleri aramaktan vazgeçin ve melekleri aramaya başlayın.” Dışarıdan bir sihirli değneğin gelip sizin içinde bulunduğunuz durumu değiştirmesini beklemek yerine siz kendinizi ve içinde bulunduğunuz durumu mantık çerçevesinde ele alın ve değiştirmek için harekete geçin. “Hayatta bir şeylere bakma şeklinizi değiştirdiğinizde, gördüğünüz şeyler değişecek.” — Wayne Dyer Siz her şey için yeterlisiniz. Yapmaya karar verdiğiniz herş eyi başarabilirsiniz. Sadece karar verin ve başkalarının nasıl ve ne düşündüğünü unutun. 13. Ne kadar para kazanabileceğinize başkalarının karar vermesine izin vermek. Birçok insan başarılı olmak istediklerini söylüyor. Eğer gerçekten başarılı olmak isteselerdi, başarılı olurlardı. Ben de hep çevremdeki insanlara “Keşke piyano çalabilseydim.” diyordum. Sonra biri çıkıp “Hayır gerçekten piyano çalmak istemiyorsun. Eğer gerçekten isteseydin öğrenmek için zaman ve fırsat yaratırdın.”dedi. Ve biri bana bunu dedikten sonra ben de bir daha kimseye piyano çalmayı çok istediğimi söylemedim. Çünkü haklıydı. Hayat öncelikler ve kararlar üzerine kurulu. Ve konu paraya gelince serbest piyasa ekonomisinde istediğiniz kadar para kazanma imkanına sahipsiniz. Asıl soru şu, siz gerçekten ne kadar para kazanmak istiyorsunuz? Sosyal medyada günlerinizi, aylarınızı ve yıllarınızı harcamak yerine her gün bir ya da iki saatinizi kendinize değer katacak bir şey öğrenmek ya da yapmak için harcayabilirsiniz. Think and Grow Rich, adlı kitabında Napoleon Hill okuyucularından bir kağıt alıp o kağıda ne kadar para kazanmak istediklerini yazmalarını ve üstünede bir zaman çizelgesi çizmelerini istemiş. Bu sayede gerçekte ne istediğinize karar verip istediğiniz şeye ulaşmanız için neler yapabileceğinizi düşünmüş oluyorsunuz. Örneğin bir akrabalarının Volswagen kamyonetinde yaşamış ve fakir bir çocukluk geçirmiş olan Jim Carrey geleceğine dair inancını hiç yitirmemiş. Carrey, 1980’lerin sonlarında her gece kamyonetini Los Angeles’a bakan yüksek bir tepeye sürer ve başarılı, takdir edilen bir oyuncu olduğunun hayalini kurarmış. Ama o zamanlar sadece amatör bir komedyenmiş. 1990 yılında bir gece Los Angeles’a bakan tepelerin birinde geleceğini hayal ederken Carrey kendisine 10 milyon dolarlık bir çek yazmış ve üzerine “oyunculuk hizmetleri için” diye not düşmüş. Sonra bu çeke 1995 yılı Şükran Gününün tarihini atmış ve çeki cüzdanına koymuş. Beş yıl sonra kendisine bu çeki vermiş. Ve 1995 yılı Şükran Gününde Salak ile Avanak filmi için tam 10 milyon dolar para alarak kendisine verdiği sözü tutmuş. 14. Geleceğinize dair öngörülerinizi inkar etmek. “Hayatınız için en güzel ve en yüksek öngörülerde bulunun. Çünkü yalnızca inandığınız şeye sahip olursunuz.” — Oprah Winfrey Şu anda nerede olduğunuzun bir önemi yok. İstediğiniz geleceğe sahip olabilirsiniz. Ama kesin olan bir şey var, o da; ne ektiyseniz onu biçeceğiniz. Bu yüzden bir şey yaparken o yaptığınız şeye dair bir inancınız olsun. Zihinsel yaratım her zaman fiziksel yaratımdan üstündür. Kafanızda tasarladığınız hayat zamanla inşa ettiğiniz hayata dönüşür. Toplumun size evinizin nasıl gözükmesi gerektiğini dikte etmesine izin vermeyin. Siz bir artist ve tasarımcısınız. Başkaları tarafından bir yalı olarak görülse de görülmese de hayatınızı istediğiniz gibi inşa edebilirsiniz. Çünkü gerçek eviniz, kalbinizin attığı yerdir. 15. Özümsememek. Varlıklı bir babanın çok akıllı olmayan çocuğuna, hiç şüphesiz bunun kötü bir karar olduğunu bildiğinden, mirasını bırakmakta tereddüt etmesine dair bir hikaye var. Hikaye şöyle “Baba çoçuğuna döner ve der ki Sana yalnızca bir servet değil aynı zamanda bulunduğum pozisyonu ve haklı olanın yanındaki duruşumu da bırakabilmeyi arzuluyorum evlat. Sana bunları belki kolayca bırakabilirim ama sen benim elde ettiğim gibi kendin elde etmelisin. Benim öğrendiklerimi öğrenerek ve yaşadıklarımı yaşayarak servetimizi almaya hak kazanacaksın. Öğrendiklerim ve bugün bulunduğum konumum sayesinde elde ettiğim hak ve yetkilerimi sana devredeceğim. Benim gittiğim yolu takip et, benim öğrendiğim gibi sen de öğren ve bir gün göreceksin ki sen de ben gibi olmuşsun ve benim bütün sahip olduklarım senin olmuş.'”. Yapılması gereken şeylerin üstesinden gelmek çoğu zaman düşündüğümüz kadar kolay olamayabiliyor. Başarılı olmak için yapmanız gereken şeylere dair bir liste yok. Daha iyi yaşayabilmek için kim olduğunuzu en içten, en temelinden değiştirmeniz gerekiyor. Hayatınız için iyi olacak, başarıya ulaşmanızı sağlayacak şeyleri yapmak yerine o şeyleri benimsemeli ve hayatınızın olağan bir parçası haline getirmelisiniz. Bu şekilde sizin ne yaptığınız sizin aslında kim olduğunuzun bir yansımasına dönüşür ve siz o başarıya büyük adımlarla koşan kişi oluverirsiniz. Siz bu değişimi hayatınızda bir kere tattığınız zaman, başarı doğal bir şekilde size gelecek. Özümseyin, yapın ve sahip olun. “Milyoner olduktan sonra artık bütün paranızı verebilir hale geliyorsunuz çünkü sizin için önemli olan banka hesabınızdaki milyon dolarlar değil, milyoner olma yolunda sizin nasıl bir insana dönüştüğünüzdür.” — Jim Rohn 16. Paranın kötü olduğuna inanmak. “İyi de olsa kötü de olsa insanlar bütüncüldür. İnsan vücudu bile yalnızca ruhsal ve fiziksel yönleri senkronize edildiği zaman mükemmel bir şekilde çalışabilir. İnsan vücudu beyninizin programlanma şekline uygun hareket ettiğinde daha iyi performans gösterir. Zihninizi yaptığınız şeylerin iyi, asil ve değerli olduğuna inandırmak enerjinizi arttırmanıza ve çabalarınızın meyvesini almanıza yardımcı olur.” — Rabbi Daniel Lapin Çok para kazanmanın iyi bir şey olmadığına ve çok para kazanan insanların kötü insanlar olduğuna inanan birçok insan tanıyorum. Bu insanlar, zengin insanların kendilerinden güçsüz insanları sömürmek ve onlara zorla satış yapmak için fırsat kolladıklarına inanıyorlar. Para kötü bir şey değildir ama nötrdür. Para değerin sembolüdür. Eğer ben 20 liraya bir çift ayakkabı satıyorsam ve birisi o ayakkabıları almak istiyorsa o kişi ayakkabıların 20 liradan daha fazla edeceğine inanıyor demektir. Çünkü böyle düşünmeseydi ayakkabıyı almak istemezdi. Ben insanları sattığım ayakkabıları almaları için zorlamıyorum. Almak ya da almamak insanların kendi seçimi. Bu nedenle, değer kazanmak iki taraf içinde kazan-kazan durumundan ibarettir ve tamamen algılama şekline dayanır. Değer görecelidir. Eğer ayakkabıları alan aynı kişiye ayakkabıları satın almak için 20 lira teklif ederseniz muhtemelen size ayakkabıları satmaz. Çünkü ayakkabının değerini 20 liradan fazla olarak görür. Peki ya 30 lira teklif etseniz? Hala ayakkabıları size satmak istemeyebilir. Yani ürün ve hizmetler için “doğru” fiyat yoktur. Doğru fiyat müşteri tarafından biçilen değerdir. Para sistemine sahip bir toplumda yaşadığımız için çok şanslıyız. Çünkü bu sistem sayesinde borç alıp verebiliyor ve güçleniyoruz. Eğer takasla ticaret yapıyor olsaydık işimizin değerini ölçmek oldukça zor olurdu. Dürüst ve namuslu bir şekilde kazanıldığında para kazanmak oldukça ahlaklı bir davranış. Daha doğrusunu söylemek gerekirse eğer yaptığınız işin ahlaka uygun bir iş olduğunu düşünmüyorsanız belki de yaptığınız işi değiştirmelisiniz. Çünkü yaptığınız iş sizin bir yansımanız olmalı. Sizin sunduğunuz hizmet veya üründeki değeri almak her zaman müşterilerin kendi seçimidir. Ve bu seçim ne olursa olsun sonuç sizi kötü biri yapmaz. Mutlaka okuyun Para Hakkında Yanlış Bilinen Gerçekler 17. Dikkatinizin dağılmasına izin vermek. “Yaşamınızdaki öncelik sırasını siz belirlemezseniz , sizin adınıza bunu bir başkası yapar.” – Greg McKeown Neredeyse her şey asıl önemli olandan uzaklaşmamız için bir dikkat dağıtıcı. Bazı şeylerin üzerine fiyat etiketi koyamazsınız. Çünkü size göre değerleri belirlenemeyecek kadar değerlidirler. Sizin için önemli olan bu şeyler için her şeyden, hatta hayatınızdan bile vazgeçerdiniz. Çevrenizdekiler ile ilişkiniz ve kişisel değerlerinizin bir fiyat etiketi yoktur. Ve hiçbir zaman paha biçilemez bir şeyi paraya değişmeyin. Hayatta bazı şeyleri doğru perspektifte tutmak hayatınızdan önemli olmayan şeyleri çıkartmanıza yardımcı olur. Size kolay bir şekilde ihtiyacınız olan şeye odaklanmanızı sağlar ve sonucu bir hiç olacak şeylerden uzak durmanıza yardımcı olur. Mutlaka okuyun 80/20 KuralıPareto Prensibi Nedir? Hayatınızı Nasıl Değiştirebilir? 18. Asıl zekice olan şeyin odaklanmak olduğunun farkında olmamak. İnsanlık tarihinin en dikkat dağıtıcı döneminde yaşıyoruz. İnternet tıpkı iki uçlu bir kılıç gibi. Kimin kullandığına bağlı olarak iyi veya kötü yönde kullanılabilir. Ne yazık ki, çoğumuz internet kullanımı konusunda çok sorumluluk sahibi değiliz. Her gün boş boş ekrana bakarak saatlerimizi geçiriyoruz. Y jenerasyonu internetteki dikkat dağıtıcı etkenlerden etkilenmeye daha eğilimli olsa da günümüzde herkes internetin bu kötü etkilerinden muzdarip. Bir şeye odaklanma süremiz azala azala neredeyse sıfıra indi. Bir şeyleri yapma isteğimiz yok oldu. Çoğunlukla kendimizin zor farkına vardığı bu neden yüzünden başkalarının müdahale etmesini gerektiren bazı kötü alışkanlıklar edindik. İnternet, sayısız dikkat dağıtıcı ve harekete geçmeyi önleyici şeyler barındırıyor olması sonucu bizlerin hayattan bıkmış, yüzeysel düşünen insanlara dönüştüğümüze dair yüzlerce bilimsel kanıt var. Devamlı dikkat dağınıklığı ile ilgili en büyük zorluklardan biri ise bizi “derin” düşünmek yerine “sığ” düşünmeye itmesi ve sığ düşünmenin de bizim sığ bir yaşam yaşamamıza neden olması. Ünlü Romalı filozof Lucius Annaeus Seneca 2,000 yıl önce bu durumun iyi bir açıklaması olabilecek çok güzel bir söz söylemiş “Her yerde olmak hiçbir yerde olmamaktır.” Cal Newport, dilimize Pürdikkat Odaklanma Becerisini Nasıl Yitirdik, Nasıl Geri Kazanabiliriz? olarak çevrilen kitabında “pür dikkat çalışma” ile “sığ çalışma” yı birbirinden ayırıyor. Cal Newport’a göre “pür dikkat çalışma” yeteneklerinizi ve becerilerinizi kullanarak değer katıcı bir şey üretmek anlamına geliyor. Ve bu şekilde bir şeyler üretmek de emek, enerji, zaman ve konsantrasyon istiyor. “Sığ çalışma” ise bütün ufak tefek hesap kitap işlerini, emaillere bakma, toplantılar, telefon görüşmeleri, fatura takibi gibi fazla konsantrasyon gerektirmeyen ufak tefek işleri içeriyor. Birçok insan bu “sığ çalışma” gerektiren işleri hayatlarında daha öncelikli bir konuma getirdikleri için hedeflerine doğru yönelemiyorlar. “”Pür dikkat çalışma” artık insanların nadiren yapığı bir şey olduğu için ekonomimizde gittikçe değerleşen bir çalışma şekli. Sonuç olarak kim işine kendini pür dikkat verir ve hayatını bu çalışma şekline göre yaşarsa her zaman yükselir.” — Cal Newport Mutlaka okuyun Birden Fazla Proje İçerisinde Odağınızı Koruyabilmek İçin İpuçları 19. “Mantıklı” hedefler belirlemek. “Yapabileceklerinizin ötesinde şeyleri kendinize hedef belirlemelisiniz. Yeteneklerinizin ve becerilerinizin bittiği yerde yeni hedefler koyarak kendi kendinizle rekabet halinde olmalısınız. Eğer en iyi şirketlerde çalışmak istiyor ve bunun yalnızca bir hayalden öteye geçemeyeceğini düşünüyorsanız, o zaman bu hayali bir hedefe dönüştürün. Eğer Time dergisinin kapağında olmak sizin için imkansız bir şeymiş gibi düşünüyorsanız o zaman hedefinizi o dergi olarak belirleyin ve işinizde çok başarılı olmak için çalışın. Gerçekte nerede olmak istediğinizi hedefiniz olarak belirleyin ve o hedefe ulaşmak için çalışın. Hiçbir şey imkansız değildir.” –Paul Arden Çoğu insanın kendine koyduğu hedefler genellikle mantıklı hedeflerden oluşuyor. Bu hedefler çoğu zaman çok fazla hayal gücü gerektiren hayaller de değiller. Hatta genellikle bu hedeflere ulaşmak için inanç, şans, sihir ya da mucize de gerekmiyor. Ben, kişisel olarak çoğu insanın bu kadar dünyevi ve şüpheci oldukları için çok üzülüyorum. Bir şeyleri başarmak adına insanın içinde bir inanç olmasının çok güzel birşey olduğuna inanıyorum. Çünkü içinizde inanç olduğu zaman hayatınız ve kişisel gelişiminiz daha da anlamlaşıyor. 20. Eleştiri aramak yerine övgü aramak. Kültürel olarak o kadar kırılgan insanlar haline geldik ki bir eleştiride bulunduğumuzda o eleştiriyi bir yirmi güzel sözle kombine ederek söylememiz gerekiyor. Ve biri bize bir eleştiri yaptığında o eleştiriyi haksız çıkartmak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Psikologlar bu duruma “doğrulama sapması” diyor. Doğrulama sapması doğru olduğuna inandığımız bir görüş ile ilgili bu görüşle çelişecek bilgilere değer vermeme ve alternatif olasılıkları önemsememe eğilimi. Aileniz ve arkadaşlarınız ile konuştuğunuz zaman övgü almanız çok kolaydır, çünkü size sizin tam da duymak istediğiniz şeyleri söylerler. İnsanlardan övgü almayı beklemek yerine eleştiri almayı beklemelisiniz. Çünkü ancak bu şekilde yaptığınız iş daha iyi hale gelebilir. Peki eleştiri işinizi nasıl iyi yönde etkileyebilir? Birisi size kötü bir eleştiride bulunacak kadar sizi umursadığında bilirsiniz ki işiniz eleştiriyi hak eden bir iş. Eğer hayatta iyi yapılmış bir şeyler varsa her zaman etrafında o şey ile ilgili kötü sözler söyleyen insanlar bulunur. Yazar Robin Sharma’nın da dediği gibi “kötü insanların çokluğu mükemmelliği doğrular”. Gerçekten de bir şeyler yapıp kendinizi göstermeye başladığınız zaman, kötü niyetli insanlar ortaya çıkacaklardır. Onların yapabilecekleri şeylerin bir yansıması olmak yerine onların yapmadıkları şeylerin bir yansıması olmayı tercih edin. 21. Vermek yerine almak. Bir bakış açısına göre başka insanlara yardım etmek size zarar verir çünkü başkalarına yardım ettiğinizde siz o insanlara karşı elinizde bulunan avantajı kaybedersiniz. Bu bakış açısı dünyayı devasa bir pasta olarak gören bir bakış açısı. Sizin sahip olduğunuz her dilim benim sahip olmadığım dilimler. Bu yüzden sizin kazanabilmeniz için benim kaybetmem gerek. Ama farklı bir bakış açısına göre de, dünyada yalnızca bir tane pasta yok, sınırsız sayıda var. Eğer daha fazlasını isterseniz daha fazla pasta yapmak zorundasınız. Bu yüzden başkalarına yardım etmek aslında sizin kendinize de yardım ediyor olduğunuz anlamına geliyor çünkü bu sayede tüm dünya daha iyi bir hale geliyor. Böylece insanlarla ilişkilerinizi kuvvetlendirip güven bağı kuruyorsunuz. Doruk adında bir arkadaşım var ve kendisi çalıştığı emlak yatırımcılığı firmasında gerçekten yenilikçi işler yapıyor. Yenilikçi işler yapıyor diyorum çünkü kendi kendisine geliştirdiği ve hiç kimsenin kullanmadığı stratejilere sahip. Ve gerçekten de işinde çok ama çok iyi. Bir keresinde bana iş stratejilerini bir sır olarak tutmak istediğini çünkü eğer diğer insanlar ile bu stratejileri paylaşırsa başka insanların onun önüne geçebileceğini söyledi. Ama sonra başka bir gün konuştuğumuzda ise tam tersini düşündüğünü söyledi. Hatta dediğine göre çalıştığı emlak yatırım firmasındaki bütün iş arkadaşlarına kendi stratejilerini anlatmış. Ve üstelik insanlara bireysel olarak yol göstererek onların yükselmesine de yardımcı oluyormuş. Böyle bir yaklaşım benimsemekten çoğu insan kaçınıyor. Ama arkadaşım, stratejisi belli bir zaman sonra işe yaramaz hale geldiğinde kendisine yeni çıkış yolları bulabilecek kapasitede olduğunun bilincinde. Zaten liderlik ve yenilikçilik de bu demek değil mi? Ve insanlar da arkadaşım böyle vasıflara sahip olduğu için ona güveniyorlar. İşin aslı insanlar ona, en iyi stratejileri o bulduğu ve paylaştığı için ona güveniyorlar. Yani özetlemek gerekirse Doruk hem kendisine hem de etrafında bulunan diğer insanlara pasta yapıyor. Ve ayrıca evet, kendisi firmalarındaki en yüksek mevkiide bulunan ve en fazla maaşı alan tek insan. Bunun sebebi firmaya en çok Doruk’un katkıda bulunması ve fikirlerini, kaynaklarını, bilgilerini kendisine saklamıyor oluşu. Mutlaka okuyun Girişimcilikten Zengin Olmak, Başkalarına Yardım Etmekle Başlar 22. Üretmeniz “gereken” şeyleri üretmemek. Birçok girişimci iş fikirlerini, kendi hayatındaki eksikliklere bakarak geliştiriyor. Ve aslında bu şekilde birçok problemi çözmüş oluyorlar. Yani bir zorlukla karşı karşıya kalıp sonra ona karşı bir çözüm üretiyorlar. Müzisyenler ve artistler de işlerine aynı bakış açısı ile yaklaşıyorlar. Müzisyenler dinlemek istedikleri müzikleri yapıyor, ressamlar görmek istedikleri resimleri çiziyor ve yazarlar da yazılmış olmasını umdukları kitapları ve yazıları yazıyorlar. Ben de işime aynı şekilde yaklaşıyorum. Mesela kendimde okuma isteği uyandıracak yazıları yazıyorum. Yaptığınız iş kendinizin en dikkat çeken yansıması olmalı. Eğer ürettiğiniz işin ürünlerinden hoşlanmıyor ve zevk almıyorsanız başka insanların sizin ürettiğiniz şeyden zevk almasını nasıl bekleyebilirsiniz ki? 23. Bir sonraki fırsata bakmak. Mükemmel müşteri, mükemmel fırsat ve mükemmel koşullar her zaman karşınıza çıkacak şeyler değildir. Bir şeylerin farklı olmasını dilemek yerine neden elinizde bulunan şeyleri istediğiniz şeylere dönüştürmeye çalışmıyorsunuz? Bir sonraki fırsatı beklemek yerine, şu an elinizde olan fırsatın, fırsatların farkına varın. Daha farklı bir şekilde söylemek gerekirse çimenin neresini sularsanız orası yeşillenir. Başka insanların daha güzel ilişkilere sahip olduklarını düşündükleri için eşlerinden boşanan bir sürü insan var. Ve çoğu durumda da bu düşünceye sahip olup sonra da eşinden ayrılan bu insanlar, boşanmalarının ardından hemen yeni bir ilişkiye başlıyor ve bir süre sonra o ilişkilerini de bitirip daha iyi bir ilişki aramaya çalışıyorlar. Sorun sizin elinizde bulunan imkanlar değil. Sorun sizsiniz. Ta kendiniz. Çünkü insanlar ruh eşlerini bir anda bulmazlar. Ruh eşlerini çok çabalayarak o hale getirirler. Jim Rohn’un da dediği gibi “Daha iyi olmuş olmasını dileme, daha iyi olmuş olmanı dile. Daha az problemin olmuş olmasını dileme, daha yetenekli olmuş olmanı dile. Daha az zorlukla karşılaşmış olmayı dileme, daha bilgili olmuş olmayı dile.” 24. Başlamak için beklemek. Eğer bir amaç uğruna her gün zamanını harcayıp yol katetmez ve ilerleme göstermezseniz, hiç şüphesiz ki en sonunda tıpkı bir elektirikli süpürge gibi hayat sizi içine çekecek ve siz de hayatın içerisinde kaybolacaksınız. Meredith Willson’ın dediği gibi “Bir sürü yarınlar biriktiriyoruz ama bir gün bir bakacaksınız ki elinizde sadece boş dünlerle kalmışsınız.” Aktif olarak yazı yazmak için neredeyse birkaç yıl bekledim. Çünkü doğru zaman için bekliyordum. O doğru zaman da yeterli miktarda paraya, zamana ve ihtiyacım olan diğer şeylere sahip olduğum zamandı. Yapmak istediğim şeyi yapabilmek için yeterli özelliklere sahip olduğumu düşünene ve biri bana “artık yapabilirsin” diyene dek bekledim. Ama asla yazı yazabilmek için o yeterli özelliklere sahip olamadım. Çünkü “hayallerinizi yaşamak” için hiçbir sınır yok. İyi ve yeterli özelliğe sahip olmak, sizin onu nasıl nitelendirdiğiniz ile ilgili. Ve unutmayın ki her zaman iyi olduğunu düşündüğünüz bir şeyin bir tık daha iyisi olabilirsiniz. Bu yüzden insan kendi kendisini çalışarak ve kendi kendisine birşeyler başardığını göstererek nitelendiriyor. Karar alarak kendi kendisine izin veriyor. Hayat çok kısa. Bugün yapabileceğiniz bir şeyi yapmak için yarın olmasını beklemeyin. Gelecekteki siz ya bugün yaptığınız şeyler için size minnettar olacak ya da yapmadıklarınız için size kızgın olacak. Mutlaka okuyun Girişimci Olmak İçin Doğru Zamanı Beklemeyin! 25. Zamanlamaya önem vermemek. Şimdilerde adlı sitenin CEO’su olan 22 yaşındaki Tony Hsieh, Harvard’dan mezun olmuş. Tony 23 yaşına geldiğinde kuralı daha altı ay olan Linkexchange şirketi için 1 milyon dolar teklif almış. Tahmin edersiniz ki bu Tony için harika bir teklif olmuş çünkü bu teklifi almadan bir yıldan daha kısa bir süre önce Tony, Oracle’da yılda 40 bin dolar kazanacağı iş teklifini reddetmiş. Uzunca bir süre düşünmenin ardından Tony bu 1 milyon dolarlık teklifi reddemiş ve Linkexchange’i kendi başına daha büyük bir şirket haline getirebileceğini düşünmüş. Çünkü gerçek arzusu para kazanmak değil, üretmek ve yaratmakmış. Gerçekten profesyonel bir insan para için çalışmak yerine para kazanır. Gerçekten profesyonel bir insan tutku duyduğu şeylerin peşinden gider. Yalnızca beş ay sonra Tony Hsieh, Yahoo!’nun kurucularından biri olan Jerry Yang tarafından 20 milyon dolarlık bir teklif daha almış. Bu teklifi alan Tony havalara uçmuş. İlk aklından geçen şey ise “İyi ki beş ay önce şirketi satmadım.” olmuş. Yine de bu yeni gelen teklif karşısında duruşunu korumuş ve Jerry Yang’dan teklifi düşünmesi için bir kaç gün istemiş. Bu teklifi kendi isteklerini kabul ettirerek kabul edebilirmiş. Ama o paraya sahip olduğunda yapabileceği bütün şeyleri ve 20 milyon dolar ile hayatında bir daha tek bir gün bile çalışmasına gerek olmayacağını düşümüş. Sonra oturmuş ve bir kağıda hayatta istediği şeylerin bir ufak listesini yapmış bir ev; bir televizyon ve sinema odası; haftasonları nereye isterse gidebileceği ufak tatiller; yeni bir bilgisayar; yeni bir şirket kurmak, çünkü yeni bir şeyler oluşturma ve o şeyi büyütme fikrini seviyor; Hepsi bu. Yani Tony’nin tutkusu ve motivasyonu bir şeylere sahip olmak değil. Ki zaten kendi kazandığı para ile yeni bir televizyon, bilgisayar alabilir ve haftasonları ne zaman isterse minik tatil kaçamakları yapabilir. 23 yaşında olduğu için Tony, bir ev fikrinin bekleyebileceğine karar vermiş. Neden Linkexchange’i başka bir şirket kurmak için satmak istesin ki? Tony’nin 20 milyon dolarlık teklifi reddetmesinden yalnızca bir yıl sonra Linkexchange patlamış. Ve artık bünyesinde 100’den fazla çalışanı varmış. İş tahmin ettiğinden daha da iyi gidiyormuş. Ama Hsieh bulunduğu noktada olmaktan memnun değilmiş. Çünkü kültürel ve siyasi unsurlar bir anda bu hızlı büyüme sürecini bir şekilde değiştirmiş. Eskiden Linkexchange’de yalnızca Hsieh ve yakın arkadaşları sevdikleri şeyi yaparlerken bugün ise büyük bir acele ile işe aldıkları insanların işlerinde aynı motivasyona ve vizyona sahip olmadıklarını farketmişler. İşe yeni başlayan çalışanların birçoğunun Linexchange’i değil de yalnızca aldıkları maaşı umursadıklarını ve işi tutkuyla yapmadıklarını fark etmişler. Bu yüzden Tony şirketi satmaya karar vermiş. Ve daha 25 yaşındayken yani 1998 yılında Microsoft 265 milyon dolara Linkexchange’i satın almış. The Art of Work Çalışmanın Sanatı adlı kitabın yazarı Jeff Goins, yeni bir kitap yayımlamak isteyenlere şu tavsiyelerde bulunuyor “Bekleyin. Aceleci davranmayın. Aynı hatayı ben de yaptım. Eğer bir ya da iki yıl daha beklersen şimdi olduğundan 10 kat daha avantajlı olursun ve böylece bütün kariyerin bir anda değişebilir. Yapman gereken şey şu; 20 bin takipçisi olan bir yazar 20 bin ile 40 bin dolar arası para kazanabilirken 100- 200 bin takipçiye sahip bir yazar 150 bin dolar ile 500 bin dolar arası kazanıyor. O yüzden bir ya da iki yıl daha bekle ve göreceksin ki kariyerin, hayatın tümüyle değişecek.” Benim bu dediklerim ile size asıl demek istediğim şey “yapmak istediklerini ertelemek” değil. Sadece bir strateji. Zamanlama, bu birkaç saniyelik bir zamanlama bile olsa tüm hayatınız değişebilir. 26. “Kuralına” göre oynamak. “Aynı şeyi defalarca yapıp farklı sonuç almayı uman kişiye aptal denir. Dahiliğin bile mutlak bir sınırı varken aptallığın asla. En kötüsü de dünya onlarla doludur.” — Albert Einstein Bir düzene göre yaşıyoruz hepimiz. Ama bu düzeni ve kuralı yıkmak bizi değiştiriyor ama bunu yapabilmek için de çok hata yapmamız ve yaptığımız o hatalardan da ders almamız gerekiyor. Eğer kere başarısız olacak cesaretiniz yoksa asla kendi ışığınızı bulamazsınız. Yazar Seth Godin’in de dediği gibi “Başardığımdan daha fazla başarısız oldum.” Başarısız olmak ve hata yapmak utanılacak birşey değil. Hata yapmak ders alınması gereken birşey. Hata yapmak ileriye doğru bir adım daha atmak demek. Hata yapmak asla bitmeyen birşey. Hata yapmak inanılmaz birşey. “Hata yapmayan insanın birşey başarması neredeyse imkansızdır.” — Paul Arden Mutlaka okuyun Hatalarınızdan Çıkarabileceğiniz Dersler 27. Bir işe başlamadan önce o işte başarılı olacağınıza inanmamak. “İnsanlar hayatlarının tamamını başarı merdivenini tırmanarak geçirebilirler, ancak bir kere zirveye ulaştıkları zaman merdivenin yanlış duvara yaslanmış olduğunu farkederler.” –Thomas Merton Çoğu insan yanlış oyunu oynuyor ve çoğu da oyunun başında oyunu kaybediyor, sonra da canları çok acıyor. İşte bu farkında bile olmadan “insan kendi hayatını nasıl mahveder”in tasviri. Oyunu oynamaktan daha önemli bir şey var, o da oyunun düzeninin ve kurallarının nasıl kurulduğu. Oyunu nasıl kurduğunuz nasıl oynadığınızı da direkt olarak etkiler. Ve önce kazanmak, sonra ise oynamak daha iyidir. Peki önce kazanmak ve sonra oynamak nasıl mümkün olabilir? Sondan başlayıp geriye doğru çalışmakla. Neyin makul olduğu, senden beklenilenin ne olduğunu ya da neyin mantıklı olduğunu düşünmek yerine ne yapmak istediğinizle işe başlayın. Örneğin Jim Carrey kendisine 10 milyon dolarlık bir çek yazmış. Sonra onu kazanmak için yola koyulmuş. Yani önce oyunu kazanmış, sonra ise oyunu oynamış. Bunu siz de yapabilirsiniz. 28. Elinizdeki ufak şeyler ile gurur duymamak. Bulunduğunuz konum ne olursa olsun, pozisyonunuz ile gurur duyun. İlkokul diplomanız mı var? Gurur duyun! Birini tanıyan bir adamı tanıyan bir tanıdığınız mı var? Gurur duyun! Bir blogda bir yazınız yayınlandı ama bu bilinmeyen bir blog mu? Gurur duyun! 100 liranız mı var? Gurur duyun! Ne yazık ki çoğu insan yalnızca çitlerin öbür tarafına bakıyorlar. Ve bu yüzden de harika fırsatların onlar için de var olduğunun farkına varmakta başarısız oluyorlar. Bu kötü bir hayat yönetim şekli. Hep daha fazlasını istemek yerine neden elinizde olan imkanları değerlendirmiyorsunuz? İşin doğrusu, siz bir şeyler kazanmayı öğrenene dek hep canınız yanmaya devam edecek. Başkalarının sizin için bir şeyler yapmasını beklemek daha kolay geliyor. Ama gerçek başarı siz hayatınızın iplerini kendi ellerinize aldığınız zaman size geliyor. Sizin dışınızda başka hiçkimse sizin başarınızı, sağlığınızı, zamanınızı, insan ilişkilerinizi sizin kadar umursamıyor ve umusamayacak da. Şu an bulunduğunuz noktada kullanılmayı bekleyen bir sürü fırsat var. Bu yüzden gurur duyun ve kendinizi yüceltin. Bulunduğunuz noktadan bir adım daha ileriye adım attığınızda yeni bulunduğunuz nokta ile de gurur duyun. Daha fazlasını dilemeyin. Ve sonra göreceksiniz ki, çok iyi yerlere gelmişsiniz. Unutmayın, başarı hayatta yaptığınız seçimlere bağlı. Başarı, motivasyona sahip olup o motivasyonu doğru kullanmak ve hedefinize ulaşmak için ne kadar çok savaştığınıza bağlı. Başka insanların hayal olarak adlandırdığı şeylere gönülden inanmaya bağlı. Bulunduğunuz yeri yüceltmeye ve attığınız her bir adımla gurur duymaya bağlı. 29. İşinize “iş” olarak bakmak. Şairler ve şiirler ile ilgili en güzel şey, şiirde ne söylendiği kadar şiirlerin nasıl yazılmış oldukları da önemli. Benzer bir şekilde, bir etkinliğe gittiğiniz ya da bir konuşmacının konuşmasını dinlediğiniz zaman genellikle konuşmacının ne dediğine değil nasıl konuştuğuna odaklanırsınız. Çünkü konuşmacının konuşmasında nelerden bahsetmesi gerektiğini zaten bilirsiniz. Hangi işte çalışıyor olursanız olun, yaptığınız işi bir iş olarak değil de bir sanat olarak gördüğünüz zaman daha iyi sonuçlar alırsınız. Çünkü sanatçı nasıl izleyicisine, okuyucusuna ya da dinleyicisine bir şeyler sergiliyorsa siz de müşterinize bir şeyler sunuyorsunuz. Ve bu yüzden de genellikle müşterileriniz yaptığınız iş kadar sizi sizi de görmek istiyorlar. 30. Başkalarının sizin işinizi nasıl yapmanız gerektiğine karar vermesine izin vermek. The Obstacle is the Wayin yazarı Ryan Holiday başarılı ve yaratıcı her insanın farkında olduğu “şu an” olarak bahsettiği şeyi şu şekilde tanımlamış; “Şu an” gözlerinizin, yaptığınız ve ürettiğiniz şeylerin arka planlarında neler olduğuna açık olduğu zamandır. Geçtiğimiz günlerde Yüzüklerin Efendisini izliyordum ve bir anda aklıma değişik bir düşünce düştü. O da eğer bu film Peter Jackson tarafından yönetilmeseydi ortaya çıkacak filmin çok daha farklı bir film olacak olmasıydı. Tamamen farklı olabilirdi! Her bir çekim, her bir sahne, ışık, kostümler, karakterlerin ve mekanların nasıl gözüktüğü, filmin izleyici üstünde nasıl bir etki yaratacağı, hepsi! Yani her şey başka bir yönetmenin yaratmaya çalıştığı farklı etkiye izlenime bağlı olarak değişirdi. Bu yüzden, doğru ya da yanlış diye bir şey yoktur. Onun yerine yaptığınız işi kendi tarzınızda yapmak vardır. Siz de bu durumun farkına varana dek sürekli olarak yaptığınız her işi çok iyi ve çok doğru yapmaya çalışacaksınız. Bunun için de başka insanların yaptığı işlerden kopya çekeceksiniz. Fakat gerçeklerin farkına vardığınız zaman bir zamanlar kendinize idol olarak gördüğünüz kişilerin aslında o kadar da mükemmel olmadıklarının farkına varacaksınız. O insanlar da tıpkı sizin gibiler. Tek farkları kendi doğrularını yaratıp o doğrular ile ilerlemiş olmaları. Yalnızca kendi benliğinizden vazgeçmeyerek yükselebilirsiniz. Ve inandığınız bir şeyi üretmeye başladığınız zaman yaptığınız işe daha iyi odaklanır ve insanların sizin yaptığınız işler ile ilgili neler düşündüğünü daha az umursamaya başlarsınız. 31. Emekli olmayı dört gözle beklemek. “Emekli olmak ölmek demektir.” — Pablo Casals Bir insanın tam suratının ortasına yumruk atmanın en güçlü yolu suratından 12 cm yukarıyı hedef almaktır. Bu sayede karşınızdaki kişinin suratında daha iyi bir etki yaratabilirsiniz. Eğer direkt olarak suratın kendisini hedef alırsanız, attığınız yumruk daha yavaş bir yumruk olur. Yani attığınız yumruk atmak istediğiniz yumruğa göre daha güçsüz olur. Emeklilik de aynı bu şekilde. Emekliliklerini bekleyen ve planlayan insanların birçoğu 40’lı ve 50’li yaşlarına geldikleri zaman yavaşlamaya, daha az çalışmaya başlarlar. Üzücü kısım ise, yavaşlamaya başladığınız zaman geri dönüşü çok zor olan bir gerileme dönemine girmeye başlarsınız. Araştırmalara göre emekli olmanın insan üzerindeki etkileri şöyle Günlük aktivite ve hareket etme zorlukları artar; Hasta olma ihtimali artar; Ruhsal hastalıklara yakalanma ihtimali azalır. Fakat emeklilik 20. yüzyıla özgü bir şey ve artık çoğu kurum emekliliğin modern toplumda bir anlamı olmadığını savunuyor. Örnek vermek gerekirse, sağlıkla ilgili gelişmeler sayesinde artık 65 yaş yaşlı olarak görülmüyor. Sosyal Güvenlik sistemi tasarlandığı zaman, sistemi tasarlayan kişiler 65 yaşı emeklilik yaşı olarak belirlemişlerdi çünkü o zamanlar bir insanın ortalama yaşam süresi 63 yaştı. Buradan da anlaşılıyor ki sistem aslında gerçekten çalışamayacak durumda olan insanlar için tasarlanmış. Dahası, 65 yaş üstü insanların iyi bir iş performansı sergileyemeyecekleri düşüncesi de artık geçerliliğini yitirmiş durumda. Eskiden işlerin çoğu fiziksel güce dayalı olduğu için emeklilik diye bir şey ortaya çıktı. Ancak günümüzde işlerin bir çoğu bilgi üstüne dayalı. . Hedefinizdeki şey emekli olmak olmamalı. Son nefesimize kadar kapasitemiz ne olursa olsun bir şeyler yapma kapasitesine sahibiz. Benim 92 yaşındaki dedem, Kıbrıs Harekatı sırasında savaş pilotuydu. Ve geçtiğimiz beş yıl içerisinde üç kitap yazdı. Ve yaşına rağmen her akşam saat sekizde uyur ve sabah dört buçukta uyanır. Günün ilk iki veya üç saatini televizyonda ilham verici ve öğretici şeyler izleyerek geçirir. Saat yedide kahvaltı yapar ve gününü kitap okuyarak, yazarak, insanlarla konuşarak geçirir. Hatta ev işlerini bile yapar. Bazen ise sokağa çıkar ve sokakta yardıma muhtaç insan gördüğünde onlara nasıl yardımcı olabileceğini sorup insanlara yardım etmeye çalışır. Benim de yaşım ilerledikçe durmaya ya da yavaşlamaya niyetim yok. Genel inancın aksine insanlar şarap gibidir ve yaş aldıkça daha iyi çalışmaya başlarlar. 32. Dün’ün önemini küçümsemek. “Ağaç dikmek için en iyi zaman 20 yıl öncesiydi. Ağaç dikmek için en iyi diğer zaman ise şimdi.” — Çin atasözü Şu an içinde bulunduğumuz durum geçmiş kararlarımızın bir yansımasıdır. İstediğimiz her an hayatımızın yönünü ve bulunduğumuz konumu değişitirme imkanımız olsa da geçmiş kararlarımız yüzünden şu an bulunduğumuz yerdeyiz. Geçmişin bir önemi olmadığı sıkça söylenilse de aslında bu doğru değil. Bugün yarının dün’ü. Bugün yaptığımız her şey geleceğimizi ya daha iyileştirecek ya da daha kötüleştirecek. Fakat çoğu insan hayatını sürekli yarına ertelemeyi tercih ediyor. Bunun bir sonucu olarak da hiç düşüncesiz bir şekilde çukura düşüyor ve hayatımızı, insan ilişkilerimizi, geleceğimizi kötü yönde etkiliyoruz. Yine de bir yerde durumu toparlıyoruz. Tıpkı bir uçak gibi, uçağın rotasını düzeltmek için ne kadar uzun süre beklersek doğru rotaya yönelmemiz de bir o kadar uzun zaman alır. Bu yüzden diyebilirim ki, zaman çok kıymetli. Deneyimlemek istediğimiz şeylere heves duyarız, ki bu duyduğumuz heves deneyimin kendisinden daha keyif vericidir. Deneyimlemek istediğimiz şeyleri deneyimlemeli ancak hevesimizi yitirdiken sonra da o deneyimleri sonsuza dek hatırlamalıyız. Geçmiş, şu an ve gelecek… Hepsi eşsiz, önemli ve keyifli. 33. Hedefinizin çok gerisinde olduğunuzu düşünmek ve buna inanmak. Spor ve diğer bütün rekabet formlarında olduğu gibi insanlar, rekabet üstü kapalı olduğunda daha iyi performans sergilerler. Bu nedenle büyük sihir hep rekabet sonunda yaşanır. Fakat rekabet sırasında üstünlük bariz bir şekilde taraflardan birindeyse üstün olan taraf da kaybeden taraf da çaba göstermeyi bırakırlar. Rekabet içerisindeyken üstünlük sizdeyse kendinizi fazla özgüvenli hissetmeniz ya da açık ara fark ile rekabeti kaybediyorsanız vazgeçmeniz çok kolaydır. Ne yazık ki bir yarış içine girmeden önce bizden daha üst ligde olanları fark ediyoruz. Ve bunu fark ettiğimizde ise normalden daha az çaba sarfediyoruz. Fakat düşünme şeklimizi değiştirdiğimizde ve kendimizi o “üst lig” dekiler ile aynı seviyede görmeye başladığımızda zaman içerisinde bir zamanlar asla “yenilemez” olduğunu düşündüklerimizin de aslında başarısız olabilecekleri gerçeğinin farkına varıyoruz. Onlar da bizler gibi insanlar. Ama daha da önemlisi, bu gerçeğin farkına vardığımızda daha fazla çaba sarfetmeye başlıyor ve başaramayacağımızı düşündüğümüz şeylere birkaç adım daha yaklaşıyoruz. 34. Neşenizi ve üretkenliğinizi kötü yönde etkileyen müzikler dinlemek. “Müziksiz hayat bir hata olurdu.” — Friedrich Nietzsche Müziği daha iyi bir çalışma performansı sergilemek için tetikleyici bir etken olarak kullanabilirsiniz. Örneğin, olimpiyatlarda yüzme dalında 6 altın madalya kazanarak dünya tarihine geçen Michael Phelps’in hiç aksatmadan yaptığı müzikli bir yüzme rutini var. Ve müziği performans artırıcı olarak kullanan tek kişi Michael Phelps değil. Çoğu başarılı sporcu üzerlerindeki stresi atmak için ve kendilerini fiziksel olarak daha iyi hissetmek için rahatlatıcı bir yöntem olan müziği kullanıyorlar. Michael Phelps’e yarışlardan önce müzik dinleme rutini sorulduğu zaman Phelps, müziğin odaklanmasına yardımcı olduğunu ve yarışmalarda daha sistemik hareket etmesini sağladığını söylemiş. Ne tür müzik dinlediği sorulduğunda ise “Hip-hop ve rap dinliyorum.” diyerek yanıt vermiş. İlginçtir ki, araştırmalara göre hip-hop ve rap gibi yüksek tempolu müzikler performansta büyük bir artış sağlıyor ve vücudun güç toplamasına yardımcı oluyor. Yapılan diğer araştırmalara göre ise duygusal yoğunluk, müzik durduktan sonra da uzun bir süre devam ediyor. Yani bu araştırma sonuçlarına bakacak olursak Michael Phelps yarışlarda suda yüzdüğü sırada yarıştan önce dinlemiş oldupu hip-hop ve rap müziğin etkisini hala taşıyor. Son olarak yapılan araştırmalar, dinlediğimiz müzik türlerinin bizim ruhsal benliğimiz üzerinde büyük etkilere sahip olduğunu gösteriyor. Bu son nokta benim için çok önemli. Çünkü ruhsal benliğim ailemle olan ilişkimi, iş hayatımı, hedeflerime ulaşmak için neler yaptığımı kısacası her şeyi büyük ölçüde etkiliyor. Neden Bir İç Mimara İhtiyacımız Vardır? İç mekan ile birlikte olan yer, ne düşündüğünüzü, ne yaptığınızı, insanlarla nasıl etkileşimde bulunduğunuzu, ne kadar motive olduğunuzu ve günlük hayatınızın milyonlarca yönünü etkiler. Bu, evinizin veya ofisinizin iç tasarımını ve mimarisini refahınız için son derece kritik hale getirir. Vakit geçirdiğiniz herhangi bir yer, doğrudan varlığınızı etkiler. Çevremizdeki alan bu kadar önemliyse, sizde önemli bir soru işareti oluşturur “Evimin, ofisimin, dükkanımın, otelimin veya inşa edebileceğim başka bir alanın içini inşa etmek için bir iç mimar tutmalı mıyım?” Tasarım ve projeler üzerinde çalışmak için harcadığımız her zaman, işte aklınızdaki rüya alanı için bir iç tasarım danışmanı tutmanın sizin için son derece önemli olduğunu düşündüğümüz sebeplerden bazıları… Profesyonel Mesleki Yaklaşım Profesyonel bir iç tasarımcının yardımı olmadan etrafınızdaki alanı inşa etmeyi düşündünüz mü? Öyle yaptıysanız bu şaşırtıcı bir durum değildir. İnternet ile beraberinde gelen fikirler, kavramlar ve teknikler okyanusuna erişim imkanınız var. Bir Google araması ile hemen karşınızda yaklaşık 5 milyon tasarım konsepti çıkar, ve güzel olan kısmı da tamamen ücretsiz olmasıdır. Ancak, bir tasarım görmek ve onu başarıyla uygulamak için tamamen farklı bir görev görmek bir şeydir. Aslında, çoğu tasarımcı, mekanın tasarımı söz konusu olduğunda müşterilerinden gelen fikir ve istekleri göz önünde bulundurur. Deneyimli bir tasarımcı, yalnızca internetteki araştırmalarınızdan edindiğiniz fikirlerin uygulanabilirliğini ve pratikliğini vurgulamakla kalmayacak, aynı zamanda doğru malzemeleri bulmanıza da yardımcı olacaktır. Buradaki profesyonel yaklaşım çok önemli bir hal alır çünkü belirli bir koltuk tipini beğenebilirsiniz, ancak iyi bir iç mimar, oturma kapasitesi, kumaş ve diğer birçok şey açısından detayların önemi ile bir bütün oluşturacaktır. Alan ve düzen nedeniyle her zaman bir evin bir profesyonel tarafından planlanmasının önem ve gerekliliğini zorunlu kılmaktadır. Çeşitli materyaller birbiriyle uyumlu olacak ve profesyonelce tasarlanmış bir alanda çok daha fazla simetri fark edeceksiniz. Bütçenizden, Zamandan ve İş Gücünden Tasarruf Bir iç tasarımcının paradan tasarruf etmesinin birçok yolu vardır. İç mekan tasarımcınız bütçeniz hakkında yeterince bilgi sahibi olduktan sonra, her şeye bu şekilde uymak onların sorumluluğundadır. Tüm müşterilerimize, bir kişinin iç mekanda harcayabileceği asgari veya azami miktar olmadığını söylemeye devam ediyoruz. Ama dürüst olmak gerekirse, çoğu zaman mülkünüze değer katmayan şeylere para harcamaya değmez. Bir tasarımcı ile anlaşmak omzunuzdan büyük bir yük almayı ve daha az emek harcamanızı sağlar. İç mekan tasarımcınız, bütçenizdeki en iyi iç mekanları ve alan kısıtlamalarını yaratmanıza yardımcı olacak birçok şeyi dengeleyecektir. Nelerden vazgeçilmeli ve nerede ödün vermelisiniz bu uzmanlar tarafından ustalaşmış bir sanattır. Alanınızı oluşturmak için anlaştığınız iç mimarlar ve dekoratörler, tedarik edilen malzemelerin israfının asgari düzeyde olmasını sağlayarak, aksi takdirde israf edilecek %10-15’lik bir tasarruf sağlıyor. Yeri hazırlama süreci tek bir günü boşa harcamaması son derece önemlidir. Zaman kısıtlamaları nedeniyle kalitenin zarar görmemesini sağlamak için tasarımcının koordineli bir çaba göstermesini gerektirir. Konut projelerine gelince, ev sahiplerinin iç mekanları hakkında daha heyecanlı olduklarını görürüz. Bir ev sahibi için, sıkıştırılmış bir zaman çizelgesinde yapmak yerine her zaman doğru yapmakla ilgiliyizdir. Ancak, çoğu ev içi işin kapsamına bağlı olarak zamansal olarak süreç yönetimi çok iş gücü ve zaman taahhüdü gerektirir. Bir tasarımcı ile anlaşmak omzunuzdan büyük bir yük almayı ve daha az emek harcamanızı sağlar. İç mimarlar; işçinin işini denetler, satın almaları sağlar, doğru malzemeleri ve doğru yeri önerir, iş yüklenicileriyle koordine olur, yerinde sorunları ele alır ve daha fazlasını yaparlar. Bu size muhtemelen hayal edebileceğinizden çok daha fazla zaman kazandırır. Bu sadece mülkünüzün zamanında tamamlanmasını sağlamakla kalmaz, aynı zamanda yaptırdığınız işteki yolculuğun sizin için de zevkli olmasını sağlar. Doğru Malzeme Önerisi Evinizde / ofisinizde çeşitli yerler için tedarik etmeniz gereken malzemeler vardır. Bir banyoyu örnek alalım. Fayansları, muslukları, dolapları, duş sistemlerini, ışıkları, gider sistemlerini tedarik etmeniz, su yalıtım malzemelerini, aynaları, havlu raflarını, diğer donanımları, depolama mobilyalarını ve ihtiyacınıza bağlı olarak bir sürü başka şey almanız gerekir. Her biri için onlarca ve yüzlerce marka var. Her biri farklı fiyatlandırılır. İç mekan tasarımcınız, fiyat, kalite, mekanınızın tasarım dili, dayanıklılık ve önceki müşterilerden gelen geri bildirimleri dikkate alarak her ihtiyaç için en doğru malzemeleri önerebilir. Ayrıca, malzemeleri seçmek için ziyaret edilecek doğru yerleri ve sipariş vermek için doğru zamanı bilirler. Bu başlangıçta küçük bir görev gibi görünse de projeniz devam ettikçe her bir malzemeye zaman ve çaba harcamak, uzmana bırakılan çok sıkıcı bir iş haline gelir. Mevcut En İyi İşletmelere Erişim İç mekanınız ile ilgili zevkleriniz ölçüsünde en iyisini planlayabilirsiniz, ancak bunları yürüten insanlar tamamen farklı bir şey üretiyorsa bu tam bir zaman ve emek kaybıdır. Her projenin çeşitli amaçlar için İç mimarlara ihtiyacı vardır – Mobilyacı, Mermer, Elektrik, Tesisat, Asma Tavan uzmanları. İstanbul’da ve diğer tüm kasaba veya şehirlerde bunlardan birçoğu hizmet vermektedir. Ancak, herhangi bir meslekten olmayan kişinin, onlarla gerçekten çalışmadan uzmanlığı ve bitişi ölçmesi zordur. İstanbul’daki iyi bir iç mimar, daha önce çalıştığı sabit bir inşaat ekibine sahiptir. Mevcut işin tasarımcı ile müteakip inşaat ekibi ile eşleşmesi önemlidir. Teknik Yaklaşım Avantajı ve Son Trendlere Erişim İç Mimarlık, ciddi bir bilgi birikimi ve tecrübe ile mümkün olacak bir iş olmayan amatör yaklaşımlar veya iç mimariyi kapsayan dallarında yaşam alanınızda yaptığınız değişikliklerde teknik detaylarda eksik yada yanlış işler yapmanıza neden projenin birçok alanında sadece uzmanların cevaplaması gereken sorular ile karşılaşabilirsiniz. Örneğin; odanızın aydınlatmasında kullanacağınız malzemelerin konumlandırılması ve kaç adet kullanılacağı ya da televizyonunuz ile yatağınız arasında olması gereken mesafe ne kadardır?.. Tasarım konseptleri, tasarımcınız için ekmek ve tereyağı gibidir. Sadece ülkemizde değil, dünya genelinde sektörde yaygın olan son trendler konusunda son derece hızlı güncellemeler vardır. İnternette mevcut olan tasarımlara erişebilmenize rağmen, tasarımcınız dergiler, bloglar ve yayınlar aracılığıyla profesyonel dünyanın en iyisine erişebilmektedir. Ürünlere gelince bile, markaların ve üreticilerin çoğu, piyasaya girmeden önce iç tasarımcıları yeni ürünleri hakkında bilgilendirir. İç Mekanınızı Görselleştirme İstanbul ve diğer şehirlerdeki çoğu iç mimar, tasarım girdilerinizi ve en uygun olacağını düşündükleri yerinizi içeren 3 boyutlu modellemeler yaratır. Bu çok önemli çünkü dekorasyon işlemine çok para harcayacaksınız ve doğru yatırımı yaptığınızdan emin olmak isteyeceksiniz. Çoğu tasarımcı, 3D görselleştirici ve sanatçıdan oluşan bir ekibe sahiptir. 3D tasarım, 3D Max adlı bir yazılım kullanılarak yapılır. Size iç mekanınızın 3 boyutlu görüntüsünü verir. Bu aşamada değiştirilmiş veya eklenmiş herhangi bir yeniliğin nasıl göründüğü konusunda bilgilendirilirsiniz. Bir iç mimar ile çalışılması bu hizmet nedeniyle çok daha önemli hale geliyor. Boş Alanın En İyi Şekilde Kullanımı Birçok insan, herhangi bir iç tasarımda boş alanın önemini unutur. 500 metrekare alana veya 2000 metrekare alana sahip olabilirsiniz. Fakat bilimsel olarak planlanmamışsa, klostrofobik ve tedirgin olmanızı sağlar. İstanbul’da pek çok iç tasarımcının küçük alanlarda güzelce oynadıklarına tanık oluyoruz. Nispeten küçük bir alana sahip olduğunuzda, akıllı bir tasarım birçok konunuzu çözebilir. Dünyanın çoğu metropol kentinde emlak fiyatlarının yükseldiği daha küçük alanlar için kamu hizmetleri oluşturmak için küresel olarak çok sayıda araştırma yapılmıştır. Uzmanınız birçoğunu tanır ve kat planınıza dahil eder. Görsel Varlık Mağaza ya da showroom iç mekanları için bir iç tasarımcı alıyorsanız, doğru uzmanı bulmak daha da önemli hale gelir. Görsel Mağazacılık, son birkaç yılda agresif bir şekilde gelişen bir çalışma alanıdır. Müşterilerinize gösterdiğiniz şeyler, ürünleriniz hakkında ne düşündükleri, satın aldıkları ürünleri, showroom / dükkan / mağazanızın iç mekanından doğrudan etkilenir. Şehrinizdeki en iyi mağazalarda tanık olduğunuz Akıllı Perakende iç mekanları tesadüfen dekore edilmez. Müşteri ve ürün yelpazesi göz önünde bulundurularak özenle planlanır ve koordine edilir. Son Olarak… Siz değerli okuyucularımıza bir profesyonel ile organize çalışmanın yararlarından bir kaçını ele alarak ne kadar gerekli olduğunu anlatmaya malesef iç mimarlığın gerekliliğini göz önünde bulundurmadan yapılan işlerde uzun vadeli birçok problem ile karşı karşıya kalınılması kaçınılmaz alanınızda yapacağınız tüm değişiklikler için mutlaka profesyonel destek alınız. Karnap Mimarlık olarak ana prensiplerimizden yola çıkarak sizlere bu yazı ile yardımcı olacak bilgileri ve iş alanımıza dair tüm paylaşımlarımız ile yardımcı olmaya devam edeceğiz.

bir iş ürün ve hizmet için harcadığımız para